“Metal MadenciliÄŸi: Türkiye’nin gelir kaynağı mı, ekolojik sorun mu?”

Türkiye, dünyada 90 çeÅŸit madenin üretimi yapılan ülkeler arasında yer alıyor. Ancak bu madenlerin çoÄŸu hammadde veya konsantre olarak ihraç edilirken, daha yüksek katma deÄŸerli madencilik ürünleri ithal ediliyor. Bu durum, Türkiye’nin metal madenciliÄŸinden elde ettiÄŸi gelirin sınırlı kalmasına ve cari açığın artmasına neden oluyor. Ayrıca metal madenciliÄŸi, çevre ve insan saÄŸlığı üzerinde de olumsuz etkiler yaratıyor.

Metal madenciliÄŸi, Türkiye’nin toplam madencilik sektörü içinde önemli bir paya sahip. Maden ve Petrol Ä°ÅŸleri Genel Müdürlüğü’nün (MAPEG) verilerine göre 2022 yılında 37,6 milyon ton metalik maden üretimi yapıldı. Bu üretimin içinde en büyük paya sahip olanlar demir (%52), krom (%22) ve bakır (%14) oldu. Altın ise 31 ton ile toplam üretimin %0,08’ini oluÅŸturdu.

Türkiye’de metal madenciliÄŸi, altın, bakır, krom, demir, çinko, kurÅŸun, gümüş gibi önemli metallerin üretimini kapsamaktadır. Maden ve Petrol Ä°ÅŸleri Genel Müdürlüğü’nün (MAPEG) verilerine göre 2022 yılında 31 ton altın, 638 bin ton alüminyum, 5,2 milyon ton bakır, 8,3 milyon ton krom, 480 bin ton çinko, 19,5 milyon ton demir ve 143 ton gümüş üretimi yapılmıştır. Toplam metalik maden üretimi ise 37,6 milyon ton olmuÅŸtur.

Ancak bu üretim miktarlarına raÄŸmen Türkiye’nin metal madenciliÄŸi sektörü dünya ölçeÄŸinde rekabetçi deÄŸildir. Türkiye’de üretilen metalik madenlerin çoÄŸu iÅŸlenmeden veya düşük iÅŸlem görmüş olarak ihraç edilmektedir. ÖrneÄŸin 2022 yılında Türkiye 495 milyon dolarlık bakır konsantresi ihraç etmiÅŸ ancak 5,2 milyar dolarlık bakır ve bakırdan eÅŸya ithalatı gerçekleÅŸtirmiÅŸtir. Benzer ÅŸekilde altın üretimi de katma deÄŸerli ürünlerin ithalatını engelleyememiÅŸtir. Türkiye 2020 yılında 42 ton altın üretmiÅŸ ancak aynı yıl 25 milyar dolarlık altın ithalatı yapmıştır.

Metal madenciliÄŸi, Türkiye’nin ihracat gelirlerine de katkı saÄŸlıyor. Türkiye Ä°statistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre 2022 yılında 7,8 milyar dolarlık metalik maden ihracatı gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Bu ihracatın %42’si altından, %17’si bakırdan, %12’si demirden, %9’u kromdan, %7’si alüminyumdan ve %5’i çinkodan oluÅŸmuÅŸtur. Metalik maden ihracatı, Türkiye’nin toplam ihracatının %3,4’ünü oluÅŸturmuÅŸtur.

Ancak metal madenciliÄŸi ihracatının büyük bir kısmı düşük katma deÄŸerli ürünlerden oluÅŸmaktadır. ÖrneÄŸin altın ihracatının %95’i külçe veya konsantre ÅŸeklinde yapılırken, iÅŸlenmiÅŸ altın mücevher ihracatının payı sadece %5 olmuÅŸtur. Benzer ÅŸekilde bakır ihracatının %88’i külçe veya konsantre ÅŸeklinde gerçekleÅŸirken, iÅŸlenmiÅŸ bakır tel veya levha ihracatının payı %12 olarak kalmıştır. Demir ihracatının ise tamamına yakını cevher olarak yapılmıştır.

