Şiddet, insanlık tarihi boyunca insanlığın gündeminden hiç çıkmamıştır. Kimi zaman sorunların çözümü için şiddete başvurulmuş, kimi zaman da toplumdan şiddeti söküp atmanın yolları üzerinde durulmuştur. Toplumun dinamiği olan gençlik hem şiddet görme açısından hem de şiddete başvurma açısından şiddetle en çok muhatap olan kesim olmuştur.
Şiddet, güç kullanmak, baskı uygulamak, başka insanlara zarar vermeye ve yaralamaya dönük hareketler olarak tanımlanır. Gençlik bu davranışları hem uygulayan hem de bu davranışlara maruz kalan kesim olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gençliği şiddete yönelten etmenlerin başında Engellenme(Frustrasyon) davranışı gelmektedir. İhtiyaçlar, güdüler, dürtüler, organizmadan ya da çevreden gelen türlü nedenlerle engellenir. Engellenme bireyde bir takım yılgınlıklara, türlü üzüntülere ve kaygılara yol açar. İç hayat gergin duruma girer. Böylece genç bu gerginlikle saldırganlaşabilir.
Genci provoke etmede onu saldırganlaştırır. Sözel dalga geçmeler, bakışlar, alay, fiziksel kötüye kullanım gençler de saldırgan davranışları artırmaktadır.
Filmlerde ve televizyonlar da yer alan şiddete öğelerinin etkileri gençliği etkileyen bir diğer temel faktördür. Şiddet içerikli filmleri seyretme oranı artıkça, saldırgan davranışlar da o oranda artmaktadır.
Toplumsal ve siyasi bir takım belirleyiciler de gençliği şiddete yöneltebilir. Toplumsal şiddetin bu güne kadar üzerinde en çok durulan belirleyicisi, ekonomik yoksunluk ve toplumsal huzursuzluğa verilen tepkilerdir. Toplumsal huzursuzluklar özellikle temel hak ve özgürlüklerin, Sosyal devlet anlayışının olmadığı toplumlarda vardır. Bu etkiler, bu tip toplumlarda yaşayan gençliğin şiddete yönelmesine davetiye çıkarmaktadır. Siyasi şiddet üzerine çalışan araştırmacılar, toplumdaki ayaklanma ve kargaşaya yol açan siyasi şiddeti, daha çok toplumsal ve siyasi alanlarda uzun süreli bir gelişmenin ve ilerlemenin yaşanmamasının ardından yaşanan bunalım dönemlerine ve bu dönemlerde toplumsal ihtiyaçların tatmin edilmemesine bağlamışlardır. Bu gün dünyada gençliğin şiddete en çok başvurduğu ve sorunlarını şiddet olayları ile dile getirdiği ülkeler genelde bu özellikler taşıyan ülkelerdir.
Bu tip sorunların yoğun bir şekilde yaşandığı toplumlarda, Erişkinlerde bu anlamda sıkıntılar yaşamakta ve bu sıkıntıların oluşturduğu gerginliğin sonucunda özellikle kuşak çatışması yaşadığı gençliğe şiddet uygulamaktadır. Şiddete maruz kalan genç, erişkinlere tepki mahiyetinde onlara şiddet uygulayabilmektedir. Bu durum kuşaklar arası çatışmaların derinleşmesine neden olabilmektedir.
Gençliğin şiddete yönelmesinin birçok nedeni ve belirleyicisi vardır. Görüldüğü gibi bu nedenlerin çoğu gencin dışında gelişen nedenlerdir. Bu durumda yapılması gereken, belli önyargılara saplanıp kalmak, belli çözüm yollarında körü körüne ısrar etmek yerine, bu konuda ileri sürülen birçok bilimsel görüşü ve farklı bakışı içerebilecek birçok yönlülük ile soruna değişik biçimlerde yaklaşabilme esnekliğini gösterebilmektir.
Sosyolog-Rehberlik Ve Aile Danışmanlığı Uzmanı
- Köy Enstitülerinin Eğitimdeki Rolü ve Günümüz İhtiyacı - 16 Aralık 2024
- Türkiye’de Bir Yıl İçerisinde En Az 66 Çocuk İş Yerlerinde Hayatını Kaybetti - 7 Aralık 2024
- Erkeklik: Geleneksel Kalıpların Eleştirisi - 30 Kasım 2024