Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)’ya göre Değerler Eğitimi; “Çocukların ve gençlerin pozitif değerleri keşfedip geliştirmeleri ve kendi potansiyellerine göre ilerlemeleri için yürütülen eğitimsel gayretler” olarak tanımlanmaktadır. Kavram olarak “değer” ise, bireylerin objeleri, insanları, fikirleri, durumları ve hareketleri iyi-kötü, istenen-istenmeyen ve bunun gibi yargıları oluşturan ilkeleri ifade eder.
Değerler eğitimini gerekli kılan temel sorular şunlardır;
İçinde bulunduğumuz ortam ve çevre istediğimiz değerlere sahip çocukları yetiştirmek için uygun mu?
Biz her şeyi çocuklarımız adına düşünüp yaparken onlar sorumluluk sahibi olabilecekler mi?
Çocuklar, T.V,Sosyal Medya vb. bu kadar şiddet içerikli programı seyrederken yükselen şiddet eğilimleri karşısında barışçı olabilecekler mi?
Biz aşırı korumacı ve müdahaleci davranırken onların özgüvenleri gelişecek mi?
Biz şimdi onlar mutlu olsun, üzülmesinler diye uğraşırken, onlar mücadele etmeden mutlu olabilecekler mi?
Okullar, sadece akademik açıdan başarılı bireylerin yetiştirildiği kurumlar olarak mı düşünülmeli?
Temel insanî değerleri benimsemiş bireyler yetiştirmek de okulun temel görevleri arasında değil mi?
Çağın getirdiği olumsuz durumlar karşısında, okullar öğrencilerine rehber olabiliyor mu?
Sahtekârlıkta artış (yalan söyleme, kopya çekme ve hırsızlık vb.) çocuklarımızı doğruluktan ne oranda uzaklaştırıyor?
Anne-babaya, öğretmene, yetkili kişilere karşı gelme neden artmaktadır?
İş ahlâkında düşüş neden artmaktadır?
Kişisel ve toplumsal sorumluluk bilincinde azalma neden azalmaktadır?
Kendine zarar verici davranışlarda (madde bağımlılığı ve intihar vb.) artışın temel nedeni nedir?
Değişen ve gelişen dünya ile beraber televizyon, bilgisayar oyunları, sinema, dergi, internet, oyuncaklar ve reklamlar aracılığıyla bütün dünya, artık çocuklarımızın sosyal çevresi olmuştur. Bu durum çocuklarımızı ne oranda değerlerinden uzaklaştırmakta veya yaklaştırmaktadır?
Aile ve okul tarafından verilen değerlerle televizyon ve dış dünyanın verdiği değerler çoğu zaman farklılık göstermektedir. Bu uyumsuzluğun temel nedeni nedir?
Hızlı bir şekilde değişim içinde olan değerler, bunlarla baş etmek zorunda kalan ve değer karmaşası yaşayan çocuklar için değer aktarımı çok daha önemli bir hâle gelmiştir. Ortak değerler oluşturamayan bir toplumun bütünleşme değil, tersine toplumsal çözülme yaşaması kaçınılmaz bir gerçekliktir.
Öğrencilerin zihinlerini bilgiyle doldurarak öğretim yaparken gönüllerini de sevgiyle donatıp onların ahlâklı birer kişi olarak yetişmeleri için okullarda Değerler Eğitimi bir zorunluluktur.
Değerler Eğitiminin temel amacı; İyi karakterli bireyler yetiştirmek, Temel değerleri pekiştirmek, Çocukların kendilerine ve topluma yararlı olacak temel değerleri psikolojik, bilişsel ve sosyal gelişimlerine uygun olarak kazanmalarını sağlamak olmalıdır.
Değerler eğitimi verilirken, çocukların kazandıkları değerleri davranışla ifade etmeleri yönünde fırsat verilmeli, ailede ve okulda paralel bir şekilde işleyişi sağlanmalıdır.
Ancak öğretmenler ve Ebeveynler, değerler eğitimini vermeden önce kendilerinin de değerlere uygun davranıp buna inanmış olması gerekir. Aksi durumda “İmamın dediğini yap, yaptığını yapma” noktasına gelmiş oluruz ki bu durum öğretmeni ve Ebeveyni komik bir duruma düşürecektir. Unutmayalım ki Üzüm Üzüme baka baka kararır.
- Köy Enstitülerinin Eğitimdeki Rolü ve Günümüz İhtiyacı - 16 Aralık 2024
- Türkiye’de Bir Yıl İçerisinde En Az 66 Çocuk İş Yerlerinde Hayatını Kaybetti - 7 Aralık 2024
- Erkeklik: Geleneksel Kalıpların Eleştirisi - 30 Kasım 2024