İsrail ve Hamas arasındaki gerilimin tırmanmasının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, insan hakları örgütleri, sosyal medya platformlarında Filistin yanlısı içeriklerin engellenmesine yönelik çabaların çok az ilerleme kaydettiğini bildirdi. Filistin Dijital Hak İhlalleri Gözlemevi, 7 Ekim 2023’te başlayan çatışmaların ardından 1 Temmuz 2024’e kadar büyük sosyal medya platformlarından, çoğunlukla Meta, TikTok, X ve YouTube ile ilgili olmak üzere 1.350’den fazla çevrimiçi sansür vakası kaydettiklerini açıkladı. Bu vakalar arasında içerik kaldırma, hesap askıya alma ve hesap kısıtlamaları yer alıyor.
Çatışma, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın İsrail’in güneyine düzenlediği saldırıyla başladı ve bu saldırıda 250 kişi rehin alınırken, 1,200’den fazla insan hayatını kaybetti. İsrail’in hava saldırıları ve kara birlikleriyle karşılık verdiği çatışmalarda Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre yaklaşık 42,000 Filistinli hayatını kaybetti.
Arap Sosyal Medyayı Geliştirme Merkezi (7amleh) Eylül ayında yayınladığı raporda, sosyal medya platformlarının Filistin ile ilgili içerikleri “agresif bir şekilde aşırı ılımlı” hale getirme kararını kasıtlı bir hamle olarak değerlendirdi. Raporda, bu platformların nefret söylemi ve kışkırtmaya izin vermesi durumunda Filistinlilere yönelik toplu cezalandırmaları haklı çıkaran içeriklerin yayılmasına yardımcı oldukları belirtildi.
İçerik Kaldırma Süreçleri
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), sosyal medya platformları tarafından içeriklerin nasıl kaldırıldığını belgeledi. HRW’nin kıdemli araştırmacısı Rasha Younes, kullanıcıların Filistin ile ilgili paylaşımlarının, belirli bir politika ihlaline işaret eden az ya da hiç açıklama yapılmadan kaldırıldığını ifade etti. Kullanıcılar, bazı durumlarda 24 saatten üç aya kadar hesaplarının devre dışı bırakıldığını ya da içeriklerinin “gölge yasaklı” olarak daha az görünür hale geldiğini belirtti.
Sosyal Medya Şirketlerinin Tutumu
Meta ve TikTok, içerik denetleme politikalarıyla ilgili doğrudan soruları yanıtlamaktan kaçındı. Ancak Meta, Eylül ayındaki raporunda Gazze’deki insani kriz ve Hamas’ın eylemlerinin “değişen dinamiklerini yansıtmak” amacıyla politikalarını geliştirdiklerini duyurdu. TikTok ise 2 Ekim’de, Hamas’ı desteklediği ya da nefret söyleminde bulunduğu gerekçesiyle 4.7 milyon videoyu kaldırdığını açıkladı.
AB’nin Rolü ve Sosyal Medya Üzerindeki Baskı
7amleh’in Avrupa Birliği (AB) Savunuculuk Sorumlusu Taysir Mathlouthi, çatışmanın doğrudan AB sınırları içinde olmasa bile, AB’nin sorumluluk üstlenmesi gerektiğini belirtti. Mathlouthi, Avrupa Komisyonu’nun kısa süre önce yasa dışı çevrimiçi içerikle mücadele için yeni mekanizmalar getiren Dijital Hizmetler Yasası’nı (DSA) kabul ettiğini anımsatarak, daha fazla düzenleme ve şeffaflık talep etti.
Geçtiğimiz Ekim ayında AB, sosyal medya platformlarından çatışmayla ilgili içerikleri nasıl düzenledikleri konusunda bilgi talep etti. Aralık ayında ise AB, Hamas’ın saldırıları bağlamında yasa dışı içeriğin yayılmasını ele almak için X’e karşı resmi işlemler başlattı.
Euronews Next’in yaptığı araştırma, sosyal medya şirketlerinin İsrail-Hamas savaşıyla ilgili moderasyon politikalarına dair tatmin edici bilgiler sunup sunmadığını teyit etmek için Avrupa Komisyonu’na başvurdu, ancak henüz bir yanıt alamadı.
Sosyal medya platformlarındaki tek yanlı sansür girişimleri, ifade özgürlüğünü tehdit ederken, insan hakları örgütleri, dijital sansürün engellenmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu süreçte, hem kullanıcı deneyimlerine dayanan raporlar hem de sosyal medya şirketlerinin politikaları üzerindeki denetim ihtiyacı giderek artıyor.