Yeterince güçlüydünüz bugün de. Ama gücünüzü bugüne de yettirebilmiş olmak memnun edeceği yerde huzursuz ediyordu sizi biliyorum.
Huzursuzdunuz çünkü önünüze çıkan her işi yapıyor, yoluna koyuyordunuz ama kendinizi kendi yolunuza koyamıyordunuz bir türlü.
Günün sonunda bütün işler bitip de şöyle bir oturduğunuzda, tüm bedeninizi sarmış yorgunluk sızısıyla ve zihninizdeki bulanıklıkla baş başa kalıyordunuz her gece. Yarına da güç yettirebilmek için uyumaktan başka yol bulamıyordunuz.
Yorgundunuz, fena halde yorgun.
Ne zaman günlerden ne gün olduğuna baksanız, o son ayın da, mevsimin de gelip geçtiğini fark ediyordunuz.
Duygularını erteleyen ve her gün aynı şeyleri yapıp duran bir robot olmaktan bıkalı çok olmuştu. Bu yüzden kırış kırıştı alnınız ve parlamıyordu artık gözleriniz. Yer çekimi daha çok çeker olmuştu sizi, yavaş yavaş yer altına davet eder gibi sanki. Ama yine de şimdi gidip uyumalıydınız. Oysa canınız ağlamak istiyordu. Avucunuzdan kayıp giden zamana ağıt yakmak istiyordunuz.
Bu gece de susturabildiniz duygularınızı biliyorum.
‘Belki yarın akşam daha iyi hissederim kendimi ve sohbet edebilirim kendimle’ diye uykuya teslim ettiniz kendinizi.
Uyumak yorgunluktan kaçışınızdı. Bir kez daha dinlenmemiş ve yorgun olarak uyanacağınızı bile bile kendinizden biraz olsun uzaklaşmaktı. Uyanmak ise uyanmak istememekle birdi yıllardır.
Bu sabah yine kendine çekiyordu sizi yatağınız, sonsuz uykuya davet eder gibi sanki. Oysa kalkıp güne karışmak gerekiyordu, işler güçler sizi bekliyordu. Oysa canınız hiçbir şey düşünmeden yatıp kalmak istiyordu.
Kalktınız yeni güne karıştınız.
İşler, iyi-kötü olaylar ve düşündürdükleri, dedikodular, fiskoslar, çaylar, kahveler, döküleni temizlemeler, saçılanı toplamalar, çözüm üretmeler, akıl vermeler, ders almalar, sonuç çıkarmalar derken o gün de erdi geceye.
Bugün de şöyle bir uzun uzun bakmadınız yârin gözlerine, tutmadınız ellerinden. Birlikte sevdiniz, birlikte korktunuz. Birlikte endişelenip birlikte direndiniz. Yediniz, içtiniz, şakalar yapıp gülüştünüz.
Bu akşam da duygulanmayı tercih etmediniz ama gelecek planları yaptınız. Yârin elleri, gözleri, dudakları, kalbi oradaydı her zamanki gibi ama bakıp geçtiniz. Velhasıl bir gün daha büyüttünüz beraberliğinizi. Yine ve hâlâ çok seviyordunuz onu biliyorum.
Oysa sizin canınız aşık olmak istiyordu…
Fotoğraf: Ergin TOPCU
- Hatıralar - 1 Ekim 2024
- Doğruluk mu? Cesaret mi? – Elif Demirbaş Topçu - 2 Haziran 2024
- Onsuz da Olmay… - 4 Aralık 2023