#çocuksusmaz Yeter ki sen susma!

idam eğer suç için önlem olabilseydi ilk iki- üç idamdan sonra dünya da suç kalmazdı…

Ortada giderek artan ve belli kesimde olduğu var sayılan bir pedofili durumu var… Oysa istatistikler sokakta ki cahil adam fiilen saldırırken, eğitimli internet kullanabilen adam arama motorlarında pedofili ve zoofili videoları aratıyor, seyrediyor diyor…Yani bu bir alt- üst kültür sorunu değildir. Psikolojik ve hatta belki de fizyolojik sorundur.

Bu verilen tepkiler duygusal olarak elbette çok haklı… Ama çözüme çare olmadığı da ortada…
Çünkü hala aile için cinsel taciz, tecavüz ve şiddet gizli kalıyor…
Din eğitimi verilen yerler de duyduğumuz üstü örtülen çok olay yaşanıyor…
Çocuk bakım kurumlarında, cezaevlerinde duyulmasıyla kapatılması bir oluyor…
Ortalıkta bu kadar çok tecavüze uğrayan kız çoçuk haberi olmasına rağmen erkek çocuk haberi olmaması bile yaşananın korkunçluğunu ortaya koyuyor… Onlara da tecavüz ediliyor ama onlarda bunun saklanma oranı kız çocuklarından yüksek…
Biraz edinilmiş bilgi aktarayım…

Türkiye’de cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı işleniyor, Her ay en az 650 çocuk cinsel istismara uğruyor. Her yıl gerçekleşen resmi evliliklerin beşte birinde 18 yaş altındaki kızlar evlendiriliyor. Türkiye’de 50 bin çocuk seks kölesi bulunuyor. Ve bu hiç görünmüyor. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun bugüne kadar çocuk pornolarında tespit ettiği Türkiyeli çocuk sayısı, 36 binin üzerinde görünüyor.

Türkiye’de cinsel istismar suçları sistematik olarak yaşanıyor ve giderek yaygınlaşıyor. İçinde bulunduğumuz malum koşullarda; toplumsal cinsiyet algısı da, toplumsal cinsiyet kurgusu da giderek geleneksel, islami, eril ve cinsiyet eşitliğini reddeden bir anlayışa iyice yerleşiyor. Evlilik yaşı belli bir dinsel ( Sünni İslam) anlayışı temelinde küçültülmeye çalışılıyor.
Türkiye, cinsel istismar amacıyla insan ticareti ve çocuk evlilikleri nedeniyle, Küresel Kölelik Endeksi’nde modern köle sayısında da Avrupa’da birinci konumunda yer alıyor.

Tabii ki bunlar kayıt altına alınan çalışmalardan alınan bilgiler. Yani açılan davalar burada baz alınıyor. Kayıt altına alınamayan, şikayet edilemeyen cinsel saldırılar düşünüldüğünde tablo çok daha karanlık sanırım. Üstelikte açılan davaların ciddi bir kısmı ceza almıyor.
Türkiye’de yaşadığımız cinsel istismar olaylarında, suç tekil’e indiriliyor…Kabul etmek gerekir ki, Türkiye bugün muhafazakar, otoriter, eril, İslamcı ve faşist eğilimleri olan bir yönetim anlayışıyla yönetiliyor. Bu anlayış, hukukun da, adli makamların da tavırlarını belirliyor. Bu yapı dinsel, islamcı eril anlayışı ve ahlak yapısını topluma dayattığında, cinsel davranışların hangisinin uygun/meşru olup olmadığını bu anlayışa göre karar veriliyor.

Unutmayalım ki 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur. “Rızası vardı” kelimesi bu yaş altındaki herkes çocuk için ahlaksızca bir söylemdir. 2015 senesinde TCK’ larında yapılan bir çok değişiklikle bu sistemin oturtulması için gerekenler yapılmıştır.
(Dini evliliğin yasallaşması, imam nikahları, rıza yaşının 12 ye çekilmesine çalışılması gibi)
Bir konu daha vardır ki çoçuğun cinsel istismarı bazen saldırıyla değil ihmalle de olur. Yani kanımca ailelerin bu konuda ki ihmalleri de cinsel suç kapsamına alınmalıdır.

Çözümde asıl önemli olan, cinsel istismar suçlarının işlenmeyeceği, ihlallerin oluşmayacağı koşulları, toplumsal sistemi inşa etmek olmalıdır. Toplumun her kesiminde farkındalık yaratacak eğitsel, dönüştürücü programları sistematik ve yaygın hale getirmek. Çok ciddi politikalar oluşturmak ve uygulamak olmalıdır. Ama görünen o ki bu bugün içinde bulunduğumuz sistem içerisinde istenilen birşey değildir.

Burada “neden?” sorusu gelebilir diye hemen yazayım… Yıllar önce 12/ 13 yaşında bir kız çocuğuna sistemli ve sürekli olarak içlerinde kamu yöneticileri, eğitmenlerinde bulunduğu 28 kişi tecavüz etmişlerdi. Ve konu mahkemeye intikal ettiğinde bu adamlar ceza almamışlardı… Ve hatta tartışılan bu çocuğun satılması, öyle ya da böyle 28 adamın bu kızla yatmış olması değil kızın 12 mi 13 mü yaşında olduğu olmuştu.

Çocuk, bebek, hayvan demeden taciz eden ve tecavüz eden, öldüren bu toplumda asıl sorgulanması gereken cezanın idam olması değildir.

Bu suça verilecek bireysel ceza suçun ortadan kalmasına yaramaz sadece linç kültürü topluma egemen olur…

Ki bu toplumda yine aynı kesim zaten “linç kültürü” ile iç içe yaşamaktadır. Ve ciddi bir tehlike arz etmektedir.

İDAM DEĞİL DEĞİŞİM VE EĞİTİM HEM DE ACİLEN!
#çocuksusmaz #çocukistismarı #çocuğunukoru
https://www.facebook.com/cocuksusmaz/

#çocuksusmaz YETER Kİ SEN SUSMA!

Emine AKI
Latest posts by Emine AKI (see all)