ÇEDES’den okullarda yeni proje: “Şeytan taşlama dersi”

ÇEDES’in okullarda yaptığı tartışmalı projelerden biri de “Şeytan taşlama dersi” oldu. Bitlis’te bir ortaokulda öğrencilere, hac ibadetini öğretmek için sınıfa Kâbe maketi kuruldu ve şeytan taşlama provası yaptırıldı. Bu uygulama, eğitimde laiklik ilkesine aykırı olduğu ve çocukların dini baskı altında tutulduğu gerekçesiyle eleştirildi.

ÇEDES, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2017 yılında başlattığı Camiler ve Din Görevlileri Eğitimde Stratejik Destek Projesi”nin kısaltmasıdır. Bu proje kapsamında, din görevlilerinin okullarda rehberlik, danışmanlık, seminer, konferans, panel gibi faaliyetlerde bulunması amaçlanmaktadır. Ancak bu faaliyetlerin bazıları, eğitimde dini etkinin arttırılması ve çocukların dini yönlendirilmesi olarak algılanmaktadır.

Örneğin, geçen aylarda Tekirdağ, Batman ve Niğde’de öğrencilerin ÇEDES kapsamında cami temizlemesi, Adıyaman ve Muğla’da ise bu proje kapsamında öğrencilere mezarlık temizliği yaptırılması gündeme gelmişti. Bu uygulamalar, çocukların dini görevlerle yükümlü tutulduğu ve eğitim haklarının ihlal edildiği iddialarına neden olmuştu.

Bitlis’teki “Şeytan taşlama dersi” de bu tartışmaların yeni bir halkası oldu. Hizan ilçesindeki Nurs Ortaokulu’nda 7. sınıf öğrencilerine, hac ibadetini öğretmek için sınıfa Kâbe maketi kuruldu. Öğrenciler, bu maket etrafında tavaf edip, sınıf duvarlarına taş fırlatarak şeytan taşlama provası yaptılar. Bu uygulama, sosyal medyada da büyük tepki topladı.

Eğitim uzmanları, bu tür uygulamaların eğitimde laiklik ilkesine aykırı olduğunu ve çocukların dini baskı altında tutulduğunu belirtiyorlar. Eğitimde laiklik ilkesi, eğitimin herhangi bir din veya mezhebin etkisi altında kalmadan verilmesi anlamına gelmektedir. Bu ilke, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 24. maddesinde de yer almaktadır. Buna göre, devletin eğitim ve öğretim kurumlarında din veya mezhep esasına dayalı ayrım yapılamaz; din eğitimi ve öğretimi ancak kişilerin kendi isteğiyle alabileceği bir seçmeli ders olarak verilebilir.

Çocukların dini baskı altında tutulması ise, çocukların dini inançlarının veya uygulamalarının zorla belirlenmesi veya değiştirilmesi anlamına gelmektedir. Bu durum, çocukların kişilik gelişimine ve dünya görüşüne zarar verebilir. Ayrıca çocukların dini baskı altında tutulması, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 14. maddesine de aykırıdır. Buna göre, çocukların düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne saygı duyulmalı; çocukların kendi inançlarını seçme veya değiştirme hakkına engel olunmamalıdır.

Bu bağlamda, ÇEDES’in okullarda yaptığı tartışmalı projelerin, eğitimde laiklik ilkesine ve çocuk haklarına uygun olmadığı söylenebilir. Bu projelerin, eğitimin niteliğini ve çocukların gelişimini olumsuz etkileyebileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

  • NHY/ Deniz Çınar