İktisatçı Mahfi Eğilmez, “Fayda maliyet analizi” başlıklı yazısında, ilk Türk astronot Alper Gezeravcı’nın uzay yolculuğuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Eğilmez, Gezeravcı’nın uzaya gitmek için ödediği 55 milyon doların Türkiye ekonomisi için ne anlama geldiğini ve bu parayla neler yapılabileceğini sordu.
Eğilmez, yazısında şunları kaydetti:
“Alper Gezeravcı’nın uzaya gitmesi Türkiye için bir gurur kaynağı olabilir. Ancak bu gururun bedeli nedir? Bu bedel Türkiye için makul bir bedel midir? Bu bedeli ödemekle nelerden vazgeçtik? Bu soruların cevaplarını aramak istiyorum.
Öncelikle, Gezeravcı’nın uzaya gitmesi için ödediği 55 milyon doların ne kadar büyük bir rakam olduğunu kavramak gerekir. Bu rakam, Türkiye’nin 2020 yılında yaptığı toplam ihracatın yaklaşık yüzde 0,1’ine denk gelmektedir. Yani, Türkiye bir yılda sattığı mal ve hizmetlerin binde birini bir kişinin uzaya gitmesi için harcamıştır.
Peki, bu parayla neler yapılabilirdi? Bu parayla Türkiye’de yaklaşık 10 bin kişiye asgari ücret düzeyinde bir yıllık gelir sağlanabilirdi. Ya da yaklaşık 2 bin öğrenciye tam burslu olarak dört yıllık üniversite eğitimi verilebilirdi. Ya da yaklaşık 100 okul inşa edilebilirdi. Ya da yaklaşık 50 bin aileye bir yıllık gıda yardımı yapılabilirdi. Ya da yaklaşık 5 bin sağlık çalışanına bir yıllık maaş ödenebilirdi. Ya da yaklaşık 10 bin aşı dozu alınabilirdi.
Bu saydıklarım sadece bazı olasılıklardır. Elbette, bu parayla başka şeyler de yapılabilirdi. Ancak, önemli olan nokta şudur: Bu parayı bir kişinin uzaya gitmesi için harcamakla, bu saydığım şeylerden vazgeçmiş olduk. Bu, fayda maliyet analizinin temel mantığıdır. Bir şey yapmak için harcadığımız kaynaklar, başka şeyler yapmaktan vazgeçtiğimiz kaynaklardır.
Bu durumda, soru şu olmalıdır: Bir kişinin uzaya gitmesinden elde ettiğimiz fayda, bu saydığım şeylerden vazgeçtiğimiz maliyetten daha büyük müdür? Bu sorunun cevabını herkes kendisi verebilir. Ancak, benim görüşüm şudur: Bir kişinin uzaya gitmesinden elde ettiğimiz fayda, sadece duygusal bir tatminden ibarettir. Bu tatminin ekonomik veya sosyal bir katkısı yoktur. Oysa, bu parayla yapabileceğimiz şeylerin ekonomik ve sosyal katkıları çok büyüktür.
Bu nedenle, benim fayda maliyet analizim sonucunda, bir kişinin uzaya gitmesinin Türkiye için makul bir bedel olmadığı sonucuna varıyorum. Bu bedeli ödemekle, çok daha önemli ve değerli şeylerden vazgeçtiğimizi düşünüyorum. Bu, Türkiye’nin uzaya ilgisiz kalması gerektiği anlamına gelmez. Ancak, uzaya gitmenin bir araç, bir amaç değil, olduğunu unutmamalıyız. Uzay, bilim ve teknoloji geliştirmek için bir fırsattır. Ancak, bu fırsatı değerlendirmek için, önce kendi ekonomik ve sosyal sorunlarımızı çözmeliyiz.”
- Cumartesi Anneleri: 1016. Haftada Cemil Kırbayır’ın Akıbeti - 15 Eylül 2024
- İran’da Kadınların Zorunlu Örtünmeye Karşı Mücadelesi Sürüyor - 14 Eylül 2024
- CHP, TBMM’de “Çocuk Hakkı İzleme Komisyonu” Kurulmasını Teklif Etti - 14 Eylül 2024