Almanya’daki 2024 Sosyal Raporu, ülkede sosyal eşitsizliğin giderek derinleştiğini ve en zengin %10’luk kesimin toplam servetin %56’sına sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, Almanya’yı Avrupa’nın en eşitsiz gelir ve servet dağılımlarından birine sahip ülkelerden biri yapıyor. Eşitsizlik, özellikle miras ve bağışlarla nesiller boyu aktarılıyor ve bu da ekonomik fırsatların toplum genelinde eşit şekilde dağılmasını engelliyor.
Ayrıca, Doğu ve Batı Almanya arasındaki servet farkı dikkat çekici: Batı Almanya’da ortalama hane halkı net serveti 359.800 euro iken, Doğu Almanya’da bu rakam 150.900 euroda kalıyor. Almanya genelinde yoksulluk riski altındaki bireylerin oranı %16 civarındayken, bu oran 20-29 yaş arasındaki gençlerde %22’ye kadar çıkıyor. Özellikle tek başına çocuk büyüten ebeveynler, düşük eğitim seviyesine sahip bireyler ve göçmen kökenli kişiler bu eşitsizlikten en çok etkilenen gruplar arasında yer alıyor.
Eşitsizliğin çözümlenmesi için farklı öneriler gündemde. Örneğin, Forum New Economy tarafından sunulan “servet simülatörü”, genç bireylere temel sermaye sağlanması (örneğin 20.000 euro) gibi politikaların eşitsizliği nasıl etkileyebileceğini analiz ediyor. Bu tür bir programın, toplumun alt %50’lik kesiminin toplam servetten aldığı payı artırabileceği belirtiliyor. Ancak, mevcut miras vergisi ve servet vergisi yapıları, bu eşitsizliği azaltmada yeterince etkili olamıyor. Almanya’daki mevcut ekonomik model, özellikle düşük servet sahibi bireylerin durumunu iyileştirecek reformlara ihtiyaç duyuyor.
Ekonomik eşitsizlik, Almanya’nın sosyal uyumunu da tehdit ediyor. Bununla birlikte, siyasi kutuplaşma ve ekonomik reformlardaki yavaş ilerleme, bu eşitsizliğin uzun vadede çözülmesini zorlaştırıyor. Ülkenin ekonomik büyümesinin yavaşlaması ve yaşlanan nüfusun sosyal sistemler üzerindeki baskıyı artırması, daha geniş tabanlı refah politikalarına duyulan ihtiyacı artırıyor.