Çalışan çocuklar: Kâr hırsı yasa dinlemiyor…

Almanya’da çıkan Der Spiegel dergisinin 12 Haziran 2023 tarihli sayısında Jan Petter imzasıyla yayınlanan bir makalede, küresel çapta çocuk işçiliğinin boyutlarına dikkat çekiliyor.

Çocuk işçiliği, dünyanın birçok yerinde ciddi bir insan hakları ihlali olarak karşımıza çıkıyor. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre, her çocuğun eğitim hakkı, sağlık hakkı, oyun hakkı ve ayrımcılıktan korunma hakkı vardır. Ancak bu haklar, çalıştırılan milyonlarca çocuk için hayal olmaktan öteye geçemiyor.

Almanya’da 1 Ocak 2023’te yürürlüğe giren Lieferkettengesetz (Tedarik Zinciri Yasası), Alman şirketlerinin küresel tedarik zincirlerinde insan haklarına saygı göstermelerini ve çocuk işçiliği gibi uygulamaları önlemelerini zorunlu kılıyor. Ancak bu yasanın etkili olup olmadığı tartışma konusu.

Alman Der Spiegel dergisinde Jan Petter imzalı bir makalede, çocuk hakları örgütü Save the Children’ın yaptığı bir analize yer veriliyor. Analiz, 20 farklı tedarik zincirinde çocuk işçiliği riskini incelemiş ve 18’inde bu riskin yüksek olduğunu tespit etmiş.

Analize göre, kahve, kakao, çay, fındık ve karabiber gibi ürünlerin yanı sıra giyim, cep telefonu, doğal taş ve oyuncak üretiminde de çocuk işçiliği yaygın. Özellikle Asya, Afrika ve Güney Amerika’daki ülkelerde milyonlarca çocuk sağlıksız ve tehlikeli koşullarda çalıştırılıyor.

Save the Children’ın sürdürülebilir tedarik zincirleri uzmanı Anne Reiner, bu durumun temel nedeninin Alman şirketlerinin agresif fiyat politikası olduğunu söylüyor. Reiner, şirketlerin üretim, tarım ve madencilik sektörlerinde asgari geçim düzeyinin altında ücret ödediklerini ve bunun da çocukların sağlık, eğitim, koruma ve gelişim haklarını ihlal ettiğini belirtiyor.

Reiner, çocukların yoksulluk kısır döngüsünden kurtulmaları için şirketlerin ilk adım olarak üreticilerle ilişkilerini gözden geçirmeleri gerektiğini vurguluyor. Reiner, “Hammadde ürünün ambalajından daha az değerli olamaz” diyor.

Lieferkettengesetz’in amacı, Alman şirketlerine küresel tedarik zincirlerinde insan hakları ihlallerine karşı sorumluluk almalarını ve bunları önlemek için gerekli tedbirleri almalarını emretmek. Ancak Save the Children’ın analizi, bu yasanın yeterli olmadığını gösteriyor.

Reiner, yasanın sadece şeffaflık sağlamakla kaldığını, ancak çocuk işçiliğini sonlandırmak için somut adımlar atmadığını söylüyor. Reiner, “Şirketlerin sadece tedarik zincirlerindeki durumu belgelemeleri yetmez. Aynı zamanda sorunları çözmek için harekete geçmeleri gerekir” diyor.

Reiner’a göre, Alman hükümetinin de bu konuda daha fazla baskı yapması ve uluslararası düzeyde işbirliği yapması gerekiyor. Reiner, “Çocuk işçiliği küresel bir sorun. Bu nedenle küresel bir çözüm bulunması lazım” diyor.

Ayrıca makalede, Almanya’da Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile işbirliği yapan bir araştırma kuruluşu olan Südwind Enstitüsü’nün direktörü olan Sabine Ferenschild ile yapılan bir röportaj yer alıyor. Ferenschild, çocuk işçiliğinin en çok hangi sektörlerde görüldüğünü, bunun nedenlerini ve nasıl önlenmesi gerektiğini anlatıyor.

Ferenschild’e göre, çocuk işçiliği en çok tarım, madencilik ve tekstil sektörlerinde görülüyor. Bu sektörlerde çalışan çocukların sayısı tam olarak bilinmese de, ILO’nun tahminlerine göre 152 milyon civarında olduğu söyleniyor. Çocuk işçilerin büyük bir kısmı Afrika’da yaşıyor, ancak Asya ve Latin Amerika’da da yaygın bir sorun.

Çocuk işçiliğinin nedenleri arasında yoksulluk, eğitim eksikliği, ailevi baskı, kültürel gelenekler ve savaş gibi faktörler sayılabilir. Ferenschild, çocuk işçiliğinin sadece gelişmekte olan ülkelerin sorunu olmadığını, aynı zamanda gelişmiş ülkelerin de tüketim alışkanlıkları ve ticaret politikaları ile bu soruna katkıda bulunduğunu belirtiyor.

Ferenschild, çocuk işçiliğinin önlenmesi için uluslararası düzeyde yasal düzenlemeler yapılması, denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, şirketlere sorumluluk yüklenmesi ve tüketicilere bilinçlendirme yapılması gerektiğini savunuyor. Ayrıca çocukların eğitim hakkına erişimini sağlamak ve ailelerin gelir düzeyini arttırmak için de çalışmalar yapılması gerektiğini vurguluyor.

NHY/ Der Spiegel, ZDFheute, DW, Süddeutsche Zeitung, Die Welt