Zinanın yeniden suç sayılması için çalışmalar yapılıyormuş; hadi hayırlısı.
Herkesin bildiği üzere, modern hukukta zina, bir kişinin biriyle resmî nikâhla evliyken başka biriyle cinsellik yaşamasıdır.
Ülkemizde suç olmaktan çıkarılmasına değin 1926 tarihli ilk ceza kanununun şikâyete bağlı suçları düzenleyen maddeleri kapsamında 70 yıl boyunca krallar gibi hükmünü sürmüştür.
Ama tabii kadınlar için ayrı erkekler için ayrı kriterlere tabi olmak koşuluyla.
Şöyle ki bir kadının zina suçu işlemekten altı aydan üç seneye kadar hapis cezası ile yargılanması için tek bir kez başka bir erkekle birlikte olması yetmişken, erkek başka başka kadınlarla olmak koşuluyla 100 defa evlilik dışı ilişki yaşasa bile hiiiç sorun teşkil etmemiştir. Erkeğin zina suçundan yargılanabilmesi için ancak aynı kadınla uzun süreli bir ilişkisi olması ve bu ilişkinin bir ortak mekânda karı koca gibi yaşama şeklinde gerçekleşmesi şartlarının ikisinin bir arada bulunması gerekmiştir.
Ne âlâ muallâymış değil mi sevgili errrkekler?
Ardından 23 Eylül 1996 tarihinde erkeğin zinası, ardından da alay eder gibi “durumun eşitliğe aykırı olduğu” iddia edilerek açılan iptal davası sonucu 23 Haziran 1998 tarihli Anayasa Mahkemesi kararıyla da kadının zinası suç olmaktan çıkarılmıştır.
Sanki zina suçken bu suç kadına ve erkeğe eşit uygulanmış gibi, kaldırırken iki yıl gecikmeli de olsa itinayla eşitlik aramışlar sağ olsunlar. Neyse, bu da bi şeydir tabi.
Yani ki tam yirmi yıldır Türk Ceza Hukuku sisteminde zina suçu diye bir suç tanımı yok. Zina sadece boşanma sebeplerinden biri olarak Medeni Kanun’da yer alıyor.
Ne var ki mesele birilerinin çenesini ve kalemini yoran en popüler konulardan biri olmaktan hiç çıkmadı. O kadar ki, çok açık ve net olan iptal tarihlerine rağmen bazı kesimler kasten “AKP’yi zinayı kaldırıp Türk aile kurumunu çökertmekle” itham ederek, sinsi bir dezenformasyon faaliyeti yürüttü.
Oysa ki alâkası bile yoktu. Garibim AKP’nin tek yaptığı, iktidara gelirken sahneye koyduğu tiyatronun “Takiyyeler Devri” isimli birinci perdesinde yurdumun sazan muhaliflerine, ebleh yetmez ama evetçilerine ve ceberrut Avrupa Birliği’ne yaranmak için zinayı sanki kendisi kaldırmış gibi numara çekmekti.
Oyunun “Takke Düştü Kel Gözüktü” isimli ikinci perdesine sıra gelince ise işler tersine döndü ve bu küçük numarası yandaşlarının kendisine çok ağır eleştiriler getirmesine yol açan bir büyük suçmuş gibi yapışıp kaldı üzerine.
Araştırmak mı? Kim iki tuşa basıp gerçeğe ulaşmaya zahmet edecek? Yurdum insanı için böyle bir şey yapmak, uzay gemisi kullanmak kadar zordur biliyorsunuz ki; ne verirsen yer kendileri.
Neyse, bugün sahnelemekte oldukları “Zevahiri Nasıl Kurtarırız” adlı son perde ise sinekten yağ çıkarma temalı olduğu için eski defterler yeniden kurcalanmaya başlandı ve bingo! Ufak ufak çözülmeye başlayan AKP kitlesinin gözüne yeniden girme yollarından biri olarak bu kez de tersinden kullanmak üzere zinayı yeniden gündem yapma fikri ampullerini pırıl pırıl parlattı.
Eee, diğer kesimlerin dikkatlerini Afrin’den uzaklaştırmak, bu arada el çabukluğu marifet isimli ihale usulüyle satılan şeker fabrikalarının ve yenen benzeri bir sürü haltın fark edilmemesini sağlamak için de iyi taktik… Günlerdir tecavüzle ve idamla oyalanıyoruz; ama bunlara hevesimiz sönmek üzere; çabuk sıkılırız biz, sıradaki gelsin.
- “Pis Avrupa Birliği istedi diye zinayı kaldırmakla hata etmişiz; yeniden getireceğiz.”
-
“Yaşasın! Gebersin ahlâksızlar!”
Ah Nuri Bilge’ciğimizin tabiriyle “yalnız ve güzel ülkemiz”in, yanında balıkların bile bilge kaldığı belleksiz insanları!..
