İran’a 2006-2015 yılları arasında uygulanan uluslararası yaptırımlar ülke ekonomisine ciddi manada zarar vermiş 2012 ve 2013 yıllarında kümülatif olarak yaklaşık yüzde on daralan İran ekonomisi, 2015 senesinde bir nebze toparlanmıştı . Hatta içinde bulunduğumuz 2018 senesinin bu bağlamda nükleer anlaşmanın semerelerinin alınmaya başlanacağı bir yıl olacağı öngörülmekteydi. Ne var ki işler umulduğu gibi gitmedi. Önce 2017’de başlayani ve 2018 yılının ilk günlerinde daha da genişlerek siyasi bir eksende dalgalanan sokak olaylarının da etkisiyle ülkede risk algısı bir hayli yükseldi. Risk algısındaki artışın da etkisi ile İran para birimi yabancı paralar karşısında ciddi miktarda değer kaybına uğradı. Üstüne bir de Nükleer Anlaşma kararı zaten daralan ekonominin daha da olumsuz yönde seyretmesine tuz biber ekti.
ABD Başkanı Donald Trump, 12 Mayıs’ta (2018) yapacağı açıklamayı bir kaç gün daha öne çekerek İran ile Viyana’da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi olarak imzaladığı P5+1 (ABD, Çin, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya)- arasıdaki
Joint Comprehensive Plan of Action – JCPoA -(Ortak Kapsamlı Eylem Planı’ndan (OKEP) kısaca Nükleer Anlaşma’dan çıktığını ve 2015’te askıya alınan İran ekonomik yaptırımlarının en güçlü şekilde yeniden hayata geçirileceğini Beyaz Saray’da düzenlediği basın açıklamasıyla duyurması gündemin kalbine yerleşti. İran’a eski yaptırımların 90 gün içinde uygulamaya gireceğini bu şekilde bildiren ABD, İran’a karşı gemicilik, petrol ve enerji alanlarında da eski yaptırımların yeniden uygulanmaya başlayacak. Trump, 2015’te yapılan nükleer anlaşmanın İran tarafından kendi amaçları için kullanıldığını savunarak, “Öyleyse bugün ABD’nin İran’la nükleer anlaşmadan ayrılacağını ilan ediyorum. Tahran’a en üst düzey ekonomik yaptırımları yeniden getireceğiz.” şeklinde konuştu .Mezkur basın açıklamasında “İran’ın nükleer silaha sahip olma çabasına yardım eden herhangi bir ülke güçlü bir şekilde yaptırıma uğrayacak. Amerika nükleer şantajın rehinesi olmayacak” değerlendirmesinde bulunan Trump, yaptırımların yeniden devreye girmesinin ardından İran’la iş yapacak ülkelere de bir mesaj gönderdi. İran’ın nükleer anlaşmadan faydalanarak nükleer çabalarına ve silah yapımına devam ettiğini savunan Trump, somut anlamda detaylara değinmeksizin İran’ın “yalan söylediğini” iddia etti. İlaveten Trump Tahran rejiminin bölgede terör unsurlarına yardım ettiğini ve anlaşmadan elde ettiği kazanımları nükleer ve askeri programlara yatırdığını savundu.İran Tesnim Haber Ajansının haberine göre ABD Maliye Bakanlığı, önümüzdeki 90 gün içerisinde İran’a yönelik döviz sektörü, metal ticareti, devlet borcu ve otomobil sektörü gibi alanlardaki eski yaptırımları tekrar uygulamaya koyacaklarını açıkladı. Habere göre, ABD Maliye Bakanlığı’nın açıklamasında, önümüzdeki 180 gün içerisinde, İran’a karşı gemicilik, petrol ve enerji alanlarında da eski yaptırımların yeniden uygulanmaya başlanacağı kaydedildi. ABD, 5 Kasım’a kadar tekrar İran’ın tüm devlet ve finansal kurumlarını yaptırım listesine alacak. Bu makale bu beyan ve Trump’ın Nükleer Anlaşmadan çekilmesi sonrası İran’da enerji görünümünden, AB’nin, Avrupalı firmaları ABD’nin muhtemel İran yaptırımlarından korumak için 1996 yılından kalma Blocking Statute adlı eski bir yasayı yeniden devreye alarak Brüksel’in İran ile nükleer anlaşmanın muhafazası için yaptığı ilk hamleyi ve Mayıs ayı içinde Yenileebilir Enerji sektörü de dahil olmak üzere kesitler vermeyi amaçlamaktadır.
