Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında konuşma yaptı. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Ülkemizi 14 yılda üç kat büyüterek başarılı bir performans ortaya koyduğumuza inanıyorum. Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin en yakın şahidi sizlersiniz. Bugün de özel sektörün lokomotifliğini çok önemsiyoruz. Devleti düzenleyici ve denetleyici rolünün sınırları içinde tutarak özel sektörün önünü açıyoruz. 3 Kasım 2002 tarihi iş dünyamız için bir milattır. AK Parti yönetiminin sırrı nedir diye soranlara istikrar ve güven demişimdir. Türkiye bunlardan uzaklaştıkça sıkıntıya düşmüştür. 2008 krizi için teğet geçecek demiştim. O dönem bu sözümle dalga geçmişlerdi. Nitekim aynen dediğim gibi de oldu. Son birkaç yıl hepimiz için zor geçti. 2008 krizine direnen Türkiye 2013’ten itibaren başlayan bir dizi saldırı karşısında çok ciddi mücadele yürütmek zorunda kaldı. İçeride 35 yıldır terörle, dışarıda da Suriye Savaşı ile mücadele ettik.
Şundan emin olun, en kötüsü geride kaldı. Bunca saldırıya rağmen ayakları üzerinde dimdik duran Türkiye’nin önünde aydınlık bir gelecek vardır. 16 Nisan bitti hemen ardından yurtdışında kendimize pazarlar aramaya başladık. Kuveyt’te 4,5 milyar dolarlık havalimanının temel atma törenini attık. Rusya, Çin, ABD seyahatimiz oldu. Belçika’da NATO liderler zirvesine katılacağız. Artık Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi yürümeyecek. Demokrasi ve ekonomide yeni bir atılım döneminin hazırlıklarını yapıyoruz.
2014-2015 arasında yüzde 6,2’lik ortalama büyüme oranının sürükleyicisi ihracat olmuştur. Gelişmeler 2017 yılı ihracat artışı ortalamasının yüzde 10’un altına düşmeyeceğini gösteriyor. İhracat desteklerini en üst seviyeye çıkardık. Rusya pazarındaki kayıplar gibi talihsizlikler bizi yeni arayışlara yöneltti. Rusya ile hızla iyileşen ilişkileri mevcut kazancımız üstüne ilave ediyoruz. Enflasyonla mücadelenin ancak arzı artırıcı yöntemlerle mümkün olduğuna inanıyoruz. İşsizlikteki artış son dönemin en üzüntü verici gelişmesi oldu. İstihdam seferberliği kapsamında pek çok kurum sözler verdi. İlk fırsatta 81 ilin valisiyle yüz yüze görüşüp bu sözlerin ne kadarının yerine getirildiğini teker teker soracağım. Faizlerin bu kadar yüksek olduğu yerde girişimcileri yatırıma yönlendirmek kolay olmuyor. Türkiye’yi ayağa kaldıracak finans sektörünün yüksek karlılığı değil, üretim, ihracat ağırlıklı yatırımların büyütülmesidir. Yatırımlarımız için ilave kaynak arayışlarımızı sürdürüyoruz. Ekonominin küreselleşemesi ve buna uygun hukuki altyapının kurulması mecburiyetini getiriyor. Gümrük Birliği’nin yenilenmesiyle bununla ilgili gelişmeler olumlu bir şekilde seyrediyor. Gümrük Birliği’ni güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz.
