Türkiye’den İhraç Edilen Gıda Ürünlerinde Güvenlik Alarmı: Halk Sağlığı Tehlikede

Türkiye’den ihraç edilen gıda ürünlerinde yüksek miktarda pestisit kalıntısı ve aflatoksin tespit edilmesi, ihracat pazarında ciddi sorunlara yol açıyor. Avrupa Birliği’nin Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi (RASFF), son olarak Danimarka’ya gönderilen üzüm yapraklarında pestisit, kabuklu susam tohumlarında ise salmonella bakterisi tespit edildiğini duyurdu. Bu ürünlerin ya Türkiye’ye iade edilmesi ya da imha edilmesi bekleniyor.

Artan iade ve zararlı madde tespitleri, Türkiye’nin gıda güvenliği politikalarındaki eksikliklere ve uluslararası alandaki prestij kaybına işaret ediyor. Konuyla ilgili açıklama yapan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Genel Başkanı Yaşar Üzümcü, üretimden tüketime her aşamada sıkı denetim çağrısında bulundu.

İhracatta Kalite Kontrol ve Şeffaflık Eksikliği

Üzümcü, Avrupa Birliği’nin aflatoksin ve pestisit kalıntıları konusundaki standartlarının hem iç hem de dış piyasada gıda güvenliği için olmazsa olmaz olduğunu vurguladı. Türkiye’den ihraç edilen ürünlerin yurt içinde teste tabi tutulmasına rağmen, uluslararası analizlerde zararlı kalıntıların tespit edilmesinin dikkat çekici olduğunu belirtti.

“Burada yapılan testlerde sorun çıkmayıp, ihraç edilen ülkelerde yapılan analizlerde sorun tespit edilmesi ‘Yeterince dikkat edilmiyor mu?’ sorusunu gündeme getiriyor. Bu konuda ülkelerin iade gerekçeleri, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ilgili ülkelerden istenmeli ve kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmalı,” dedi Üzümcü.

Halk Sağlığı Tehlikede

Gıda güvenliği ihlallerinin yalnızca ihracatı değil, iç piyasadaki halk sağlığını da tehlikeye attığını belirten Üzümcü, tüketicilerin endişelerinin giderek arttığını ifade etti. “Yurttaşlar, ‘Bu ürünler bize mi yediriliyor?’ diye düşünmeye başlıyor. Bu endişelerin önüne geçmek için analiz sonuçlarının ve alınan önlemlerin kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılması şart,” diye ekledi.

Üretimden Tüketime Kadar Denetim Zorunluluğu

Salmonella bakterisinin kirli sulardan ve hijyen eksikliğinden kaynaklanabileceğine dikkat çeken Üzümcü, yalnızca son üründen numune alıp test yapmanın yetersiz olduğunu söyledi. “Ürünün üretimden tüketime kadar her aşamasının denetlenmesi gerekiyor. Bu süreçte üretici, ihracatçı ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tüm birimleri sorumluluk almalı,” ifadelerini kullandı.

Artan iade vakaları ve kalıntı tespitleri, Türkiye’nin gıda ihracatındaki prestijini olumsuz etkiliyor. Yaşar Üzümcü, bu durumun uzun vadede ülke ekonomisini de tehdit edeceğini belirtti. “Gıda güvenliğindeki bu tür ihlaller, ihracat pazarındaki güveni sarsıyor ve ülkenin itibarını zedeliyor. Bu nedenle sıkı denetimler ve caydırıcı yaptırımlar bir an önce uygulanmalı,” dedi.

Gıda Güvenliği İhlallerinin Bedeli

Türkiye’nin gıda güvenliği standartlarındaki eksiklikler, yalnızca ekonomik kayıplara değil, halk sağlığı açısından ciddi sonuçlara da yol açabilir. Pestisit ve mikotoksin kalıntılarının yüksekliği, hem ihracat pazarlarında hem de iç tüketimde alarm zillerini çaldırıyor.

Uzmanlar, üreticiden başlayarak ihracatçıya ve son tüketiciye kadar olan tüm süreçlerde sıkı bir denetim sistemi kurulması gerektiğini vurguluyor. Ancak bu şekilde hem uluslararası pazarda güven sağlanabilir hem de iç piyasada tüketicilerin sağlığı korunabilir.