Reuters, belki de son zamanların en önemli haberini satırlarına taşıdı geçen gün.
Habere göre ABD hazine bakanı Janet Yellen, G20 finans liderleri toplantısını takiben dünyanın küresel iklim hedeflerine ulaşmak için 2050’ye kadar her yıl 3 trilyon dolar seviyesinde finansmana ihtiyacı olduğunu söyledi ve bu boşluğu doldurmayı “21. yüzyılın en büyük ekonomik fırsatı” olarak tanımladığını ekledi.
Aslında, Janet Yellen, çıtayı biraz daha yükseğe koymuş oldu. Zira, Climate Home News’un kısa bir süre önce yaptığı habere göre, Bonn’daki iklim müzakerelerinde, gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelerden talep ettikleri yıllık iklim finansmanı miktarı 1,1 – 1,3 trilyon dolar dolar seviyelerinde açıklanmıştı. Gerçi zaten, uzun zamandır her aklı başında bilim insanı ve sürdürülebilirlik profesyoneli de, karbon nötr hedeflerine ulaşabilmek amacıyla önemli seviyede yatırım gerektiğini ve bu seviyenin trilyon dolarlara karşılık geldiğini ifade edip duruyordu.
Yellen’in ifadelerinde yer alan “boşluğu doldurmak” da ne demek, diye düşünebilirsiniz. Aslında tam olarak “boşluğu doldurmak” demek… Zira ihtiyaç duyulan finansman ile gelişmiş ülkeler tarafından taahhüt edilen finansman arasında “büyük bir boşluk” ya da diğer bir ifadeyle “uçurum” var!
Gelişmiş (ve aynı zamanda yaşadığımız iklim krizinin temel sorumlusu olan) ülkeler, “dostlar alışverişte görsün” dercesine düşük finansman tahsisleri yapıyorlar ve bu tavırlarını da ısrarla sürdürüyorlar.
Biraz daha detayına bakalım isterseniz.
Bildiğiniz gibi COP28, başkanı üzerine başlayan ve diğer alanlara yayılan birçok tartışmanın gölgesi altında Birleşik Arap Emirlikleri’nde yapıldı. Görüşmeler neticesinde, altı ülkenin yeni fon sözü vermesiyle birlikte Yeşil İklim Fonu’na (GCF) gelen toplam taahhüt 31 ülkeden 12,8 milyar ABD Dolarına ulaştı. Diğer bir ifadeyle, COP 28’de hedeflenen finansman rakamlarına ulaşılamadı.
Ardından, COP 29’a aylar kala ülkeler Bonn’da bir araya geldiler ve ihtiyaç duyulan iklim finansmanının bırakın nasıl bölüşüleceğini, gelişmekte olan dünyanın iklim değişikliğiyle mücadelesine yardımcı olacak küresel finansman gereğinin büyüklüğü konusunda bile anlaşamadılar. Dolayısıyla ümitler, Kasım ayında Azerbaycan’da yapılacak COP29 iklim görüşmelerine kaldı.
Birleşmiş Milletler COP29 iklim zirvesine ev sahipliği yapacak Azerbaycan da, gelişmekte olan ülkelerdeki yeni ulusal iklim hedeflerinin desteklenmesi için 1 milyar dolar tutarında yeni bir İklim Eylem Fonu’nun başlatıldığını duyurdu.
Aşağıdan yukarı da, yukarıdan aşağı da toplasanız; taahhüt edilen finansman tutarı ile ihtiyaç duyulan arasındaki fark kendisini hemen gösteriyor.
Sizi bir zahmetten kurtaralım. Zaten Yellen, bu konuda şu ana kadar oluşturulan toplam finansman tutarına da değinmiş. Zengin ekonomilerin, 2022 yılında gelişmekte olan ülkeler için iklim finansmanı kapsamında 116 milyar dolarlık rekor bir fon sağladığını ve bunun %40’ının da çok taraflı kalkınma bankalarından (MDB’ler) geldiğini ifade etmiş.
İhtiyaç duyulan fon 3 trilyon dolar, 2022 yılında sağlanabilen fon ise 116 milyar dolar. Diğer bir ifadeyle, ihtiyacın yirmi beşte biri.
Yellen, Dünya Bankası ve Amerika Kıtası Kalkınma Bankası (IDB) da dahil olmak üzere bankaların yeni hedefler belirlediğini de sözlerini bitirmeden eklemiş. Yani bir miktar umut dağıtmış.
Daha gidilmesi gereken çok yol olduğu görülüyor. Bu yolun üzerindeki bulutların yarattığı belirsizlik, mutlaka Azerbaycan’da yapılacak olan COP 29 toplantıları sonrasında biraz azalacaktır.
O ana kadar, Yellen’in verdiği umutlarla yetinmek zorunda kalacağız.
Bir sonraki yazıda görüşene kadar, sağlıcakla kalın…
- Yeme İçme Alışkanlıklarınızı Radikal Şekilde Değiştirmeye Hazır mısınız? - 31 Ağustos 2024
- Nihayet Söylediler, Kral Çıplak - 3 Ağustos 2024
- Gezegeni Kurtaracak Tam Zamanlı Süper Kahramanlar Aranıyor - 22 Mayıs 2024