Hatay deprem bölgesinde mülkiyet haklarına ilişkin belirsizlik: Devletin mülkiyete el koyma tehlikesi

Hatay, geçtiğimiz yıl 6 Şubat’ta yaşanan büyük depremin ardından, şimdi de mülkiyet haklarındaki belirsizlikle baş etmeye çalışıyor. 61 yaşındaki Yapar gibi birçok insan, Hatay ilindeki mülklerinin devlet tarafından el konulması tehdidiyle karşı karşıya.

Reuters’in haberine göre, Ekim ayında Yapar ve benzeri birçok kişi, telefonlarına devletin mülkiyetlerine el koyduğuna dair bir mesaj aldılar. Bu mesaj, Hatay ilindeki mülklerinin tapularının, bir şehir planlama yasası değişikliği kapsamında Hazine’ye devredildiğini bildiriyordu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, bu değişikliğin, depremde ağır hasar gören kentlerdeki mahallelerin yeniden imarını hızlandırmak için yapıldığını açıkladı. Ancak, bu değişiklik mülkiyet haklarına ilişkin bir dizi belirsizliği de beraberinde getirdi.

Hatay, Türkiye’nin modern tarihinde yaşadığı en ölümcül depremlerden birini deneyimledi. Kasım ayında kabul edilen bir yönetmelik, el koymaların, yeniden inşayı hızlandırmak için geçici bir önlem olduğunu belirtti. Ancak, bu durum mülk sahiplerinin ödeme yapma süreçleri ve mülklerini ne zaman geri alabilecekleri konusunda belirsizlik yaratıyor.

Depremzedeler, hükümetin bu planlarını hakkında yeterli bilgilendirilmediklerini ve tapularının ne kadar süreyle devlette kalacağı gibi konularda netlik sağlanmadığını dile getiriyorlar. Hatay Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Ecevit Alkan, bu durumu “Bir restoranda hesap ödemek zorunda kalmak gibi” şeklinde özetliyor.

Bu belirsizlik, mülk sahipleri arasında güvensizlik yaratıyor ve özellikle ödeme yapamazlarsa mülklerini kaybetmekten korkanlar var. Yeni yasal düzenlemeler, Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’ne, mal sahiplerinin rızasını almadan özel mülkleri rezerv yapı alanı olarak belirleme yetkisi veriyor. Ancak, bu yetkinin nasıl kullanılacağı ve mülk sahiplerinin haklarının nasıl korunacağı belirsizliğini koruyor.

NHY/ Reuters