Şamil Tayyar’ın kulis açıklamaları, soruşturmadaki bilgi akışına dair tartışmaları yeniden alevlendirdi. Tutuklu belediye başkanlarının ve avukatlarının henüz haberdar edilmediği süreç hakkında AKP cenahından gelen bilgiler, yargı bağımsızlığı ve şeffaflık konularında yeni soru işaretleri doğurdu.
İddianameler Eylül ve Ekim’de Mahkemeye Sunulacak İddiası
AK Parti eski milletvekili ve gazeteci Şamil Tayyar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen soruşturma hakkında dikkat çekici kulis bilgileri paylaştı. Tayyar’a göre, soruşturma kapsamında 4 ayrı iddianame hazırlanıyor. İlk iddianamenin Eylül ayında, diğer üçünün ise Ekim ayında mahkemeye sunulması bekleniyor.
Tayyar’ın ifadeleri şöyle:
“Beklentinin aksine 4 ayrı iddianame olacakmış. İlki, Eylül’de mahkemeye sunulacak, diğer üçü Ekim’de. Takvim aksamazsa Eylül’de, en geç Ekim’de mahkeme safhası başlıyor. Yılbaşına kalmadan sürecin 2-3 ay öne çekilmesi, her açıdan önemli.”
Bu açıklamalar, resmi makamlarca doğrulanmadığı halde sürecin siyasi aktörler üzerinden kamuoyuna yansımasının, yargının şeffaflığı ve tarafsızlığına dair tartışmaları artırması bekleniyor.
Tutuklu Başkanlar Bilmiyor, AKP Kulisleri Biliyor
Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan belediye başkanlarının ve avukatlarının, iddianamelerin içeriği ya da teslim takvimi konusunda hiçbir resmi bilgiye sahip olmaması, ancak AKP cenahından eski bir milletvekilinin bu detayları paylaşabilmesi dikkat çekti.
Bu durum, yargı sürecinin tarafsızlığına gölge düşüren bir tabloyu işaret ediyor. Hukukçulara göre, davanın taraflarının bilgilendirilmediği bir süreçte siyasi figürlerin kulis bilgilerini paylaşması, kamu vicdanında ciddi bir güven sorunu yaratıyor.
Aziz İhsan Aktaş ve “Koruma Ordusu” Tartışması
Tayyar’ın açıklamalarının ikinci boyutu ise soruşturmanın merkezindeki isimlerden Aziz İhsan Aktaş’la ilgiliydi. İtirafçı olduktan sonra ev hapsi kaldırılan Aktaş’a, tehdit gerekçesiyle İstanbul Valiliği tarafından resmi koruma tahsis edildiği öne sürüldü. Tayyar ayrıca, Aktaş’ın 15-20 civarında özel koruması bulunduğunu iddia etti.
Bu durum, kamuoyunda “itirafçıların korunması” meselesini gündeme getirirken, soruşturmanın seyrine dair spekülasyonları da artırıyor. Özellikle Aktaş’ın verdiği ifadelerle çok sayıda ismin tutuklandığı bilinirken, kendisine tanınan bu ayrıcalık yargı sürecindeki eşitlik ilkesine dair yeni tartışmalar doğurdu.
“Adaletin Pazarlıkla İşlediği” Algısı
Soruşturmanın her yeni aşamasında kamuoyuna yansıyan bilgiler, davanın yalnızca hukuki değil, aynı zamanda siyasi bir boyut taşıdığı izlenimini güçlendiriyor. Tutuklu belediye başkanlarının avukatlarının “iddianameye dair tek bir bilgi verilmediği” yönündeki açıklamaları, Şamil Tayyar’ın ise iddianame takvimini ve içerik detaylarını paylaşabilmesi, yargı bağımsızlığına dair kaygıları pekiştiriyor.
Türkiye’de uzun süredir tartışılan “adaletin pazarlıkla işlediği” algısı, İBB soruşturması üzerinden yeniden gündeme taşınmış durumda. Sürecin Eylül’de başlaması beklenen yargılamalarla birlikte, hem hukuki hem de siyasi sonuçlarının çok daha görünür hale geleceği öngörülüyor.
- Munzur Gözeleri’ne Mescit Tepkisi: Alevi Toplumu Tekçi Dini Dayatmalara Karşı Uyarıyor - 24 Ağustos 2025
- CHP’li Yavuzyılmaz’dan DMM’ye Yanıt: “Hileli Açıklamayla Bile Milyar Dolarlık Kayıp Ortada” - 24 Ağustos 2025
- İBB Soruşturması Derinleşiyor: Şamil Tayyar’dan “4 İddianame, Eylül’de Yargılama” İddiası - 24 Ağustos 2025