Öztürk Türkdoğan: “AİHM açıkça söylüyor, ortada suç yok. Tahliye için artık hiçbir gerekçe kalmadı”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Kobani Davası kapsamında tutuklu bulunan HDP önceki dönem Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hakkında yeni bir ihlal kararı vermesinin ardından, DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne tahliye başvurusunda bulundu. DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, “AİHM verdiği bu karar ile sadece ‘haksız tutukluluk var’ demiyor, açıkça ‘bu dosyada suç yok’ diyor. Mahkemenin, Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca gecikmeksizin tahliye kararı vermesi gerekir” dedi.
AİHM’den Dördüncü Karar: Kobani Davası’na Doğrudan Müdahale
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 8 Temmuz tarihinde “Selahattin Demirtaş v. Türkiye (No. 4)” başlıklı kararıyla Kobani soruşturması kapsamında verilen tutuklama kararının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğuna hükmetti. AİHM, sadece tutukluluğun keyfi olduğunu değil, aynı zamanda dosyada yer alan delillerin hukuki geçerliliğe sahip olmadığını ve bu haliyle suç isnadının dahi mümkün olmadığını vurguladı.
DEM Parti’den Tahliye Başvurusu
Kararın ardından DEM Parti Hukuk Komisyonu, Kobani Davası’nda halen tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve diğer MYK üyelerinin derhal serbest bırakılması için Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Başvurunun gerekçesinde, AİHM kararının doğrudan bu davaya ilişkin olduğu, yargılamada kullanılan tanık ifadelerinin delil sayılamayacağının açık biçimde ortaya konduğu vurgulandı.
Türkdoğan: “Ortada delil yok, suç yok, gerekçe yok”
ANKA Haber Ajansı’na konuşan DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, AİHM kararının yalnızca haksız tutukluluğa değil, dosyanın içeriğine dair de net bir ihlale işaret ettiğini belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:
“AİHM kararında açıkça diyor ki; tanık beyanları hukuken geçersiz, elde somut bir delil yok ve siyasi saiklerle yapılmış bir tutuklama söz konusu. Bu, Demirtaş’ın yalnızca haksız yere tutulduğu anlamına gelmiyor; doğrudan doğruya ‘bu dosyada suç yok’ anlamına geliyor.”
Türkdoğan, Kobani Davası’na dair gerekçeli kararın mahkeme sistemine yüklendiğini ancak henüz avukatlara resmi olarak tebliğ edilmediğini, bu nedenle sürecin usulen hâlâ Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütüldüğünü belirtti. Bu çerçevede yapılan tahliye başvurusunun usul hukukuna uygun olduğunu vurguladı.
“Tahliye kararı gecikmeksizin verilmeli”
Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca AİHM kararlarının iç hukukta bağlayıcı olduğuna dikkat çeken Türkdoğan, mahkemenin bu kararı ivedilikle uygulamak zorunda olduğunu belirtti:
“Eğer mahkeme kararın Türkçe çevirisini Adalet Bakanlığı’ndan resmen istemek isterse birkaç günlük zaman kaybı yaşanabilir. Ama bu da anlaşılır bir süreçtir. Onaylı çeviri ulaştığında mahkemenin Demirtaş’ı ve aynı durumda olan diğer tutukluları derhal tahliye etmesi gerekir.”
“Bu kararın diğerlerinden farkı var”
Türkdoğan, AİHM’in önceki kararlarında, yargılama öncesi tutuklamalara dair ihlal tespitinde bulunduğunu; ancak bu son kararın doğrudan Kobani Davası’ndaki tutukluluğun hukuka aykırılığını konu aldığını vurguladı. Bu nedenle yargı makamlarının “karar henüz kesinleşmedi” ya da “gerekçeli karar açıklanmadı” gibi gerekçelerle süreci ötelemelerinin hukuken mümkün olmadığını söyledi.
“Artık geçiştirilebilecek bir durum kalmadı. AİHM kararı doğrudan bu dosyaya ilişkin. Ortada delil yok, suç yok, gerekçe yok.”
“AİHM kararının zamanlaması süreci hızlandırdı”
AİHM kararının bu haftaya denk gelmesinin kimi çevrelerce farklı şekillerde yorumlandığını belirten Türkdoğan, şu açıklamayı yaptı:
“Tutuklulukla ilgili dosyalar acil kategoridedir. AİHM’in zamanlaması tam da bu noktada bizim hukuki sürecimizi hızlandırdı. Elbette biz her zaman tahliye talebinde bulunduk, bu karar da bu talebimizin ne kadar haklı ve yerinde olduğunu bir kez daha gösterdi.”
NE OLMUŞTU?
Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, 2014 yılında yaşanan Kobani olaylarıyla ilgili olarak yargılandıkları davada Mayıs 2024’te mahkûm edilmişti. Kobani Davası’nda verilen karara uluslararası hukuk çevrelerinden yoğun eleştiriler gelirken, AİHM’in daha önceki ihlal kararları da Türk yargısı tarafından uygulanmamıştı.
8 Temmuz 2025 tarihinde AİHM’in verdiği karar, Kobani davasındaki tutukluluğun hukuk dışı olduğunu açıkça ilan etti. Bu gelişme, hem iç hukuk açısından bir sınav niteliği taşıyor hem de Türkiye’nin Avrupa Konseyi yükümlülükleri açısından kritik bir aşamaya işaret ediyor.
Önümüzdeki hafta yapılacak inceleme, yalnızca Demirtaş ve Yüksekdağ için değil, Türkiye’de yargının bağımsızlığı açısından da belirleyici bir test olacak. Tahliye kararı çıkıp çıkmayacağı ise kamuoyunun ve uluslararası gözlemcilerin yakın takibinde.
- NHY / ANKA
- Demirtaş’tan PKK’nin Silah Bırakması Sonrası Sırrı Süreyya Önder’li Mesaj: “Kaybeden Olmadı, Olmayacak” - 12 Temmuz 2025
- Özgür Özel’den Antalya’da Sert Çıkış: “Sıfırladım Babacığım Diyenler Dışarıda, Belediye Başkanları İçeride” - 12 Temmuz 2025
- Beylikdüzü’nde Nöbet: Yurttaşlardan Murat Çalık’a Destek, Tahliye Çağrısı Büyüyor - 12 Temmuz 2025