Mersin Limanı genişletme çalışmaları sırasında denize boşaltılan yaklaşık 6 milyon ton asbestli hafriyatın çevreye etkileri, bölge halkı ve çevre örgütleri arasında büyük bir endişeye neden oldu. TÜBİTAK’ın uyarılarına rağmen bertaraf edilmeyen bu tehlikeli hafriyat, kanserojen madde olan asbest içerdiğinden, özellikle deniz ekosistemine ve halk sağlığına ciddi bir tehdit oluşturuyor. Hafriyatın içeriğindeki “beyaz asbest” minerallerinin, çevre ve insan sağlığı üzerindeki potansiyel etkileri dikkate alınmadı; bunun yerine, genişletme çalışmaları sırasında denize yeniden dökülerek, kirliliğin deniz canlılarına zarar verme riski arttı.
Mersin Çevre Platformu’ndan Sabahat Aslan, söz konusu asbestli atığı Brezilya’nın São Paulo uçak gemisinde bulunan asbest miktarıyla karşılaştırarak, Mersin’deki atık miktarının yaklaşık 10 bin São Paulo gemisine eşdeğer olduğunu ifade etti. Bu çarpıcı karşılaştırma, deniz kazı çalışmasından kaynaklanan kirliliğin boyutlarını gözler önüne seriyor. Aslan, ayrıca genişleme projesinin nihai ÇED raporunda çevresel risklerin yeterince değerlendirilmediğini vurguladı; projeye bağlı olarak deniz trafiği, emisyon salınımı ve doğal biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkilerin göz ardı edildiğini belirtti.
Projenin daha önce belirlenen ÇED uyarılarına rağmen deniz dip taramasında çıkan atıkların bertaraf edilmek yerine denize boşaltılması, Mersin Valiliği ve ilgili çevre yetkililerine projeyi durdurma çağrısı yapılmasına neden oldu. Çevre savunucuları, bu durumun yalnızca deniz ekosistemini değil, aynı zamanda limanın yakınında yaşayan toplulukları da ciddi şekilde etkileyebileceğini savunuyor.