Almanya Türkiye ile işbirliğine girerek risk aldı

Türkiye-Almanya iliÅŸkileri, Türkiye’den iki bakanın katılması planlanan Anayasa referandumu etkinliklerinin iptali ve Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanması nedeniyle gergin. Son gerginlikler iki ülke iliÅŸkilerinin geleceÄŸini nasıl etkileyecek? Basel Ãœniversitesi’nden siyaset bilimci Prof. Dr. Bilgin Ayata DW Türkçe’nin konuya iliÅŸkin sorularını yanıtladı:

DW Türkçe: Türkiye’den iki bakanın yapacağı referandum kampanyası etkinliklerinin iptal edilmesini nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?

Bilgin Ayata: Etkinliklerin iptali, birkaç gündür hem kamuoyu hem de siyaset dünyasında da görüldüğü gibi iki ülke arasındaki atmosferin nasıl deÄŸiÅŸtiÄŸini gösteriyor. Türkiye’deki geliÅŸmeler Almanya’da sadece endiÅŸe ile gözlenmekle kalmıyor. Die Welt muhabiri gazeteci Deniz Yücel’in tutuklanması Alman kamuoyunda, Türkiye’de yaÅŸanan geliÅŸmelerin aslında ne anlama geldiÄŸini daha anlaşılır bir hale getirdi.

DW Türkçe: Die Welt muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanması Türk-Alman iliÅŸkileri üzerinde nasıl bir rol oynadı?

Bilgin Ayata: Bu tutuklama aslında bütün sorunun Almanya’da daha yakından görülmesini saÄŸladı. Türkiye’de hukuk devletinin çökmesi Alman medyasında bir süredir çok eleÅŸtirel biçimde gözleniyor ve takip ediliyor. Deniz Yücel’in tutuklanmasıyla sorun daha çok iç politik bir boyut kazandı. Sanırım bu aynı zamanda Türk-Alman iliÅŸkilerindeki karmaşıklığın da ifadesi. Türkiye’de olup bitenlerin Almanya için de çok önemli olduÄŸunun göstergesi. Durum sadece burada kökleri Türkiye’ye dayanan insanların yaÅŸaması sebebiyle deÄŸil, Türkiye ve Almanya arasındaki ekonomik ve siyasi iliÅŸkiler açısından da önemli.

Bilgin Ayata
Bilgin Ayata

DW Türkçe: Türk bakanların referandum kampanyası etkinliklerini iptal edilmesinin ardından DışiÅŸleri Bakanı Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu Alman hükümetini sert bir dille eleÅŸtirdi ve Almanya ile ilgili olarak “Hayır’a çalışıyorlar” ÅŸeklinde konuÅŸtu. Almanya ve Türkiye arasındaki bu gerginlik daha da tırmanır mı?

Bilgin Ayata: Åžimdi iki ülke arasındaki iliÅŸki çok somut bir biçimde gerildi. Ama ben yine de iki ülke arasındaki iliÅŸkinin bu sorunu atlatacak kadar güçlü olduÄŸu kanaatindeyim. Burada bir sorumluluk olduÄŸunu da düşünüyorum. Bu nedenle Türk DışiÅŸleri ya da Adalet Bakanları, etkinliklerin iptal edilmesine çok sert eleÅŸtiriler getirdiÄŸinde doÄŸal olarak ÅŸunun da eklenmesi gerekir: Türkiye’de muhalefet liderleri hapiste düşünce özgürlüğü hiçbir biçimde yok -ne basın ne de HDP gibi partilerden eleÅŸtirel sesleri yükselen politikacılar açısından. Dolayısıyla Adalet Bakanı BozdaÄŸ Almanya’da yeterince düşünce özgürlüğü olmadığı eleÅŸtirisini dile getirmeden önce Türkiye’de düşünce özgürlüğünün temin edilmesini saÄŸlamalı. Burada önemli olan nokta, bunun Türkiye’de artık mümkün olmadığı. Türk hükümeti, ÅŸimdi referandum etkinliklerinin iptal edilmesini, sorunu tersine çevirmek için kullanabilir. Ancak burada söz konusu olan Almanya’da düşünce özgürlüğünün olup olmaması deÄŸil, üzerinde konuÅŸmamız gereken asıl sorun, Türkiye’de demokrasinin içinde bulunduÄŸu durumdur.

DW Türkçe: Almanya’da yaÅŸayan Türk seçmenler Anayasa referandumu seçim kampanyalarında ne kadar önemli?

Bilgin Ayata: Çok önemliler. Burada yaÅŸayan Türk vatandaÅŸları Türkiye’deki seçimlerde oy kullandığından beri, yani son iki seçimde önemli bir role sahip oldukları görüldü. AKP hükümeti de bunun farkında. Burada AKP’ye oy verenlerin oranı yüksek. Dolayısıyla seçim kampanyalarında önemli bir seçmen grubunu oluÅŸturuyorlar. BaÅŸka ülkelerde durum Almanya’dakinden farklı: ÖrneÄŸin Ä°ngiltere, Ä°sviçre ya da ABD’de muhalefet partilerinin de göçmen grupları arasında güçlü olduÄŸu gözleniyor.

DW Türkçe: Deniz Yücel’in tutuklanması ve Türk bakanların referandum etkinliklerinin iptal edilmesi bağlamında Türkiye ve Almanya arasındaki diplomatik ilişkilerin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Bilgin Ayata: Her iki ülkenin büyükelçileri çaÄŸrılarak, rahatsızlıklar iletildi. Basına açıklamalar yapıldı, eleÅŸtiriler yüksek sesle dile getirildi. Ä°ki ülke iliÅŸkileri daha da gerilebilir, özellikle de Türkiye, mülteci anlaÅŸmasını gündeme getirerek Almanya üzerinde baskı kurma giriÅŸiminde bulunabilir. Alman hükümeti açısından durum daha vahim. Çünkü giderek daha otoriter hale gelen Türkiye ile sıkı bir iÅŸbirliÄŸine girerek siyasi bir riske girdi. Mülteci anlaÅŸmasına özellikle Alman hükümeti öncülük etti dolayısıyla ÅŸu an içinde bulunduÄŸu durumun müsebbibi kendisi. Alman basınında sık sık mülteci anlaÅŸması baÄŸlamında Almanya’nın bu konuda Türkiye’nin kendisine baskı-ÅŸantaj yapmasına izin vermemesi gerektiÄŸi dile getiriliyor. Alman hükümeti geçen yıl Recep Tayyip ErdoÄŸan’la mülteciler konusunda iÅŸbirliÄŸine giderek onun güçlenmesini saÄŸladı.

Hülya Topçu, Deutsche Welle Türkçe