“BAŞIMIZIN ÇARESİNE BAKARIZ”
AB dediğimiz zaman AB kapısını açmış da Türkiye içeri mi girmemiş. Sene 1963, sene 2017. 54 yıldır bu ülkeyi kapısında sürüm sürüm süründüren bir AB var. Bİzden sonra kimler geldi kimler geçti. Türkiye’nin günahı ne de almıyorsunuz? Hiçbirisi bizden daha iyi değil ama alıyorlar. Yunanistan’ın 400 milyar euro borcu var. Ama el bebek, gül bebek her türlü desteği vererek ayakta tutmaya çalışıyorlar. Bu gerçekleri lütfen görelim. Bizim bir onurumuz var. Bununla oynanmasına müsaade edemeyiz. Alacaklarsa girelim. Ben Başbakan olduğum zaman fasılların olduğu sayı 15’ti. Daha sonra Fransa’da Sarkozy, Almanya’da Merkel geldi. Bunlar gelince karar aldılar, artık liderler bu zirvelere katılmayacak. Çok daha çirkini, 15 fasılı 35 fasıla çıkardılar. Bu kadar haince Türkiye’ye karşı böyle bir kararın alınması karşısında biz ne yapacaktık. Hala bunlara yalvarıp ne olur bizi içeri alın mı diyeceğiz. Geldiğimiz fasıl şu anda 14. Fransa’nın bir Dışişleri Bakanı boşuna çabalıyorsunuz sizi almayacaklar dedi. Niye dedim, gerekçeleri açıkladı. Biz bazı şeyleri biliyoruz ama buna rağmen biz AB Bakanlığı’nı da kurduk. Elimizden gelen gayretleri gösteriyoruz. En son konseyin aldığı karar. Bu kararı alıyorsun da ne olacak? Bu kararı Rusya için de aldın. Bu mantıkla bir yere varmak mümkün değil. Cumhurbaşkanını Almanyada, Belçika’da her türlü saldırı yapılacak. Dışişleri Bakanıma uçuş izni verilmeyecek, biz hala ne olur bizi alın… Kusura bakmayın sizler ekonominin içinde bir güçsünüz. Sizleri kapınızda bekleten muhatabınızla bir yere kadar konuşursunuz. Ben bu milletin şerefini ayaklar altına aldırtmam. Her türlü görüşmeleri yapıyoruz. AB yetkilileri bizlere adil ve onurlu yaklaşırlarsa görüşmelere devam ederiz, yoksa biz de başımızın çaresine bakarız.
Ekonomide yapısal reformları kesintisiz sürdürmek gerekiyor. Yerli otomobil konusunda arzu ettiğimiz neticeye ulaşamamış olmaktan üzüntü duyuyorum. Kendi pazarımızın büyüklüğü ortadayken böyle bir adım atılmaması çok düşündürücü. TÜSİAD üyelerinden bu konuda cesaretli bir atılım bekliyorum. Şu salondan babayiğit çıkartamıyorsak dükkanı kapatıp gitmemiz lazım.
Terör örgütleri ile siyasi oyunlarla bizi coğrafyamızdan kazımak isteyenlere cevap vermek durumundayız. Sözün bittiği yerdeyiz. Gelişmelere göre gereken adımlar atılacak. Masada olmayınca kendinizi menüde bulacağınızı biliniz. Şimdi Rakka meselesi var. Baktım ki, ABD Rakka meselesinde çok hassas. Maden tek başınıza yapacaksınız biz terör örgütleriyle olacağınız operasyonda olmayız dedik. ABD PYD ve YPG terör örgütleriyle operasyona giriyor, bize düşen hayırlı olsun demektir. Bu terör örgütleri bizim ülkemize yönelik herhangi bir tehdit oluşturursa angajman kurallarından haklarımızı kullanırız dedik. Kimseyle konuşmayız danışmayız, ona göre adım atariz. Verilen sözlerin hiçbiri tutulmadığı gibi terör örgütlerinin güçlendiği bir fotoğrafla karşı karşıyayız. Artık 20 yıl öncesinin Türkiye’si yok.
“HUZURA KAVUŞMADAN OHAL’İ KALDIRAMAYIZ”
OHAL konusundaki endişelerinizi anlamakta zorlanıyorum. OHAL işadamlarının neyini engelledi? Ülkemizin yıkılmasına milletimizin yok edilmesine yönelik bir operasyon yapılıyor. 249 şehidimiz var, biz hala OHAL’i kaldıralım diyoruz. Her şey huzura kavuşmadan OHAL’i kaldıramayız. OHAL’i ülkemizde her şey sağlıklı bir şekilde yürüsün diye devam ettiriyoruz.”
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024