Bu durum, Türkiye’nin metal madenciliÄŸinden elde ettiÄŸi gelirin sınırlı kalmasına neden olmaktadır. Zira metal madenciliÄŸi ürünlerinin fiyatları uluslararası piyasalarda dalgalanmaya maruz kalırken, iÅŸlenmiÅŸ metal ürünleri daha istikrarlı ve yüksek fiyatlara sahiptir. ÖrneÄŸin 2022 yılında altın fiyatları ons başına ortalama 1.800 dolar iken, altın mücevher fiyatları gram başına ortalama 100 dolar olmuÅŸtur. Bu da altın mücevherlerin ons başına yaklaşık 3.000 dolar deÄŸerinde olduÄŸu anlamına gelmektedir.

Ayrıca Türkiye’nin metal madenciliÄŸi ithalatı da ihracatından fazla olduÄŸu için cari açığa katkıda bulunmaktadır. TÜİK verilerine göre 2022 yılında 10 milyar dolarlık metalik maden ithalatı yapılmıştır. Bu ithalatın %38’i demirden, %24’ü alüminyumdan, %12’si bakırdan, %9’u çinkodan, %7’si nikel ve kobalttan ve %4’ü altından oluÅŸmuÅŸtur. Metalik maden ithalatı, Türkiye’nin toplam ithalatının %4,3’ünü oluÅŸturmuÅŸtur. Böylece metal madenciliÄŸi sektörünün cari açığı 2,2 milyar dolar olmuÅŸtur.

Metal madenciliÄŸi, sadece ekonomik deÄŸil, aynı zamanda ekolojik bir sorun da yaratmaktadır. Türkiye’de metal madenciliÄŸi için tahsis edilen orman alanı miktarı 2012-2018 yılları arasında 65 bin 884 hektar olmuÅŸtur. Bu da yaklaşık 92 milyon aÄŸacın kesildiÄŸi anlamına gelmektedir. Ayrıca metal madenciliÄŸi, su kaynaklarını da kirletmektedir. Özellikle siyanür gibi zehirli kimyasalların kullanıldığı altın madenciliÄŸi, yeraltı ve yüzeysel sulara bulaÅŸarak insan saÄŸlığı için risk oluÅŸturmaktadır. Siyanürün doÄŸada parçalanması ise yüzlerce yıl sürebilmektedir.

Türkiye’nin metal madenciliÄŸi sektörünün bu durumu hem cari açığa hem de istihdama olumsuz etki etmektedir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Türkiye Odalar ve Borsalar BirliÄŸi (TOBB) ile hazırladığı 2020 yılına ait Türkiye Madencilik Sektörü GeliÅŸim Raporu’na göre en büyük cari açık öncelikle altın daha sonrasında da bakırda oluÅŸmuÅŸtur. Ayrıca rapora göre Türkiye’de madencilik sektöründe çalışan kiÅŸi sayısı 2019 yılında 137 bin iken 2020 yılında 128 bine gerilemiÅŸtir.

Metal madenciliÄŸi, biyolojik çeÅŸitliliÄŸi de tehdit etmektedir. Türkiye’nin önemli doÄŸal alanlarından biri olan Kaz DaÄŸları yöresinin %79’u, içinde altının da olduÄŸu dördüncü grup maden ruhsatlarının tehdidi altındadır. Bu bölgede yapılan altın madenciliÄŸi, endemik bitki ve hayvan türlerinin yaÅŸam alanlarını yok etmektedir. Ayrıca metal madenciliÄŸi, iklim kriziyle mücadeleyi de zorlaÅŸtırmaktadır. Madencilik faaliyetleri sırasında kullanılan enerji ve yakıtlar, sera gazı emisyonlarını artırarak küresel ısınmaya katkıda bulunmaktadır.

Sonuç olarak, Türkiye’nin metal madenciliÄŸinden elde ettiÄŸi gelir ve katma deÄŸer düşükken, çevre ve insan saÄŸlığı üzerindeki etkileri yüksektir. Bu nedenle Türkiye’nin metal madenciliÄŸi politikalarını gözden geçirmesi ve daha sürdürülebilir bir yöntem izlemesi gerekmektedir.

NHY, Deniz Çınar / DW, Kısa Dalga, Enerji Bakanlığı