Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası: Türkiye’yi de bağlayan maddeler var

Avrupa Birliği’nin Medya Özgürlüğü Yasası, Avrupa Parlamentosu’nda oy çokluğuyla kabul edildi. Yasa, gazetecilerin haber kaynaklarını koruması ve devletlerin gazetecilere karşı casus yazılım kullanımını sınırlaması gibi önemli güvenceler getiriyor. Türkiye dahil AB dışındaki medya kuruluşlarını da etkileyen yasanın bazı maddeleri, mali şeffaflık bildirimlerini zorunlu kılıyor.

Avrupa Komisyonu’nun 2022 Eylül’ünde sunduğu taslak, AP’de yapılan oylamada 464 oyla kabul edildi. Yasa, AB Konseyi’nde üçte iki çoğunlukla onaylandıktan sonra tüm AB ülkelerinde yürürlüğe girecek.

Yasanın amacı, medya çeşitliliğini korumak ve gazetecileri siyasi müdahalelerden korumaktır. Yasa, gazetecilere baskı yapılarak haber kaynaklarının açıklanmasını, casus yazılım kullanılmasını ve kamu medyasının siyasi amaçlarla kullanılmasını yasaklıyor.

Ayrıca, yasa AB üyesi olmayan ülkelerdeki medya kuruluşlarını da kapsıyor. Bu kuruluşlar, aldıkları devlet desteğini ve sahiplik yapısını şeffaf bir şekilde açıklamak zorunda kalacaklar.

Yasanın uygulanması için “Avrupa Medya Hizmetleri Kurulu” adında yeni bir AB kurumu oluşturulacak. Ancak bu kurulun nasıl çalışacağı ve yasanın ihlal edilmesi durumunda ne gibi yaptırımlar uygulanacağı henüz belirsizliğini koruyor.

Gazetecilik örgütleri, yasayı genel olarak olumlu karşılıyorlar. Ancak bazı ülkeler, haber kaynaklarıyla gazeteciler arasındaki iletişimin “ulusal güvenlik” gerekçesiyle izlenebilmesine karşı çıkıyorlar. Bu nedenle yasanın bazı maddeleri yumuşatılmış olsa da, medya özgürlüğü için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Türkiye gibi AB üyesi olmayan ülkelerdeki medya kuruluşları da bu yasaya tabi olacak ve mali destek aldıklarını bildirmek zorunda kalacaklar. Ancak yasanın uygulanması ve ihlallerin cezalandırılması konusunda belirsizlikler bulunuyor.

Türkiye, bu yasaya nasıl tepki vereceği henüz net değil. Ancak AB’nin medya özgürlüğünü güvence altına almak için attığı bu adım, Türkiye’deki medya ve basın özgürlüğü konusundaki tartışmaları da etkileyecek gibi görünüyor.

Gazetecilik örgütleri, yasanın genel olarak medya özgürlüğü için önemli bir adım olduğunu düşünüyor. Ancak bazı üye ülkelerin istisnai durumlarda iletişimin izlenebilmesini savunmaları ve bunun “ulusal güvenlik” gerekçesiyle yapılabileceğini belirtmeleri, yasanın tam anlamıyla gazetecileri koruyup korumadığı konusunda bazı endişelere neden oluyor.