İçinde bulunduğumuz 2018 yılı, Mayıs ayının bu son haftalarında en belirgin gelişmelerinden biri CIA Direktörlüğü’nden ABD Dışişleri Bakanlığı’na geçen Mike Pompeo’nun , Washington’daki Heritage Vakfı’nda ‘Nükleer anlaşmadan (Ortak Kapsamlı Eylem Planı’ndan (OKEP) çekildikten sonra: Yeni bir İran stratejisi’ başlıklı konuşma yapması ve Tahran’la ‘yeni anlaşmaya varmak ve ilişki kurmak’ için 12 şart sıralayıp aksi takdirde alenen İran’da rejim değişikliğiyle tehdit etmesi olmuş görünüyor. Tehditler arasında İran rejimine eşi benzeri görülmemiş mali baskı uygulnması, İran rejimi kendisi ve halkı için seçtiği kabul edilemez yoldan çıkıp rotasını değiştirmezse ABD’nin uyguladığı yaptırımlar altında çektiği ıstırap çok daha acı verici olacağı gibi söylemlerde yer alıyordu. Tehditler sadece İran ile de sınırlı değildi. ABD Dışişleri Bakanlığı, İran’ın her türlü saldırganlığını geri püskürtmek için Pentagon ve bölgesel müttefiklerle yakın işbirliği içinde çalışacak.Bugün açıkladığımız stratejiye bölgedeki ve dünya çapındaki en önemli müttefiklerimizin, ortaklarımızın desteiğini istiyoruz. Bununla sadece Avrupalı müttefiklerimizi kast etmiyorum.Avrupa’daki müttefiklerimizin İran’la eski nükleer anlaşmayı hayatta tutmaya çalışabileceğinin farkındayız. Bu onların kararıdır. Bizim nerede durduğumuzu biliyorlar gibi konuşmaların ardından Avrupa Ülkelerine de aba altında sopa gösterilmekteydi. Bu arada hatırlarsak Fransa, Almanya ve İngiltere liderleri Trump’ın OKEP’ten çekilmesine cevaben “İran halkının anlaşmadan kaynaklı ekonomik kazanımlarını sürdürmek” için çalışmalara devam edeceklerini belirtmişlerdi. Pompeo , İran rejimine yeniden yaptırım ve baskı kampanyamızın birçok dostumuz içim mali ve ekonomik zorluklar çıkaracağını anlamaktayız diyordu.. Hatta Amerika açısından bile ekonomik meydan okumalar oluşturuyor. Biz onların endişelerini dinlemek istiyoruz, ama takdir edersiniz ki İran’da yasaklı işler yapanlara hesap soracağız. ABD’nin İran politikasını anlatmak için gelecek haftalarda dünya çapında tüm ülkelere uzmanlardan oluşan heyetler göndereceğiz.şeklinde konuşuyordu ABD Dışişleri Bakanı Pompeo.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise ,ülkesinin yeni İran stratejisini açıklayan Pompeo’ya, “Dünya artık Amerika’nın dünyanın geri kalanı için kararlar vermesini kabullenmiyor” şeklinde cevap veriyordu bugün (22 Mayıs 2018) . Deutche Welle , Ilna haber ajansına göre İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Tahran’da yaptığı açıklamadan alıntılarla , ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun, ülkesinin İran’a tarihteki en ağır yaptırımları uygulayacağı yönündeki açıklamasıyla ilgili olarak, “Daha düne kadar gizli serviste çalışan bir adam İran gibi egemen bir devlete ne yapacağını, ne yapamayacağını buyurmak istiyor. Böyle biri ciddiye alınamaz. Bu nevi tehdit söylemlerinin dönemi tamamen sona erdi. Biz İran’da bunu yüzlerce kez duyduk ve ciddiye almadık” dediğini ve “Dünya artık ABD’nin dünyanın geri kalanı için kararlar vermesini kabul etmiyor” şeklinde konuştuğunu duyuruyordu.
