Psikolog değilim ama…
İnsan davranışları üzerine o kadar çok kitap okudum ve araştırma yaptım ki, bunlar benim empati gücümü arttırdı. Bazı insanları hala anlayamasam da en azından onları anlamaya çalışmak için efor sarf etmeme yardımcı oldu; demem daha doğru olur sanki.
Elbette önce beni anlama konusunda geliştirdim kendimi; çünkü beni anlamaya başladığımda diğerlerini anlamam daha kolay olacaktı… Neye nasıl tepkiler verdiğimi ve o tepkileri hangi sebepten dolayı gösterdiğimi anlayabilmek için de gençlik hatalarımdan başlayan ve çocukluk travmalarıma inen karanlık bir labirentin içine daldım. Çok zor ama herkesin yapması gereken bir yolculuk bu; kendini tanımak adına. Çünkü kimse travmasız değil! Herkesin yarası var.
Mesela babasızlığımın acısını erkek arkadaşlarımdan çıkardığımı fark edene kadar bir sürü ilişkim çok yaralar aldı… ki ben babasız büyümemi çok umursamayan hatta bundan mutlu olan bir kız çocuğu olduğumu düşünürdüm. Bir nevi kelebek etkisi işte; çocukken ne yaşadıysanız bir gün gelip su yüzüne çıkıveriyor. Farkındalığım yükseldikçe daha düzgün ve doğru ilişkiler kurmaya başladım zamanla, karşımdakini anlamam da kolaylaştı ama buraya ulaşmak 30’larımı buldu. E, büyümek ve olgunlaşmak zaman alıyor tabii!
Bir zamanlar çok ama çok sevdiğim birinin ortak bir arkadaşımıza, “aman abi, babası tarafından yeteri kadar sevilmiş bir kadın bulmak lazım; bunlar bayağı zorluyor” dediğini duymuştum. Bu kulağıma geldiğinde o kadar afallamış ve hayal kırıklığına uğramıştım ki! Sonuçta kendinizi teslim ederek anlattığınız en mahrem hikayelerinizden yoğurduğu sonucu, sevdiğiniz kişinin başkalarına bu şekilde iletmesi korkunç bir darbe etkisi yapıyor. Kendimi tüm detaylarıyla herkese anlatan biri değildim ve hiç olmadım. Dolayısıyla hakkımda fazla bir şey bilmeyen birinin, hayatım hakkında bu kadar detay sahibi olması beni sersemletmişti. Elbette ki bunu bu şekilde dillendiren sevgilimin gözümdeki tüm değeri o anda yitti yitmesine ama bendeki sarsıntısı çok büyük oldu tabii ve başkasına tekrar güvenmek bayağı zamanımı aldı. Zamanla onun bunu neden yaptığını da anladım ve anladığım zaman da affettim kendisini ama yaramın kolay kapandığını söyleyemem!
Bunu neden mi anlatıyorum; geçenlerde bir arkadaşımın kızının başına da aynı şeyin geldiğini duydum ve o kadar üzüldüm ki! Yaşadığı hayal kırıklığını biliyorum çünkü! Tanıyorum. O yaşlarda kendimize ve karşımızdakine ne kadar zarar verdiğimizi anlayamayabiliyoruz. Zalimce davranabiliyoruz. Ben de anlamadan, bilmeden pek çok insana zarar verdim ama sonradan çoğunu telafi etmeye çalıştım. Özür dilemem gereken kişilerden özür diledim… ama önemli olan işi buraya getirmemek tabii! Bu konuda çok sevdiğim bir söz var; “İnsanlar onlara ne söylediğinizi unutabilirler. İnsanlar onlara ne yaptığınızı daunutabilirler. Ama insanlar, onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar.”
İnsan ailesini seçemiyor tabii; yani babasız büyümek de kimsenin tercihi olamaz! Babasız büyümen, yoksul olman, eğitim görememen, engelli olman; ırkın, cinsin, rengin, dinin, dilin yani kısaca nasıl büyüdüğün senin suçun olamaz!!! Kim istemez ki sevgi dolu bir ailede büyümeyi, travmasız bir hayatı?! Kim istemez ki tüm benliğiyle kabul edilmeyi, her şeyiyle sevilmeyi?! Biz isteyerek mi bunları deneyimlemeyi seçtik?! (Allah aşkına bana ‘biz aslında önceden seçiyoruz ailemizi, hepsi bizim tekamülümüz için vs.’lerle gelmeyin bana) … Dolayısıyla başkalarının seni anlamasını istiyorsan, evvela sen başkalarını anlamaya çalışacaksın; bunun da yolu önce kendini tanımaktan geçiyor. Kendini tanıdığın an sana benzemeyen hayatları da yargılamayacaksın ve senden farklılar diye onlara saldırmayacaksın. Acıtmaktan çekineceksin o zaman. Zalim ve kaba olmak, kırıp parçalamak işin kolay yanı ama önemli olan mümkün olduğu kadar az hasar verecek hatta hasar vermemeye çalışacak insan olmak; çünkü hepimiz ebeveynlerimizin suçuyuz!
- Aptal Beyaz Adamlar - 26 Kasım 2018
- Kadın düşmanları çok yakınımızda! - 14 Mart 2018
- Pedofili bir suç değil, bir bozukluktur… - 18 Şubat 2018