Doğayı Yeniden Canlandıran Kadının Bayramı: Gağan

Gağan bugün özellikle Raa Haq inancı benimseyenleri tarafından kutlanan özel günlerden biri. Özellikle Dersim’de ilçe ilçe yapılan kutlamalar her sene haber oluyor. İstanbul’da yaşayan bir Dersimli olarak Gağan ile tanışmam, Cıvrak Derneği’nin her sene yaptığı Gağan etkinlikleri ile oldu. Bu etkinlik herkes için çok özeldi ve heyecanla karşılanırdı. 2021 senesinde tüm dünyayı saran virüsten ötürü ritüelleri gerçekleştiremedik ve bu oldukça eksik hissettirdi…

Gağan bir feministin en başında benimseyeceği bir ritüel olmayabilir. Zira buradaki figürlerin anlamları bilinmediği zaman dışarıdan bakılan etkinlik çok farklı yorumlanıyor. Aslında sadece yorumlamak da değil, bugünkü ritüel de esasında özüyle anlatılmak yerine yalnızca bir eğlence oyunu olarak yaşatılabiliyor. Kadın perspektifinden bakıldığında ilk şunu sorguluyoruz: bir çocuk gelinin yaşlı bir adamla evlendirilmesi mi kutlanıyor? Kadını sürekli kaçırıyorlar ve “elliyorlar” ve bu tacizdir. Bu noktada öncelikle Gağan’da oynanan ve bugün “Khal u

Veyvike”[1] adını alan oyundaki figürlere bakmak ve onların neyi temsil ettiğini incelemek gerekiyor.

Bu aşamada öncelikle Cıvraklı ana-atalarımızın anlatımlarından ve Pir Mahmut Yıldız’ın aktarımlarından yola çıkıyorum. Mahmut Yıldız, Almanya’da yaşıyor ve benim kendisi ile iletişim kurmamı sevgili arkadaşım Esra Gültekin sağladı. Onu çok teşekkür ediyorum,

Kırmanciye’nin son demlerinden olan “Piro” ile onun sayesinde görüşebiliyorum…

Gağan Nedir?

Gağan, bugün “yeni yıl” olarak kutlanıyor gibi gözükse de aslında Raa Haq inancı bazında yeni yıl 7 Mart’ta Hawtemal dönemindedir. Bugün bazı algılarda bu bayram, Hıristiyanların yılbaşı ile de eş tutuluyor; ancak tarihsel olarak da ondan evveldir. (Yıldız, 2020) Ayrıca Raa Haq inancında Gağan ile başlayan yeni yıl süreci Hawtemal ile sonlanır. Burayı simge karakterler üzerinden anlatmak uygun olacaktır:

Ölümsüz kadın: Veyvike veya Fatık, Fate

Genç ve güzel bir kadın olarak, Gağan kutlamalarında ana figürlerden biridir Fate, Fatık veya veyvike. Fate-Fatık isimleri muhtemelen Ana Fatma’dan geliyor ki Mahmut Yıldız ile görüşürken kendisi “Fatma” diyerek de bu kadını işaret etmişti. Burada Fate, içinde bulunulan seneyi temsil eder ve her sene Fate yenilenir. Kadın padişah ile evlenir, güz zamanı ikisi de yaşlanır ve sonra padişah ölür. Bu ölümden sonra kadın, başka bir cihana giderek orada soğukkanlı hayvanlar ile beraber  istirahat eder. Bu istirahat süresi belirsizdir ancak kadın uyandığı zaman Hawtemal olur, dolayısıyla Mart ayında kadın uyanır. Kadın uyandığında gençleşmiş, yenilenmiştir. Bu anlamda kadın ile doğa beraberdir, aynıdır. Kadın yenilenince doğa da yenilenmiş olur, tazelenmiş olur, tüm doğa bereketlenir…

Anlatıya göre, eşi öldükten sonra istirahat eden yaşlı kadın, soğukkanlı hayvanlarla beraberdir. Şimşek çakıp hayvanlarla birlikte uyandığında dünyaya bahar gelmiş olur ve bu da Raa haq inancında Hawtemal’dir. Kadın dünyaya geri geldiğinde onu yeni senenin padişahı bir ağacın altında beklemektedir. Onunla evlenir ve aynı hikaye her sene gerçekleşir. Erkek-padişah, yaşlanınca ölür, kadın-Fate-doğa yaşlanır; ancak ölmez, tazelenir, yenilenir ve dünyaya yeni yaşam getirir… (Yıldız, 2020)

“Şimdi o kadın mitolojide Anadır; ama bu dünyanın kendisidir de. Hep kendisini tazeler. Bahar olunca kız olur, yaz olunca çiçek verir, meyve verir, doğurur, güz olunca yaşlanır…” (Yıldız, 2020)

Padişah; ama ölümlü erkekler: Khal (İhtiyar Adam) ve Kara

Mahmut Yıldız’ın aktarımına göre Gağan’daki padişah/ erkek meselesi Sultan Süleyman’a dayanıyor. Sultan Süleyman’ın doksan dokuz oğlu var ve her sene bir oğlu padişah oluyor. Padişah olan erkek, yukarıda bahsettiğim kadın figür Fate ile evleniyor ve bir sene (içinde bulunulan sene) yaşlanıp ölüyor. Bu, oyunda gördüğümüz yaşlı erkek üzerinde temsil ediliyor. Diğer bir erkek figür olan “Kara” ise yüzü siyaha boyanılan erkektir. Bugün Kara ile ilgili maalesef çok yanlış aktarımlar mevcut. “Siyahlığı” bir aşağlıma, köleleştirme algısı ile ele alanlar var; ancak Yıldız’ın aktarımına göre Kara, Khal (yaşlı adam) öldükten sonra Fate ile evlenecek olan yeni padişahtır; ancak bu durumu sadece Fate bildiği için, yani durumu belirsiz olduğu için yüzü siyah renk ile boyanıyor. Siyah renk orada bir belirsizleştirme aracı olarak kullanılır.

