İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ulusa sesleniş konuşmasında, Orta Doğu’da yürüttükleri politikaların bölgenin çehresini değiştirdiğini belirterek, “Bir yıl önce Ortadoğu’nun yüzünü değiştireceğimizi söyledik ve gerçekten de bunu yapıyoruz” dedi.
Netanyahu, Suriye, Lübnan, Gazze ve İran’ı hedef alarak şu ifadeleri kullandı:
“Suriye artık aynı Suriye değil. Lübnan aynı Lübnan değil. Gazze aynı Gazze değil. İran ise kolumuzun gücünü hissetti.”
İsrail Başbakanı, bölgedeki güvenlik stratejilerinin yeni dinamiklere göre şekillendiğini vurguladı ve Suriye’ye yönelik politikalarının sahadaki gerçekliklere dayanacağını belirtti. Ayrıca Suriye’nin geçmişte İsrail’e karşı düşmanca bir tutum sergilediğini ve İran’ın Hizbullah’a silah sağlamasına izin verdiğini hatırlattı.
Hizbullah ve İran’a Mesaj
Netanyahu, Savunma Bakanı İsrael Katz ve İsrail ordusuna Suriye’den kaynaklanabilecek tehditlerin bertaraf edilmesi için gerekli adımların atılması talimatını verdiğini açıkladı. Hizbullah ve İran’a yönelik açık bir uyarıda bulunarak şu ifadeleri kullandı:
“Size karşı, her alanda ve her zaman harekete geçmeye devam edeceğiz. Amacımız, saldırılarınızı engellemek ve sınırlarımızı güvence altına almaktır.”
ABD ile İş Birliği
Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmede İsrail’in güvenlik politikaları ve bölgede yürütülen planlar üzerine detaylıca konuştuğunu ifade etti. “Dün gece dostum Donald Trump ile görüştüm. İsrail’in zaferini tamamlama gerekliliğini ve rehinelerimizi kurtarmak için gösterdiğimiz çabaları konuştuk” dedi.
Planın Uzun Vadeli Olduğuna İşaret
Netanyahu’nun bu açıklamaları, 7 Ekim’den bu yana Orta Doğu’da yaşananların tesadüf olmadığını ve İsrail’in müttefikleriyle birlikte uzun vadeli bir planı sahada uygulamakta olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Bu noktada kritik bir soru öne çıkıyor: Türkiye, bu planın neresinde yer alıyor? İsrail ve müttefiklerinin oluşturduğu bu yeni denklemde Türkiye’ye biçilen rol nedir?
Son dönemde Türkiye’nin bölgesel politikaları, Orta Doğu’daki güç mücadelesinde nasıl bir konum alacağı konusunda belirleyici olacak gibi görünüyor. Türkiye’nin bu denkleme dahil olma biçimi ve hangi pozisyonda yer alacağı, bölgenin yeni jeopolitik sınırlarını şekillendiren süreçte önemli bir etkide bulunabilir.
- Boncuklu Tarla: 12 Bin Yıl Öncesine Uzanan Sessiz Tanık - 18 Aralık 2024
- Batı’nın Yeni Çelişkisi: Terör Listesindeki HTŞ, Nasıl Oluyor da “Ehlileştiriliyor”? - 18 Aralık 2024
- Yurt Dışına Çıkış Harcı Ödemelerinde Dijital Dönem Başlıyor - 17 Aralık 2024