2100’e Doğru: İnsanın Doğaya Etkisi ve Altıncı Büyük Yok Oluş

2100 yılına yaklaştıkça, insanlığın doğal dünyayla olan ilişkisi ciddi bir kırılma noktasına ulaşıyor. Connecticut Üniversitesi’nden Mark Urban’ın öncülük ettiği çarpıcı bir araştırma, mevcut eğilimler devam ederse dünyadaki türlerin üçte birinin bu yüzyılın sonuna kadar yok olabileceğini gösteriyor. Bu araştırma, sadece korkutucu bir tahmin değil; aynı zamanda, bilim dünyasının doğanın çığlığını anlamak ve anlatmak için bir araya geldiği güçlü bir uyarıdır.

Bilimin Alarm Zilleri

Urban, iklim değişikliğinin türlerin yaşam alanları üzerindeki etkilerini analiz eden 131 akademik çalışmayı inceleyerek, ekosistemlerin kırılganlığını ve yok oluş risklerini ortaya koydu. Araştırmalar, ısınmanın kritik eşiklere ulaşması durumunda türlerin yok olma hızının doğrusal değil, hızla artan bir eğriye dönüşeceğini öngörüyor. Özellikle, 4,3°C’lik bir sıcaklık artışı altında, dünyadaki türlerin %16’sının yok olma riskiyle karşı karşıya kalacağı belirtiliyor .

Bu yalnızca Urban’ın çalışmasıyla sınırlı bir uyarı değil. Başka bir çalışmada, University College London’dan bilim insanları, artan sıcaklıkların özellikle hassas ekosistemlerde domino etkisi yaratarak zincirleme bir çöküşe yol açabileceğini vurguladı. Örneğin, küçük omurgasızların veya bitki türlerinin kaybı, bu türlere bağımlı olan daha büyük türlerin hayatta kalmasını tehlikeye atabilir. Bu da biyolojik çeşitliliğin büyük ölçekte çökmesine neden olabilir .

En Hassas Türler ve Bölgeler

Araştırmalar, iklim değişikliğine karşı en savunmasız grupların amfibiler, mercan resifleri ve endemik türler olduğunu göstermekte. Güney Amerika, Avustralya ve ada ekosistemleri gibi yüksek özgünlük gösteren bölgelerde, türlerin yok olma riski daha yüksek. Bu bölgelerdeki türler, dar yaşam alanlarına bağımlı oldukları için sıcaklık veya yağış rejimlerindeki küçük değişiklikler bile ölümcül olabilir .

Ayrıca, mercan resifleri gibi ekosistem mühendislerinin kaybı, deniz yaşamı üzerinde geniş çaplı etkiler yaratacaktır. Mercan resifleri, yüzlerce deniz türü için yuva görevi görürken, balıkçılıkla geçinen milyonlarca insan için de hayati önemdedir .

İklim Krizi: İnsanlık İçin de Bir Tehdit

Türlerin yok oluşu sadece doğanın kaybı değil; aynı zamanda, insanlık için de ciddi sonuçlar doğuracak bir krizdir. Polonyalı ekolojist Piotr Tryjanowski’nin araştırması, tarımsal verimliliğin düşebileceğini, tozlayıcı böceklerin kaybıyla gıda güvenliğinin tehdit altına gireceğini ve hastalık taşıyıcı böceklerin daha geniş alanlara yayılabileceğini ortaya koyuyor .

Bu korkutucu senaryolar, insanlığın doğa ile olan ilişkisinde köklü bir değişim yapmasını gerektiriyor. Küresel emisyonların azaltılması, habitat restorasyonu ve iklim krizine dirençli tarım tekniklerinin benimsenmesi hayati önem taşıyor. Urban ve diğer bilim insanları, bu konuda hala bir şeyler yapılabileceğini vurguluyor: “Şimdi harekete geçersek, felaketi önleyebiliriz.”


Kaynakça

  1. Urban, M. (2015). “Accelerating extinction risk from climate change.” Science.
  2. Tryjanowski, P., et al. (2017). “Climate change and food security.” Environmental Research Letters.
  3. University College London (2023). “Ecological tipping points and species extinction.” Nature Ecology.
  4. World Wildlife Fund (WWF). “Living Planet Report 2022.” WWF Publications.