Çeşitli kaynaklar “Oyun Bozanın Anlaşmadan Çekilmesi” başlığını atan Iran’ın reformist gazetelerinden İtimad’da Sara Masumî imzasını taşıyan haberde, Trump’ın anlaşmada İran’ın taahhütlerinin 2020 sonrasına uzatılması ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına İran’ın askerî tesislerini inceleme izni verilmesi şeklinde yapılmasını istediği iki değişikliğe yer verildiğine vurgu yapıyorlardı.. İlaveten yazıda Rusya, Çin ve anlaşmaya taraf olan ABD dışı diğer ülkelerin nükleer anlaşmayı korumak hususunda hemfikir olduklarına değinilerek Avrupa’nın İran’la ticari ilişkilerini muhafaza etmek için yeni güvenceler vadettiğine vurgu yapıldığına dikkat çekmekteler. Bir başka reformist yayın organı olan Şark gazetesi’de Cumhurbaşkanı Ruhani’nin Trump’ın anlaşmada çekilme kararı sonrası yaptığı açıklamada kullandığı “Amerikasız Nükleer Anlaşma” ifadesini manşete taşırken Avrupa Birliğinin anlaşmadan en fazla fayda gören taraf olduğu vurguluyor Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile Almanya Başbakanı Merkel’in Trump’ın kararını değiştirmek için gösterdikleri çabalara yer veriyordu.
Siyaset uzmanı ve kanaat önderleri Petrol ihracatı bağlamında kısa vadede kararın önemli bir menfi etki yaratmayacağını hatta jeopolitik gerilimlerin son haftalarda ham petrol fiyatlarını yükselttiği düşünülürse İran’ın gelir artışı bile sağlayabileceğini kaydetmekteler. Öte yandan ABD’nin anlaşmadan çekilmesi Avrupalı şirketlerin yatırımlarını bir hayli zorlayacağı görüşü giderek daha da hakim olmakta. Nükleer Anlaşma’nın uygulamaya girmesinden sonra İran enerji sektörüne somut taahhütte bulunan tek Batılı dev olan Fransız Total şirketi de Güney Pars doğal gaz sahasından çıkabileceği yönünde örüşler gündeme geliyor. Şirket temsilcileri daha önce yaptıkları açıklamalarda ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesi halinde Washington’dan muafiyet isteyeceklerini söylemişlerdi. Böyle bir muafiyet sağlanmazsa Total Güney Pars’taki işlerini Çinli konsorsiyum ortağı CNPC’ye devretmek zorunda kalması dahi sözkonusu olabilir fısıltıları giderek yükselmeye başladı. . Nitekim, Amerika Birleşik Devletleri
(ABD) Başkanı Donald Trump 8 Mayıs’ta ABD’nin İran’a karşı “en üst düzeyde ekonomik yaptırımlar uygulayacağını” söylemesi ve nükleer programla ilgili yaptırımları yeniden devreye sokan bir memorandum imzalaması sonrası Trump’ın nükleer anlaşmadan ABD’nin imzasını çekmesi sonrası Fransız menşeli TOTAL de,İran’daki Güney Pars 11 Projesi’nden çekilme kararı aldığını duyurmuş. İran Petrol Bakanı Bijen Namdar Zengene, TOTAL’inii çekildiği işi Çin Ulusal Petrol Şirketi’nin (CNPC) tamamlayacağını belirtmiş şayet TOTAL görevden ve işten çekilirse onun yerini Çin menşeli petrol firmasının alacağını duyurmuştu. Tasnim Haber Ajansı’nda yer alan haber TOTAL’in, Amerika Birleşik Devletleri’nden Güney Pars 11 Projesi için muafiyet belgesi almaya çalışacağını ve şayet belgeyi alamazsa, muhtemelen onun yerine CNPC geçeceğini