Neden TİP’e oy vereceğim?

Seçimeler ve sosyalistler…. Uzun süredir sosyalist siyaset açısından en netameli konulardan biri. Zira gerçek anlamda güçlü bir sosyalist seçeneğin, yani sınıf perspektifi ve zemini üzerinde devrimci politika pratiğini sahip- bulunmaması bunun en önemli nedeni. Bu durumda karşılığı olan bir sosyalist seçim taktiğinin vuku bulması da mümkün olmuyor. Kimi çevreler CHP veya HDPyi desteklemeyi ya da “ittifak” yapmayı, kimileri bağımsız çizgilerini korumak ve seçimlere bu çizgiyi seslendirmek doğrultusunda bağımsız sosyalist adaylarla giriyorlar. Bir de müzmin bir boykotçu kesim var. Sanırım bunlar giderek azaldı eskiye göre.

Bu politikalar içerisinde genel sosyalist siyaset açısından baktığımızda bağımsız adaylarla girmek en azından ilkesel bakımdan doğru görünüyor. Diğerleri ise benim nezdimde bir seçim taktiği olarak daha akılcı gibi gözükebilirler ama sosyalist seçim taktiği olamazlar. Zira eni sonu siz bir güç değilseniz, yaptığınız “ittifak” ya da verdiğiniz “şartlı” destek tırnak içi kalmaya mahkûmdur ve olacak şey sizin güçlü olan tarafın gölgesinin ağırlığı altında görünmez hale gelmeniz; o gücün bir aparatı haline dönüşmenizdir. İlkesel bakımdan daha doğru gözüken bağımsız aday taktiğinin ise ne yazık ki bugünkü koşullarda reel bir karşılığı yok. Ama en azından bağımsız kimliğinizi korumak açısından daha uygun duruyor.

Bugünkü koşullarda dedim. Bu çok önemli. Biz sosyalist mücadelenin olağan bir döneminde değiliz. Sosyalizm bir fetret devri yaşadı ve halen çıkabilmiş de değil. Ama bugün artık düne göre koşullar bakımından çıkma olasılığının daha da yükseldiği bir süreç. Kapitalizm krizde, klasik burjuva partileri krizde. Buna karşın faşist partiler yükseliş yaşıyor. Faşist, gerici yükselişten rahatsız olan insanlar mevcut partilerden umudu kesmiş durumda. Tam anlamıyla bir kerhen destekleme hali var. Ne yazı ki yeni bir altertanif oluşmadan bu seçimlerde de ağır bir durum olarak yaşadığımız “onu göndermek için bunu destekleyelim, tamam beğenmesekte bu duruma mecburuz” ruh hali galebe çalıyor.

Peki bir sosyalist seçenek yeniden nasıl yükselecek? CHPyi destekleyerek değil herhalde; sosyalizan özellikleri de içinde barındırmasına karşın HDP’yi destekleyerek de bağımsız bir sosyalist seçeneğin örgütlenmesi, güçlenmesi olası değil. Zira HDP özel bir sorun etrafında yükselen özel bir parti. Kürt sorunu vazgeçilmez önceliği. Kürt sorunu çok özel ve önemli bir sorundur ve sosyalistler açısından da böyle olmalıdır. Ama sosyalistler sınıf eksenli politikadan feragat edemezler; ederlerse sosyalist olamazlar. Dolayısıyla burada iki ayrı akım ve iki ayrı yol yöntem söz konusu. Bunu olumsuz anlamda söylemiyorum. HDP önemsenmesi ve sosyalistler açısından her halükarda gözetilmesi ve destek verilmesi gereken bir parti. Ama bir sosyalist perspektif zemininde. HDP de çok sayıda sosyalist de mevcut ama bugüne kadar ki pratik açık biçimde bize gösteriyor ki, biz mecliste bir sosyalist politika savunusu görmüyoruz; HDP politikası görüyoruz.
Peki, sosyalist mücadele TİP’i destekleyerek mi yükselecek? Elbette değil… Bir kere TİP hem sınıf perspektifi ve hem de devrimci siyaset tarzı bakımından hayli eksikli bir parti. Hele de seçim süresince vidaları daha da gevşettiler. Peki buna rağmen ben neden TİP’e oy vereceğim.

