Asgari ücretin açlık sınırını aşması için ne kadar zam gerekiyor?

Türkiye’de milyonlarca çalışanı ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri bugün başladı. Hükümet, işçi ve işveren temsilcileri arasında yapılacak pazarlıkların sonucunda 2023 yılında geçerli olacak yeni asgari ücret belirlenecek. Peki şu anda açlık sınırının altında kalan asgari ücret ne kadar artmalı? İşçileri nasıl bir süreç bekliyor?

DW’den Pelin Ünker’in 13 Haziran 2023 tarihinde kaleme aldığı “Asgari ücret açlık sınırını geçecek mi?” başlıklı yazısına göre, Türkiye’de asgari ücret, toplam çalışanların yüzde 49’unu, özel sektörde çalışanların da yüzde 70’ini etkiliyor. Bu yılın başında asgari ücret 8 bin 506 TL olarak belirlenmişti. Ancak bu rakam, sendikaların belirlediği yoksulluk sınırının üçte birine denk gelirken, açlık sınırının da altında kalmıştı.

Açlık sınırı, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için gerekli olan minimum gıda harcaması olarak tanımlanıyor. Yoksulluk sınırı ise aynı ailenin gıda harcaması dışındaki temel ihtiyaçlarını da karşılayabilmesi için yapması gereken harcamayı ifade ediyor.

Birleşik Kamu İş’in mayıs ayı Açlık-Yoksulluk Araştırması‘na göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 11 bin 810, yoksulluk sınırı ise 31 bin 152 lira seviyesinde bulunuyor. Türk-İş verilerine göre ise mayıs ayında açlık sınırı 10 bin 362 TL’ye yükselirken, yoksulluk sınırı 33 bin 752 liraya ulaştı. Böylece, açlık sınırı mevcut asgari ücretin en az bin 856 TL üzerine çıkarken yoksulluk sınırı asgari ücretin neredeyse dört katını buldu.

Bu durumda, asgari ücretin en azından açlık sınırını geçmesi için yüzde 22 oranında bir zam yapılması gerekiyor. Ancak bu zam oranı, işverenler tarafından kabul edilmesi zor bir talep olarak görülüyor. İşverenler, asgari ücrete yapılacak zammın maliyetlerini artıracağını ve rekabet güçlerini azaltacağını savunuyor.

Öte yandan, işçilerin alım gücünü de etkileyen bir diğer faktör ise enflasyon ve kur artışları. TÜİK’in verilerine göre mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 0,04 ile neredeyse yerinde sayarken, yıllık enflasyon yüzde 40’ın (yüzde 39,59) altına geriledi. Ancak bu verilerin gerçekleri yansıtmadığına dair eleştiriler de var. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise mayıs ayına ilişkin enflasyonu doğalgaz fiyatının değişmediği varsayımıyla aylık yüzde 7,35, yıllık yüzde 109,01 olarak açıkladı.

Kur artışları da asgari ücretin dolar ve euro karşısındaki değerini düşürüyor. 13 Haziran 2023 tarihinde dolar kuru 17,50 TL, euro kuru ise 21,20 TL seviyesindeydi. Bu kurlara göre asgari ücretin dolar cinsinden değeri 486 dolara, euro cinsinden değeri ise 401 euroya denk geliyor. Bu rakamlar, Türkiye’nin asgari ücrette Avrupa ülkelerinin çok gerisinde kaldığını gösteriyor.

Asgari ücret görüşmelerinin sonucunda işçilerin lehine bir zam yapılıp yapılmayacağı merak ediliyor. Ancak geçmiş yıllarda yaşanan deneyimler, işçi temsilcilerinin taleplerinin genellikle karşılanmadığını ortaya koyuyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu‘nda hükümet ve işveren temsilcilerinin çoğunluğu bulunuyor. Bu da işçilerin pazarlık gücünü zayıflatıyor.

Asgari ücret görüşmeleri, işçilerin yaşam koşullarını doğrudan etkileyen bir konu. Ancak bu konuda sadece rakamlara odaklanmak yeterli değil. Asgari ücretin insan onuruna yakışır bir seviyeye çıkarılması için daha geniş bir sosyal diyalog ve dayanışma gerekiyor.

NHY/ DW