Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı İsrail ile ticaretin kesilmesi için protesto eden dokuz genç, 29 Kasım’da düzenlenen TRT World Forum etkinliğinde “Gemiler Gazze’ye bomba taşıyor” sloganlarıyla dikkat çekmiş ve ardından ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla tutuklanmıştı. Ancak, avukatlarının itirazı üzerine bugün itibarıyla gençlerin tamamı tahliye edildi.
Protesto ve Tutuklama Süreci
Erdoğan’ın konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte, Azerbaycan’ın enerji devi SOCAR’ın CEO’sunun da hazır bulunması, protestocuların tepkisini çeken unsurlardan biriydi. Protestocular, İsrail’e yakıt sevkiyatını ve hükümetin İsrail’le ticari ilişkilerini eleştirerek, “Free Free Palestine” sloganları attı.
Protesto sonrası dokuz kişi, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” gerekçeleriyle gözaltına alındı. Mahkeme, 2 Aralık’ta gençlerin tutuklanmasına karar vermişti. Tutuklama kararında, “Soykırımcılarla iş birliği yapanları TRT Forum’una davet ediyorlar” ifadelerinin de “kuvvetli suç şüphesi” olarak değerlendirilmesi dikkat çekti.
Tahliye Kararı
Gençlerin avukatları, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulunarak tutuklama kararının hukuksuz olduğunu savundu. İtiraz dilekçesinde, kararın “panik halinde keyfi bir uygulama” olduğu ifade edildi. İtirazların ardından gençler bugün tahliye edildi.
Avukat Adem Bingöl, dokuz kişinin Marmara Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nden serbest bırakıldığını duyurdu. Milli Gazete’nin haberine göre, tahliye kararının ardından protestocular cezaevinden çıktı.
Tepkiler ve Gündem
Bu olay, Gazze’de yaşanan insani trajediye dikkat çekmek isteyen bireylerin, ifade özgürlüğü kapsamında gerçekleştirdiği protestoların sert şekilde bastırılmasına yönelik bir örnek olarak değerlendirildi. Tutuklama ve tahliye süreçleri, Türkiye’de ifade özgürlüğünün sınırları ve hükümetin eleştirilere yaklaşımı konusunda tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Protestocuların eylemi, İsrail ile ticari ilişkilerin yanı sıra uluslararası kamuoyunun Gazze’de yaşananlara karşı sessizliğine tepki olarak geniş yankı buldu. Bu tahliye kararı, ifade özgürlüğü ve protesto hakkı konularındaki mevcut uygulamaların gözden geçirilmesi gerektiği çağrılarını bir kez daha gündeme taşıdı.