duyuruyordu. İlaveten Bakan Zengene, TOTAL’in anlaşmaya uygun şekilde çekilmesi durumunda herhangi bir tazminat söz konusu olmayacağını , yerini CNPC’nin alacağını, eğer o firma da çekilirse İran Petro Pars firmasının işi devralabileceğini belirtmekteydi. Geçtiğimiz sene WPC Dünya Petrol Kongresi’nin İstanbulda gerçekleştiği sıralarda Mezkur proje için İran Petrol Bakanlığı, Fransız TOTAL, Çinli CNPC, ve İranlı Petro Pars firması yirmi senelik dört milyar iki yüz milyon euroluk bir sözleşmeye imza koymuşlardı.iii
Bu arada ABD Başkanı Donald Trump, 8 Mayıs tarihinde ABD’nin İran ile imzalanan nükleer anlaşmadan çekildiğini açıklaması sonrası kararı lanetleyen iv İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, 20 Mayıs 2018’de de Avrupa Birliği’nin (AB) nükleer anlaşmanın İran’a getirdiği yararları korumak için yeterince çaba sarf etmediğini belirtti.İran resmi haber ajansı IRNA’nın haberine göre, Zarif Avrupa Komisyonu’nun İklim ve Enerjiden Sorumlu Üyesi Miguel Arias Canete ile Pazar günü Tahran’da görüştü. Zarif’in Canete’ye, “ABD’nin anlaşmadan çekilmesiyle birlikte anlaşmanın kazanımlarını koruma noktasında İran’ın AB’den beklentileri arttı ve AB’nin anlaşmaya verdiği siyasi destek mevcut durumda yeterli değil” dediği bildirildi.İlaveten Zarif’in “Avrupalı büyük şirketlerin İran ile işbirliklerini sona erdirdiklerini duyurmaları olasılığı, AB’nin nükleer anlaşmaya bağlılığıyla tutarlılık göstermiyor” dediği aktarıldı. Hatırlarsak anlaşmadan çekilme sonrası ABD’nin yeni Berlin Büyükelçisi Richard Grenell, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “İran’da faaliyet gösteren Alman şirketleri operasyonlarını derhal azaltmalı” demişti. Avrupa Komisyonu, uygulamayla İran ile ticaret yapan Avrupalı firmaların ABD’nin yaptırımlarından korunması amaçlayan 1996 yılında kabul edilen Blocking Statute (Engelleme Mevzuatı) adlı yasayı 18 Mayıs 2018 günü yeniden etkin hale getirmişti.v Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’da Sofya’daki AB zirvesinde yaptığı açıklamada “AB Komisyonu olarak Avrupalı firmaları korumak görevimiz. Tekrar engelleme statüsü düzenlemesine dönüş sürecini başlattık” şeklinde konuştu. Düzenlemeye göre ABD yaptırımlarının hayata geçirilmesini öngören mahkeme kararları tanınmayacak ve Yasa, Avrupalı şirketler açısından ortaya çıkabilecek masraf ve zararların tazminatını da düzenlemkte . İlaveten teorik olarak ABD yaptırımlarına uyan Avrupalı şirketlerin cezalandırılmasını öngörmekte. Uzmanlar Yasanın bu yönüyle nasıl devreye gireceği konusunda ise belirsizlikten kaynaklanan endişelere dikkat çekmekteler. Bu meyanda meselenin İran’daki algısı bağlamında şunu da belirtmek gerekir ki kaynaklar ABD dışındaki beş ülkeyle mezkur anlaşmaya devam özelinde düşünüldüğünde Hamenei ‘in Fransa, İngiltere ve Almanya ‘yı kastederek bu üç Avrupa ülkesine güvenmediğini söylemiş, DMO Komutanı Muhammed Ali Caferi de AB’nin elinden bir şey gelmeyeceğini ve Trump’a direnemeyeceklerini savunmuştur.
