İran, yasaklı örgütler listesinde yer alan ve “Marksist-İslamcı” ideolojisiyle bilinen Halkın Mücahitleri Örgütü’ne (MEK) mensup iki kişiyi, sivil altyapıyı hedef aldıkları gerekçesiyle idam etti. İdam edilen Mehdi Hassani ve Behrouz Ehsani-Eslamlu’nun, Tahran’da kurdukları hücre evi aracılığıyla çeşitli saldırılar düzenledikleri ve İran devletine karşı propaganda faaliyetlerinde bulundukları öne sürüldü.
İran yargısı tarafından “moharebeh” (Tanrı’ya karşı savaş açmak) ve “terör örgütüne üyelik” suçlamalarıyla yargılanan sanıklar hakkındaki idam kararı, İran Yüksek Mahkemesi tarafından onandı. İran yargı organı Mizan’ın haberine göre, sanıklar, MEK liderliğiyle koordineli olarak başkentte saldırılar gerçekleştirmek amacıyla el yapımı havan topları ve fırlatma düzenekleri üretmiş, rastgele sivil alanlara ve kamu binalarına saldırılar düzenlemişti. Eslamlu’nun, 2022 yılında İran İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı’na yönelik bombalı saldırı sonrası yakalandığı bildirildi.
MEK Kimdir?
Halkın Mücahitleri Örgütü (MEK), 1960’ların başında Şah Muhammed Rıza Pehlevi rejimine karşı çıkan üniversite öğrencileri tarafından kuruldu. Marksist ve İslamcı düşünceleri harmanlayan örgüt, 1960’lar ve 70’lerde ABD destekli Şah rejimine karşı gerilla savaşı ve bombalı saldırılar düzenledi. ABD Kongre Kütüphanesi verilerine göre, örgüt 1979 İran Devrimi sürecinde Ayetullah Humeyni’yi desteklemiş ve aynı yıl ABD Büyükelçiliği baskınında aktif rol oynamıştı.
Ancak İslam Cumhuriyeti’nin kuruluşundan kısa süre sonra, MEK ile Humeyni rejimi arasında ideolojik farklılıklar ve güç mücadelesi baş gösterdi. Rejim, örgütü varoluşsal bir tehdit olarak görmeye başladı. Ardından, MEK üyelerine yönelik geniş çaplı tutuklama ve idamlar gerçekleştirildi. Örgütün lideri Mesud Recevi de bu süreçte yurt dışına kaçmak zorunda kaldı.
MEK, bir süre Fransa’da faaliyet gösterdikten sonra 1986’da Irak’a yerleşti ve Saddam Hüseyin rejimiyle iş birliği yaptı. Özellikle İran-Irak Savaşı sırasında İran topraklarına yönelik saldırılar düzenleyen örgüt, 1991’de Saddam’ın Kürt ve Şii isyanlarını bastırmasına da destek verdi. Bu durum, İran halkı nezdinde MEK’in meşruiyetini büyük ölçüde zedeledi.
ABD ile Değişken İlişkiler
1992 yılında MEK, dünya genelinde 10 ülkedeki İran diplomatik misyonlarına eş zamanlı baskınlar düzenledi. Bu baskınlar arasında New York’taki Birleşmiş Milletler İran Misyonu da vardı. 1997 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı, örgütü terör örgütleri listesine ekledi. Bu kararda, MEK’in 1970’lerde altı Amerikalıyı öldürmesi de etkili oldu.
Ancak 2003’teki Irak işgali sırasında, MEK ile ABD arasında bir ateşkes anlaşması yapıldı ve örgüt, Irak’ın kuzeydoğusundaki Eşref Kampı’nda faaliyetlerini durdurdu. ABD, bu süreçte MEK üyelerini “savaş dışı kişi” ve “korunmuş kişiler” statüsünde değerlendirdi.
2012 yılında, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile yapılan müzakereler neticesinde MEK, terör listelerinden çıkarıldı ve dondurulmuş mal varlıklarına erişim sağladı. Ertesi yıl, MEK’in siyasi kolu olan İran Ulusal Direniş Konseyi (NCRI), Washington DC’de bir ofis açarak “sürgünde hükümet” iddiasını sürdürdü.
İran’ın MEK üyelerine yönelik idam kararları, yalnızca ülkedeki iç güvenlik politikalarını değil, aynı zamanda uzun yıllardır tartışmalı olan MEK’in uluslararası konumunu da yeniden gündeme taşıyor. ABD ile ilişkileri inişli çıkışlı bir seyir izleyen örgüt, bir dönem terörist olarak damgalanırken, son yıllarda İran karşıtı çevrelerde siyasi bir araç olarak görülüyor. İran ise MEK’i hâlâ en ciddi tehditlerden biri olarak tanımlamayı sürdürüyor.
- Dünyadaki İçilebilir Su Miktarı: Gerçekler ve Gelecek Önerileri - 28 Temmuz 2025
- Zeydan Karalar’ın Silivri Tepkisi: ‘Ben Adanalıyım, Silivri’de Ne İşim Var?’ - 27 Temmuz 2025
- Pegasus’a Hediye Edilen Uçaklar ve Yangınla Mücadele Süreci - 27 Temmuz 2025