Mutsuz ve Umutsuz Gençlik – Arslan Özdemir

“Gençlerin mutsuzluğu ve umutsuzluğu, bir toplumun kanseridir.”

Son zamanlarda gençler arasında yaygın bir duygu, mutsuzluk ve umutsuzluktur. Toplumumuzda gençlerin yaşadığı bu duygusal zorluklar, birçok faktörden kaynaklanmaktadır. Ekonomik belirsizlikler, sosyal baskılar, akademik yükler ve dijital çağın getirdiği teknolojik bağımlılıklar gibi etkenler, gençlerin ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir.

Gençler, geleceklerine dair belirsizliklerle karşı karşıya olduklarında umutsuzluğa kapılabilmektedirler. İş bulma ve kariyer yapma konusunda yaşanan endişeler, eğitim sistemine duyulan güvensizlik, politik ve ekonomik istikrarsızlık gibi faktörler, gençlerin geleceklerine dair umutlarını zedelemektedir.

Gençler, hayatlarının baharında, umut ve enerji dolu bir dönemde olmalarına rağmen, geleceklerine dair belirsizliklerle karşı karşıya kalmaları oldukça endişe vericidir. Bu belirsizlikler, çeşitli faktörlerden kaynaklanmaktadır:

İşsizlik oranları, artan rekabet ve değişen iş piyasası koşulları, gençlerin iş bulma ve kariyer yapma konusunda büyük endişeler duymasına yol açmaktadır. Bu durum, onları umutsuzluğa ve karamsarlığa sürükleyebilmektedir.

Eğitim sisteminin iş piyasasının ihtiyaçlarını karşılayamadığı ve gençleri yeterince donatamadığına dair yaygın bir kanaat mevcuttur. Bu durum, gençlerin eğitim sistemine olan güvenini zedelemekte ve geleceklerine dair umutlarını kırmaktadır.

Politik ve ekonomik istikrarsızlık, yatırımların azalmasına, işsizlik oranlarının artmasına ve genel bir belirsizlik ortamının oluşmasına neden olmaktadır. Bu durum da gençlerin gelecek planları yapmasını zorlaştırmakta ve umutsuzluğa kapılmalarına yol açmaktadır.

Sosyal medya, gençler üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Özellikle, sosyal medyada sürekli olarak başarı hikayeleri ve mükemmel hayatlar ile karşılaşmaları, kendi hayatlarını yetersiz görmelerine ve umutsuzluğa kapılmalarına neden olabilmektedir.

Aile ve toplum tarafından geleceğe dair yüksek beklentiler ve baskılar da gençlerin umutsuzluğa kapılmasına neden olabilmektedir. Başarılı olma, iyi bir iş bulma, evlenme ve çocuk sahibi olma gibi konulardaki yoğun baskılar, gençlerde kaygı ve stres yaratabilmektedir.

Kişisel özellikler, geçmiş deneyimler ve travmalar da umutsuzluk duygusunu etkileyebilmektedir. Düşük özgüven, kaygı, depresyon gibi sorunlar yaşayan gençler, geleceğe dair daha karamsar bir bakış açısına sahip olabilmektedir.

Mutsuzluk ise, gençlerin sosyal ilişkilerinde yaşadığı sorunlar, aile içi çatışmalar ve kendilerini ifade edememe gibi durumlardan kaynaklanmaktadır. Toplumsal beklentilerle başa çıkamama, kendini yetersiz hissetme ve sosyal medyanın yarattığı yanılsamalar da gençlerin mutsuzluğunu artırmaktadır.

Gençlerin mutsuzluğunun birçok farklı sebebi olabilir. Bu sebepler genel olarak üç kategoride toplanabilir:

Arkadaş edinme ve sürdürme zorluğu, zorbalık, dışlanma gibi problemler gençlerin mutsuzluğuna yol açabilir.

Ebeveynlerle anlaşmazlık, aile içi şiddet, aile bireylerinin kaybı gibi durumlar da mutsuzluk duygusunu tetikleyebilir.

Düşüncelerini ve duygularını açıkça ifade edememe, özgüven eksikliği gibi problemler de mutsuzluk yaratabilir.

Bu zorluğun üstesinden gelmek için, gençlerin duygusal ve ruhsal sağlıklarını korumaları önemlidir. Destek sistemlerine erişim sağlamak, duygularını ifade etmek için güvenilir bir alan bulmak ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek, gençlerin bu zorlu dönemlerde daha güçlü olmalarına yardımcı olabilir.

Toplum olarak, gençlerin duygusal ihtiyaçlarına daha fazla odaklanmalı ve onlara destek olmalıyız. Onlara umut vermek, güven sağlamak ve duygusal bağ kurmak, gençlerin mutlu ve umut dolu bir gelecek için güçlenmelerine yardımcı olabilir.

Arslan ÖZDEMİR