2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı 1. Döneminde Eğitimde Yaşanan Temel Sorunlar

Türkiye’de eğitimin bitmeyen sorunları, eğitim sisteminin uzun yıllardır yaşadığı ve çözüme kavuşturulamayan sorunlarıdır. Bu sorunlar, eğitim kalitesini ve eğitimde fırsat eşitliğini olumsuz etkilemektedir. Eğitimde yaşanan sorunların çözülmemesi, birçok faktöre bağlıdır. 

Bu faktörlerden bazıları şunlardır:

Eğitim, toplumun en önemli kurumlarından biridir. Bu nedenle, eğitimde yaşanan sorunlar, siyasi karar alma süreçleri ile yakından ilişkilidir. Siyasi iktidarlar, eğitim sisteminin genel yapısından, eğitim politikalarına kadar birçok konuda önemli kararlar alırlar. Bu kararlar, eğitimde yaşanan sorunların çözümünde önemli rol oynamaktadır.

Eğitim, sosyo-ekonomik faktörlerden de etkilenmektedir. Sosyo-ekonomik düzeyi düşük aileler, eğitime erişim ve nitelikli eğitim alma konusunda dezavantajlı durumdadır. Bu durum, eğitimde fırsat eşitliğini de olumsuz etkilemektedir.

Eğitim, kültürün bir parçasıdır. Eğitim sistemi, toplumun kültürel değerlerini yansıtır. Bu nedenle, eğitimde yaşanan sorunlar, toplumun kültürel değerleri ile de ilişkili olabilir.

Eğitim sistemi, karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu yapı, birçok farklı unsurdan oluşmaktadır. Bu unsurlar arasında, eğitim kurumları, öğretmenler, öğrenciler, veliler ve eğitim politikaları sayılabilir. Eğitimde yaşanan sorunların çözümü, bu unsurların birbirleriyle uyumlu bir şekilde çalışmasına bağlıdır.

Türkiye’de eğitimde yaşanan sorunların çözülmemesi, bu faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklanmaktadır. Örneğin, siyasi iktidarlar, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için önemli adımlar atsa da, sosyo-ekonomik faktörler bu çabaları engellemektedir. Ayrıca, eğitim sisteminin yapısındaki bazı sorunlar, eğitimde kalitenin artırılmasında zorluklar yaratmaktadır.

2023-2024 eğitim öğretim yılı 1. dönem, COVID-19 pandemisinin etkisinin azalmaya devam ettiği bir dönemde başladı. 

Bu dönemde eğitimde yaşanan temel sorunlar şunlardır:

Eğitim kurumlarının fiziki altyapısı, özellikle kırsal kesimde ve küçük yerleşim yerlerinde yetersiz durumdadır. Bu durum, öğrencilerin nitelikli eğitim almasını engellemektedir. Ayrıca, eğitim kurumlarında yeterli teknolojik altyapı bulunmaması, uzaktan eğitim uygulamalarına geçişte de sorunlara yol açmaktadır.

Eğitim kurumlarında öğretmen ve yönetici yetersizliği, eğitim kalitesini olumsuz etkilemektedir. Özellikle kırsal kesimde ve küçük yerleşim yerlerinde öğretmen ve yönetici bulmak zordur. Bu durum, eğitim hizmetlerinin aksamasına neden olmaktadır.

Eğitimde fırsat eşitliği, eğitimde yaşanan en önemli sorunlardan biridir. Sosyoekonomik düzeyi düşük ailelerin çocukları, eğitime erişim ve nitelikli eğitim alma konusunda dezavantajlı durumdadır. Bu durum, toplumsal eşitsizliği de artırmaktadır.

Eğitim kurumları, aileler, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları arasında iş birliği eksikliği, eğitimde yaşanan sorunları çözmede önemli bir engeldir. Bu iş birliğinin güçlendirilmesi, eğitim kalitesini artırmaya yardımcı olacaktır.

Ana dilde eğitim sorunu devam etmektedir. Türkiye’de ana dilde eğitim sorunu, Türkiye’nin çok kültürlü yapısından kaynaklanan bir sorundur. Türkiye’de, Kürtçe,Lazca, Çerkezce, Arapça gibi diller konuşulmaktadır. Bu dilleri konuşan çocuklar, eğitimlerini anadillerinde almak istemektedir. Ancak, Türkiye’de eğitim dili Türkçedir. Bu nedenle, anadillerinde eğitim almak isteyen çocuklar, Türkçe öğrenmek zorunda kalmaktadır.Bu durum öğrencilerin başarılarını olumsuz etkilemektedir.

ÇEDES sorunu gittikçe büyüyen bir sorun olmaktadır. ÇEDES projesi, eğitim camiasında tartışmalara yol açmıştır. Bu tartışmaların temelinde, projenin laik eğitim anlayışına aykırı olduğu iddiası yer almaktadır. Proje kapsamında, okullarda din görevlileri tarafından değerler eğitimi verilmesi, bu iddianın temelini oluşturmaktadır.

Bu sorunların çözümü için aşağıdaki adımlar atılabilir:

Eğitim kurumlarında fiziki altyapı ve teknolojik altyapının iyileştirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla, eğitim kurumlarına yeni binalar yapılması, mevcut binalarda gerekli tadilatların yapılması ve eğitim kurumlarına teknolojik donanımların sağlanması gerekmektedir.

Eğitim kurumlarına yeterli sayıda öğretmen ve yönetici atanması gerekmektedir. Bu amaçla, öğretmen ve yönetici atama sınavlarının kapsamının genişletilmesi ve atamalarda daha objektif kriterlerin kullanılması gerekmektedir.

Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması için çalışmalar yapılması gerekmektedir. Bu amaçla, eğitimde ücretsizlik ve zorunluluk ilkesinin uygulanması, dezavantajlı gruplara yönelik özel destek programlarının geliştirilmesi ve eğitim hizmetlerinin yerelleştirilmesi gerekmektedir.

Eğitim kurumları, aileler, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları arasında iş birliğinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla, eğitimde iş birliğine yönelik mekanizmaların oluşturulması ve bu mekanizmaların etkin bir şekilde çalışması sağlanmalıdır.

ÇEDES projesine yönelik eleştiriler dikkate alınarak, projenin yeniden düzenlenmesi veya tamamen kaldırılması gerekmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 42. maddesinde, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve eğitimde ana diline saygı gösterilmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu maddeye uygun olarak, ana dilde eğitim hakkının tanınması gerekmektedir. Bu, ana dilde eğitim veren okulların açılması ve ana dilde eğitim veren seçmeli derslerin verilmesi gibi uygulamaların hayata geçirilmesini gerektirmektedir.

Bu sorunların çözümü, eğitimde kalitenin artırılması ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasına yardımcı olacaktır.

Arslan ÖZDEMİR