Yeniden aynı soruyu soralım. Bugünkü koşullarda sosyalist siyasi seçenek nasıl yeniden ciddi bir güç haline gelebilir? İşin bir ilkesel yanı var bir de taktiksel yanı. İlkesel yanı sosyalist siyaset eğer adına layık olacaksa işçi sınıfı ve tüm emekçileri devrimci bir siyaset ve örgüt altında bir araya getirebilmek için yönü bu kesimlere dönük bir politik çalışma ve örgütlenme anlayışından vazgeçemez ve bunu vazgeçilmez biçimde öncelemek zorundadır.

Ama bu ilkesel alandaki başarıyı da çok etkileyen bir kiriz daha var; taktiksel bakımdan bu krizi aşacak hamleler ya yapılmalı ya da kendi dışındaki olanaklar bu açıdan değerlendirilmeli. Bu kiriz sosyalizmin meşruiyet krizidir. TİP milletvekillerinin HDP çatısından ayrılıp TİP çatısı altında siyaset yapma kararı da özellikle HDP kamuoyunca oldukça sert bir tepkiyle karşılanmıştı. Şimdi burada durup bir düşünelim. TİP’in bağımsız varlığı HDP’ye üç milletvekili kaybettirdi ama toplamda HDPye siyaseten zarar vermek bir yana kuvvetlendirici bir etkisi oldu . İkincisi HDP içinde yer alan çok sayıda sosyaliste rağmen kamuoyunda HDP ayrı bir sosyalist seçenek olarak görülmezken; TİP kamuoyunda sosyalist kimliğiyle değerlendirildi. Bütün düzen partilerinin güven erozyonu yaşadığı bir döneme girilirken bu nedenle de ayrı ve farklı bir ses olarak zamanla dikkat çekmeyi ve giderek belirli bir sempati ağı oluşturmayı başardı. Sosyalist siyasetin en önemli sorunu olan meşruiyet krizinin giderilmesi bakımından TİP’in sosyalistliğinin mahiyetinden bağımsız olarak ,kesinlikle olumlu bir işlevi yerine getirdi.

Meşruiyet krizi ancak legal siyaset platformlarında aşılır. Örneğin Rus devriminde legal Marksizm denilen dönemin ya da Türkiye’de yaşanan 1. TİP döneminin, her ikisi de burjuva sosyalizminin egemen olduğu dönemlerdi. Ama buna karşın devrim sürecine bu açıdan çok önemli katkıları olmuştur. Bugün TİP’in meclise daha güçlü girmesi –burjuva sosyalizminin dışına çıkmasalar bile- kamuoyunda sosyalizm seçeneğinin daha çok tartışılır olmasına yol açacaktır. Bu tartışma biz sosyalistler için liberal ögelerle dolu u bir parti üzerinden yürütülse bile, bugünkü gerçeklik temelinde bunun devrimci sosyalist mücadeleye ciddi bir zararı dokunmayacağı gibi devrimci sosyalistlerin sınıf eksenli devrimci politikalarını kolaylaştıran sonuçlar doğurması çok daha kuvvetli bir ihtimaldir.
Son söz olarak şunu da söylemek isterim ki HDP’nin böyle bir seçeneğe kızmak ya da boğmak yerine aksine, bugüne kadar yaptığı gibi destekleyici bir tutum alacağını umuyorum ve almasının mecliste ortak hareket edilebilecek bir başka gurubun varlığı anlamına geleceğini ve bunun da HDP siyaseti açısından da rahatlatıcı ve etkisini artırıcı bir sonuç doğuracağını düşünüyorum.

Mahmut ÜSTÜN