Mart’ta, bahar oluyor. Fate istirahattan kalkıyor, dünyaya yeniden geliyor ve yukarıda bahsettiğim şekilde gençleşmiş, bereket saçarak geliyor. Eskiden Kara olan kişi bir ağacın altında duruyor ve o ağacın da özel bir adı var. Kadını görünce ona aşık oluyor ve altında durduğu ağaçla beraber tüm doğa yeşeriyor, bahar geliyor, doğa canlanıyor. Kadın, onunla evlenince yeni padişah bu sefer o oluyor ve bu senaryo her sene yenileniyor.

Bu anlamda Raa Haq inanç takviminin yılbaşı bir günde gerçekleşmiyor. Gağan bayramı ile başlıyor ve Hawtemal’de yeni yıla geçiliyor. (Güneşer, 2020) Gağan bayramı Aralık’ta başlıyor ve Hawtemal Mart’ta gerçekleşiyor bugün kabul gören takvimde.

Tabii burada değinilmesi gereken birkaç nokta var. Gağan’daki bu semboller bize şunu anlatıyor: Padişah temsilindeki erkek, her sene yaşlanınca ölüyor. Erkekle birlikte ölen aynı zamanda “padişahlık” yani otoriteler de. Bunların hepsi ölüme yenik düşüyor; ancak Fate temsilindeki kadın ölümsüz; doğanın kendisi, dünyanın kendisi kadın. Doğayı yenileyen kadın, ölümü yenen kadın, üreten kadın, aşık eden kadın… Kadın aynı zamanda her sene insan dünyayı yenilemek için doğuruyor ve burada erkek cinsinin varlığı üreme ile sınırlandırılıyor. Erkek her sene yaşlanıp ölürken, kadın yaşlandıktan sonra yenileniyor, hayatın ve insanlığın sürdürücüsü pozisyonunda beliriyor ve aslında buradan bakıldığında Gağan oldukça feminist bir anlatıdır.

Peki bugün Gağan kutlamalarında bu anlamları görebiliyor muyuz?

Örneğin; Gağan kutlamalarında Fate’yi bir erkek canlandırıyor. Bunun nedenini Maviş Güneşer ile sohbet ettiğimizde şöyle yorumladık: Fate rolündeki kadın bugün oynanan Gağan oyununda köyün erkekleri tarafından “elleniyor” ve erkeklere kaçıyor. Toplumsal olarak bu oyunu bir kadının oynaması daha önceki tecrübelerde oldukça tepki aldı. Dersim’de kadını, yine bir kadın canlandırdığında oyun “düzeni bozuldu” çünkü erkekler o kadını kaçıramadılar ve elleyemediler… Bu nokta bana çok ilginç geldi ve incelenmesini istedim. Bu oyun yüzyıllardır “kadını ellemek” üzerine mi oynanıyor? Yoksa yukarıda anlattığımız kadının dünyayı yenilemesi anlamı üzerinde mi duruluyordu? Esasında kadın sembolünün ellenmesi ve dolayısıyla taciz edilmesi inancın ve toplumun “erkekleştirilmesine” bir örnektir. Kaldı ki, bu oyun dolayısıyla bir kadının taciz edilmesi gülünerek karşılanan eğlenceye dönüşüyor ve yukarıda bahsettiğimiz Fate-Kadın anlatısının tam zıttı bir yerde duruyor. Bir kadın hikayesi, kadının ölümsüzlüğünün ve bereketinin hikayesi bugünki oyunla meşru bir taciz olarak yansıyor. Bu noktayı tartışmaya açmak istiyorum.

Fate ile İnanna

Sümer Tanrıçası İnanna ile Raa Haq anlatısındaki Fate’yi bir anlamda aynı noktada görmek mümkün. Bereketiyle bilinen İnanna’nın sevgilisi Dumuzi üzerinden aktaracağım bu anlatı Gülfer Akkaya’nın Yol Kadındır kitabındandır:

“Dumuzi yeryüzüne bahar zamanı çıkar ve bu dönemde İnanna ile sevişirler. Bu sevişme sonucunda yeryüzü kıştan, doğanın soğukluğundan kurtulur, yaşam canlanır, her yerde bitkiler fışkırır, hayvanlar yavrular, bereket artar. İşte İnanna ve Dumuzi’nin birleştiği bu gün yeni bir yılın başlangıcı sayılır.” (Akkaya, 2017)


Kaynakça

Akkaya, G. (2017). Yol Kadındır. İstanbul: Kalkedon.

Güneşer, M. (2020, Aralık). (C. Ataş, Röportaj Yapan)

Yıldız, M. (2020, Aralık 3). (C. A. Gültekin, Röportaj Yapan)

[1] Khal: yaşlı

Veyvike: gelin