İran ile petrol ve doğalgaz sevkiyatları alanı da dahil iktisadi ilişkilerin devamını ve derinleştirmeyi planlayan AB, İran ile 2015’te P5+1 ülkelerinin imzaladığı nükleer anlaşmadan ABD’nin imzasını çekmesi sonrası Brüksel Washington’ın İran’a yönelik yaptırımlarının ‘etrafından dolanmaya’ çalışmak gibi farklı çözüm yolları arama yoluna girdiği ve Sputnik’e konuşan diplomatik bir kaynağa göre Avrupa Birliği’nin (AB) İran’dan satın aldığı petrol için yaptığı ödemeleri dolar yerine euro ile gerçekleştirmeyi planladığını söylediği günlerde İran tarafında Yenilenebilir Enerji Konusunda yeni gelişmeler olmakta.
İran ilk yüzer güneş santralinin kurulumuna başlaması içinde bulunduğumuz Mayıs ayına imzasını atan bir gelişme oldu Yenilenebilir Enerji konusunda ..İran’ın güneydoğu ucunda bulunan Sistan ve Belucistan Eyaleti’nde kurulacak olan ülkenin ilk yüzer güneş santralinin kurulum çalışmalarına bu hafta törenle başlandı. Zahak şehrinde kurulacak olan 7 MW kapasiteli yüzer güneş santrali 14 hektarlık bir alan üzerine inşa edilecek. Ve kaynak larak Santral için 8,5 milyon euro tahsis edilmiş vaziyette . Halihazırda 400 MW olan İran’ın güneş ve rüzgar enerjisi kurulu gücünün İran takvimine göre Mart 2019 itibarıyla 1.400 MW’a ulaşması beklenimekte. Önümüzdeki 5 sene içinde ise İran yenilenebilir enerji kurulu gücünü 5000 MW’a çıkarmayı hedefliyor. İran’ın elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı sadece yüzde 6. Buna karşılık İran elektriğinin yüzde 90’ını doğal gazdan üretiyor.
1994 yılından bu yana Türkiye’de düzenli olarak organize edilen, 300’ün üzerindeki katılımcıyla en sürdürülebilir uluslararası enerji fuarı. olarak adledilen Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı Mayıs ayında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşti. bizzat iştirak ettiğim 24. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nda (ICCI 2018) İran Ticaret ve Sanayi Odası Genel
Sektreteri Alireza Ashraf, yeşil enerjide uluslararası aktörleri İran ile işbirliğine davet etti.
İran’dan 15 firmanın katıldığı fuarda yaptığı konuşmada, yeşil enerjiye ilişkin bilgi birikiminin bütün dünyada edinilen tecrübeler temelinde oluştuğunu söyleyen Ashraf, Yeşil enerji alanında önümüzdeki günlerde yapılacak çalışmaların çok önemli olduğunu vurguladı ve dünyanın her yerindeki insanların günlük hayatlarında yeşil enerjiye ulaşabilmesi gerektiğini kaydetti. İran’ın da kendi üniversitelerinde yenilenebilir enerji üzerinde çalışmaya başladığını ifade eden ve çevrenin desteklenmesi, herkesin daha iyi bir yaşam sürebilmesi bugün enerjinin üretimi için yeni yöntemlerin aranmasının gerektiğini vurgulayan Ashraf “İran’ın fosil yakıtları olsa da dogalgaz, petrol kaynakları olsa da bu alanda çalışmayı sürdürmektedir. Enerji tasarrufu ve yeşil enerji insanların daha iyi yaşam sürmeleri için son derece önemlidir. Ancak bu alanda daha fazla işbirliği gerekmektedir. Hem bilim insaları hem de yeşil enerjiyi geliştirme kurumları işbirliğine gitmelidir’” şeklinde konuştu. İran’da yeşil enerjinin, solar ve rüzgar yoluyla artırılmasının, aynı zamanda enerji santrallerinin etkinliğinin artırılması bakımından son derece önemli olduğunu söyleyen Ashraf “Bu bizim için İran’da yeşil enerji ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapma şansını ortaya çıkarması hasebiyle Ben uluslararası aktörlerin İran pazarı ile işbirliği yapmalarını öneriyorum. Aynı zamanda aktörlere İran üretiminin bütün dünyada kullanılması için öneride bulunmak istiyorum.” dedi.
