Afyonkarahisar’ın doğal mirası Eber Gölü, insan eliyle yaratılan ekolojik tahribatın ve umursamazlığın kurbanı oldu. Türkiye’nin dört bir yanında benzer çevresel felaketlerle karşılaşırken, Eber Gölü’nün kaderi, hem yerel halkın geçim kaynaklarını hem de bölgedeki ekosistemi tehdit eden dramatik bir örnek olarak karşımızda duruyor.
“1000 Günde 1000 Gölet”in Bedeli
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Meclis Üyesi Örgütlenme Koordinatörü Yalçın Görgöz, yaptığı açıklamada, iktidarın yıllardır süregelen yanlış politikalarını sert bir şekilde eleştirdi. Görgöz, 22 yıldır süren iktidar döneminde, “1000 günde 1000 gölet” gibi projelerle su kaynaklarının hoyratça kullanıldığını ve işlevsiz yatırımların bölgedeki ekosisteme ağır zararlar verdiğini belirtti.
Bu projeler, doğal su yollarını keserek ve yanlış konumlandırılan barajlarla bölgedeki su dengesini bozarak, Eber Gölü gibi ekosistemlerin kurumasına yol açtı. Görgöz’ün ifadeleri, bu politikaların yalnızca çevreyi değil, insan hayatını da doğrudan etkilediğini açıkça ortaya koyuyor.
Eber Gölü’nün Çığlığı
Eber Gölü, yalnızca bir doğal güzellik değil; aynı zamanda bölgedeki köylülerin geçim kaynağı olan balıkçılık ve kamış üretiminin merkeziydi. Ancak son yıllarda gölün su kaynaklarının kesilmesi, sazlık alanların yanması ve Akarçay gibi bağlantılı su yollarının kirletilmesi, bu ekosistemin can damarlarını kopardı.
Son dönemde çıkan yangınlar, gölün neredeyse tamamen kurumasına neden oldu. Bu felaket, sadece bölge halkının gelir kapısını yok etmekle kalmadı; aynı zamanda göl ekosistemini besleyen canlı türlerinin de yaşam alanlarını yok etti. Afyonkarahisar Valiliği’nin göle giriş çıkışları süresiz yasaklama kararı ise, bu felaketin ardından atılan yetersiz ve gecikmiş bir adım olarak eleştiriliyor.
Çözüm Nerede?
Eber Gölü’nün kurtarılması için artık son şanslar kullanılıyor. Görgöz, gölü besleyen Çay Deresi gibi su yataklarının yeniden işlevsel hale getirilmesi gerektiğini vurgularken, bu tür projelerin derhal hayata geçirilmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak asıl sorun, yıllardır yapılan yanlışlardan sorumlu olanların çözüm üretmekteki isteksizliği.
Türkiye’nin su politikalarındaki plansızlık ve rant odaklı yaklaşımlar, Eber Gölü örneğinde olduğu gibi, geri dönüşü zor sonuçlar doğuruyor. Bu bağlamda, yalnızca yerel değil, ulusal çapta bir çevre politikasının yeniden ele alınması şart.
Eber Gölü Bir Uyarıdır
Eber Gölü’nün kuruması, yalnızca Afyonkarahisar için değil, tüm Türkiye için bir uyarı niteliği taşıyor. Doğal kaynakların yanlış yönetimi, kısa vadeli ekonomik kazançlar uğruna sürdürülebilirlik ilkesinin yok sayılması, ülkenin dört bir yanında benzer trajedilere yol açıyor.
Bu felaketlerin önüne geçmek, ancak su kaynaklarının doğru kullanımı ve çevre politikalarının bilimsel temellere oturtulmasıyla mümkün. Eber Gölü’nün kaderi, diğer doğal alanların ve insan yaşamının geleceği için bir ders olmalı. Eğer bu ders görmezden gelinirse, sıradaki kurbanın hangi göl, orman ya da köy olacağını yalnızca zaman gösterecek.
- İdlib ve Halep’te Yoğun Bombardıman: Rusya ve Şam’dan Türkiye’ye Cihatçı Mesajı mı? - 1 Aralık 2024
- Türkiye’nin Tarımındaki Kimyasal Alarm: Dekar Başına 27 Kilogram Tarım Zehri Kullanımı - 1 Aralık 2024
- Diyanet, 130 Milyar 119 Milyon Liralık Bütçesinden Yurt Dışı Seyahatlere 744 Milyon Lira Harcayacak - 1 Aralık 2024