Siz götürmemiştiniz ama getirebilirsiniz tabii, neden olmasın. Ağanın eli tutulmaz da nasıl olacak bu iş?
Başta da söylediğimiz gibi, “modern hukukta zina, bir kişinin biriyle RESMİ NİKÂHLA evliyken başka biriyle cinsellik yaşamasıdır.”
Bu bağlamda, teknik olarak bütün hem resmî hem de imam nikâhlı karıları olan erkeklerin tümü zina suçu işlemektedir değil mi?
E kardeş, bu durumda 17 senede çığ gibi büyüttüğünüz bu kitlenin konumu, bizzat kendinizin her biri bir residenceda sefa süren, he mi de ikişer üçer imam nikâhlı eşlerinizle durumunuz ne olacak? Bile bile kendi ayağınıza sıkacağınıza inanacağımızı düşünmüyorsunuz heralde?
Ayrıca imam nikâhlıların “resmî olmayan” evliliklerinin dışında yaşadıkları ilişkilerin zina sayılabilmesi için, imam nikâhını da resmî evlilik olarak kabul etmeniz gerekiyor; ki bunu halihazırdaki medenî hukuk sistemimizi tamamen feshedip şeriat ilan etmediğiniz takdirde gerçekleştirme şansınız yok.
Kafamda deli sorular?
Şeriat getireceksiniz desek, e şerî hükümlere göre dört kadına kadar almak hak! Haa pardon, dördü de hak, dördü de zina kapsamı dışında olacak.
Ayrıca şeriatta evli olmayanların cinsel ilişkisi de zina ve bekârların zinasıyla evlilerin zinası için ayrı ayrı hükümler var. Buna göre bekârların zinasının cezası 100 sopa, evlilerin zinasının cezası ise hem 100 sopa hem de recm!
Şimdi siz hangi hukuka göre, kimlere ne gibi bir zina cezası getireceksiniz?
Resmi nikâhlılara mı, imam nikâhlılara mı, hem resmî hem imam nikâhlılara mı, tek eşlilere mi, dört karılılara mı, sadece evlilere mi, bekarlara da mı? Yoksa hepsine mi? Hapis mi, sopa mı, recm mi? Burası neresi ben kimim?
Yok! Devrelerim yanacak!
Haaa, şimdi anladım yaa, ne kadar da aptalım, zinanın tanımı gereği bu çorabı yine resmî nikâhlı muhaliflerin ve seküler yaşam tarzı süren insanların başına örmenin plânlarını kuruyorsunuz? Sizinkilerden resmî nikâhlı olanlar boşanır, sadece imam nikâhlarıyla kalırlar olur biter değil mi?
Buradan bakınca manzara böyle gözüküyor.
Zaten de bu tutarsızlığı ve eşitsizliği sorgulayacak kimse de kalmadı piyasada.
Vay be, bir taşla bin beş yüz kuş! Hem kendi tebaanın çoğunu bu riskten muaf tut, hem de aynı ikiyüzlü tayfadan müthiş bir iltifat al, pirim gör, gelsin balya balya oylar! Vallahi şeytanın papucunu ters giydireceksiniz sanırsam ki sonunda, tebrik ediyorum.
Pardon, bi şey daha soracağım kızmassanız? Sözde gerekçeniz aileyi mi toplum ahlâkını mı korumak olacak acaba? Bu nokta çok mühim; çünkü yasanın gerekçesini “aileyi korumak” olarak belirleyecekseniz, zina davası eskiden olduğu gibi yine eşlerin şikâyetine bağlı olacak; yok şayet “toplumsal ahlâkı korumak” gerekçesi getireceğiz diyecekseniz, devlet bu bahaneyle herkesin bacak arasına bir bekçi tayin edip, yakaladığını eşlerin şikayetine bakmaksızın hapse tıkabilecek demektir; ki 21’inci yüzyılda evlere şenlik…
Vee en önemlisi de gene eskiden olduğu gibi kadının bir kerelik kaçamağı onun hapse tıkılmasına yetecekken, erkek her gece barda gönlüm hovarda senede 365 hatunu götürse bile tek biriyle beraber yaşamadığı takdirde zina yapmamış mı sayılacak?
Bu sorular daha Aysber’in görünen ucu…
Oy oy oy, millet Mars’a gidiyor, biz milyarlarca insanın hepsinin bedeninde bulunan el gibi, burun gibi, ayak gibi sıradan iki et parçasının kokuşmuş deliklerinden bir türlü kafasını çıkaramayan solucanlar gibi kıvranıp duruyoruz, yazık.
- Zübükler Her Yerdedir - 9 Mart 2024
- Hepimiz Dilberiz - 28 Ocak 2024
- Bu Kadar Şuursuzluk Akla Ziyan – Rabia Mine - 19 Ekim 2023