Sonuç İran yenilenebilir enerji konusunda adımlarını hız kesmeden sürdürürken nükleer anlaşma kararı sonrası, ABD ‘ye boyun eğmeyeceğini açık bir dille ortaya koyarken öte yandan AB ‘nin tutumuna yönelik Blocking Statute (Engelleme Mevzuatı) Düzenlemesine göre ABD yaptırımlarının hayata geçirilmesini öngören mahkeme kararları tanınmayacak olması bağlamında ve Yasa, Avrupalı şirketler açısından ortaya çıkabilecek masraf ve zararların tazminatını da düzenlemesini de beraberinde getirdiğinde AB’nin somut bir adım atma çabasında olması kayda değer bir gelişmedir . Düzenleme ilaveten teorik olarak ABD yaptırımlarına uyan Avrupalı şirketlerin cezalandırılmasını öngörmekte. Ancak Uzmanlar bu noktada mezkur Yasa’nın bu yönüyle nasıl devreye gireceği konusunda belirsizlikten kaynaklanan endişelere dikkat çekmekteler.
Geçmişte İran’da uygulanan ve yabancı yatırımcıları teşvik etme hususunda yeterince cazip olmayan petrol çıkarma ve işletme kontrat sistemi, İran Meclisinde bir hayli uzun müzakereler neticesinde kabul edilen ve daha sonra yürürlüğe giren yeni petrol kontrat sistemi, yabancı yatırımcıların risk ve getiri hesaplamalarında daha olumlu bir görünüm ortaya koyması hasebiyle yeni yatırım sinyallerini beraberinde getirmişti . Hatta aralarıda Shell, Total, Gazprom, Çin Milli Petrol Şirketi, Norveç Oil, Mutsubishi ve Petronas, gibi şirketlerin de bulunduğu petrol ve enerji sektörünün yirmi dokuz dev şirketi İran’da petrol arama ve işletme ihalelerine katılacaklarını bildirmişlerdi. Yaşanan gelişmelerle bunun ne kadarıın muhafaza edileceği kısmı da muğlak bir mesele.
i) Meşhed’de 28 Aralık 2017 günü başlayan ve ardından İran’ın diğer şehirlerine yayılan protesto gösterileri
iii) BBC News Total set to pull out of Iran gas deal without sanctions waiver 16 May 2018 http://www.bbc.com/news/business–44147814
iv) BBC Iran sanctions: Zarif condemns Pompeo announcement- 21 May 2018 http://www.bbc.com/news/worldus–canada–44205463
v) Reuters – 17 May 2018 – https://www.reuters.com/article/us–iran–nuclear–eu–response/euto–start–iran–sanctionsblocking–law–process–on–friday–idUSKCN1II20A “We also decided to allow the European Investment Bank to facilitate European companies’ investment in Iran. The Commission itself will maintain its cooperation will Iran,” Juncker told a news conference after a meeting of EU leaders.
- OF ! - 19 Haziran 2018
- Nükleer anlaşmanın çöküşü sonrası İran’da enerji sahasından yansımalar - 19 Haziran 2018