Osman Kavala: 2.623 Günlük Hukuksuzluk Hikayesi

Osman Kavala, Türkiye’de hukuk devleti ve adalet kavramlarının tartışmalı hale geldiği bir davanın simgesi olmaya devam ediyor. Sivil toplum aktivisti ve insan hakları savunucusu olan Kavala, 5 Ocak 2025 itibarıyla 2.623 gündür cezaevinde. Bu süre zarfında Kavala’nın yargılandığı süreçler, sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da ciddi bir endişe ve eleştiri konusu oldu.

Osman Kavala, 18 Ekim 2017’de Gaziantep’te gözaltına alındı. Gözaltı gerekçesi başta açıklanmadı ve soruşturma gizlilik kararıyla yürütüldü. 1 Kasım 2017’de İstanbul’da tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilen Kavala, iki ağır suçlamayla karşı karşıya kaldı: Gezi Parkı eylemleri bağlamında “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve 15 Temmuz darbe girişimi bağlamında “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs.”

Dava Süreci ve Hukuki Anomaliler

Kavala’nın dava dosyası ikiye ayrıldı. Gezi Parkı eylemleriyle ilgili hazırlanan iddianame 19 Şubat 2019’da tamamlandı. Ancak bu süreç boyunca Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 10 Aralık 2019’da verdiği “derhal serbest bırakılması” yönündeki bağlayıcı kararına rağmen tahliye edilmedi.

18 Şubat 2020’de Gezi davasında beraat kararı verilmesine rağmen Kavala hemen ardından başka bir dosya üzerinden tekrar tutuklandı. Bu durum, yargının bağımsızlığına dair ciddi soru işaretlerini beraberinde getirdi. Kavala’nın aynı suçlamalarla yeniden tutuklanması, uluslararası kamuoyunda “hukukun araçsallaştırılması” olarak yorumlandı.

AİHM ve Avrupa Konseyi’nin Müdahalesi

AİHM’nin kararlarını uygulamayan Türkiye, Avrupa Konseyi’nin yaptırım sürecine maruz kaldı. 2022’de başlayan bu süreçte Türkiye, AİHM kararlarını reddederek uluslararası hukuk normlarına uymayacağını açıkça belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu duruma “AİHM’in kararları bizi ilgilendirmez” diyerek yanıt verdi.

Kavala, 25 Nisan 2022’de Gezi davasında “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Karara itiraz süreçleri de sonuçsuz kaldı. Yargıtay, Eylül 2023’te Kavala’nın cezasını onadı. Diğer sanıklardan Can Atalay, Çiğdem Mater ve Tayfun Kahraman’a verilen 18’er yıl hapis cezaları da hukuka uygun bulundu.

Hukuksuzluğun Vardığı Nokta

Osman Kavala’nın davası, Türkiye’de hukuk sisteminin uluslararası hukuka, insan haklarına ve adil yargılama ilkelerine uygunluğunu sorgulatan bir örnek olarak öne çıkıyor. Avrupa Konseyi ve AİHM kararlarına rağmen Kavala’nın serbest bırakılmaması, Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerini açıkça ihlal ettiğini gösteriyor.

Bu dava, yalnızca bir bireyin özgürlüğü değil, aynı zamanda Türkiye’deki yargı sisteminin bağımsızlığı ve tarafsızlığı meselesini de gözler önüne seriyor. Osman Kavala’nın 2.623 gündür süren tutukluluğu, Türkiye’nin hukukun üstünlüğü ilkesinden ne kadar uzaklaştığının bir yansıması olarak tarihe geçti.