Türkiye’de LGS Yerleştirme Sonuçları: Nitelikli Okullar ve Öğrencilerin Geleceği

“Eğitimde fırsat eşitliği, bireylerin potansiyelini açığa çıkarır; adaletsizlik ise toplumun geleceğini karartır.”

2024 Liselere Geçiş Sistemi (LGS) yerleştirme sonuçlarının açıklanmasıyla, sadece 197 bin öğrencinin ‘nitelikli’ okullara yerleşebildiği ortaya çıktı. Bu sonuçlar, Türkiye eğitim sisteminde var olan yapısal sorunlar ve adaletsizliklere işaret etmektedir. Nitelikli okullara yerleşemeyen öğrencilerin büyük bir kısmının imam hatip liseleri, meslek liseleri ve Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) programlarına yönlendirilmesi, bu öğrencilerin eğitim ve kariyer yollarını önemli ölçüde etkilemektedir. 

Nitelikli okullar, genellikle akademik başarıyı ve öğrencilerin üniversiteye hazırlık süreçlerini destekleyen eğitim kurumlarıdır. Fen liseleri, Anadolu liseleri ve özel okullar gibi kurumlar, bu kategoride yer almaktadır. Bu okullar, öğrencilerin akademik ve kişisel gelişimlerine katkı sağlayarak, onların üniversiteye hazırlanmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, bu okullara olan talep, mevcut kontenjanları aşmakta ve bu durum ciddi bir kontenjan sorununa yol açmaktadır. 300 bin öğrenci nitelikli okullara başvurmuş, ancak sadece 197 bini yerleşebilmiştir. Bu da, öğrenciler arasında büyük bir rekabet ve stres yaratmaktadır.

Nitelikli okullara yerleşemeyen 700 bin öğrenci, imam hatip liseleri, meslek liseleri ve MESEM programlarına yönlendirilmiştir. İmam hatip liseleri, dini ağırlıklı eğitim veren kurumlar olup, genellikle akademik başarı odaklı olmayan bir müfredat sunmaktadır. Meslek liseleri ise, öğrencileri erken yaşta belirli mesleklere yönlendirmekte ve bu da onların üniversiteye giriş şanslarını azaltmaktadır. MESEM programları da benzer şekilde, öğrencilerin mesleki eğitim almalarını sağlamakta, ancak akademik başarıyı ikinci plana itmektedir.

Eğitimde adalet ve fırsat eşitliği, modern toplumların temel prensiplerinden biridir. Ancak Türkiye’de LGS yerleştirme sonuçları, bu prensiplerin yeterince uygulanmadığını göstermektedir. Nitelikli okullara yerleşemeyen öğrencilerin imam hatip ve meslek liselerine yönlendirilmesi, onların eğitim ve kariyer yollarını sınırlamakta ve sosyal hareketliliği engellemektedir. Bu durum, toplumda sınıfsal farklılıkların derinleşmesine ve eşitsizliklerin artmasına yol açmaktadır. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanamaması, öğrencilerin potansiyellerini gerçekleştirmelerini engellemekte ve bu da uzun vadede toplumsal ve ekonomik sorunlara neden olmaktadır.

Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanamaması, toplumsal ve ekonomik açıdan ciddi sonuçlar doğurabilir. Nitelikli eğitim alamayan öğrencilerin, iş gücü piyasasında daha düşük vasıflı işlerde çalışması ve gelir düzeylerinin düşük kalması muhtemeldir. Bu da, toplumsal sınıflar arasındaki gelir uçurumunun artmasına ve sosyal hareketliliğin azalmasına yol açmaktadır. Ayrıca, yeterli eğitim almayan bireylerin ekonomik verimliliği düşük olacak ve bu da ülkenin genel ekonomik büyümesine olumsuz etki edecektir.

LGS yerleştirme sonuçları, Türkiye eğitim sistemindeki ciddi yapısal sorunları ve adaletsizlikleri ortaya koymaktadır. Nitelikli okulların kontenjanlarının yetersizliği, öğrencilerin imam hatip ve meslek liselerine yönlendirilmesi ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanamaması, gelecekte toplumsal ve ekonomik sorunlara neden olabilecek ciddi bir durumdur. Bu nedenle, eğitim politikalarının gözden geçirilmesi ve adil, kapsayıcı bir eğitim sistemi oluşturulması gerekmektedir. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmadıkça, öğrencilerin geleceği ve toplumun genel refahı tehdit altında kalacaktır.

LGS yerleştirme sonuçları, Türkiye eğitim sisteminde var olan yapısal sorunları ve adaletsizlikleri gözler önüne sermektedir. Nitelikli okullara yerleşemeyen öğrencilerin imam hatip ve meslek liselerine yönlendirilmesi, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanamaması ve bu durumun toplumsal ve ekonomik yansımaları, acil olarak ele alınması gereken konular arasında yer almaktadır. Eğitim politikalarının adil, kapsayıcı ve fırsat eşitliğini gözeten bir anlayışla yeniden düzenlenmesi, hem öğrencilerin bireysel gelişimi hem de toplumun genel refahı açısından büyük önem taşımaktadır. Eğitimde adalet sağlandığında, öğrencilerin potansiyellerini gerçekleştirmeleri ve toplumun genel refahına katkıda bulunmaları mümkün olacaktır.

Arslan ÖZDEMİR