Rus basınında son dönemde dikkat çeken analizler, Türkiye’nin Ukrayna-Rusya savaşındaki ikircikli tutumunu ve bu politikadan elde etmeye çalıştığı “kazan-kazan” hedefini mercek altına alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Volodimir Zelenskiy ile son görüşmesi, Ankara’nın bölgesel nüfuzunu artırma çabasıyla birleştirilerek yorumlanırken, Türkiye’nin savaşın uzamasından ekonomik ve jeopolitik çıkar sağladığına dair eleştiriler dikkat çekiyor.
“Çatışma Süresi”nden Beslenen Ekonomik Hedefler
EADaily gibi Rusya yanlısı mecralar, Ankara’nın savaşın uzun vadeli bir çıkmaza sürüklenmesini stratejik bir fırsat olarak gördüğünü iddia ediyor. Analizlere göre Türkiye, Ukrayna ile ticaret hacmini genişletmek, Karadeniz’deki transit yolları kontrol altına almak ve bölgede Rusya’nın askeri varlığını dizginlemek için adımlar atıyor. Ancak bu hamleler, Ankara’nın “tarafsız arabulucu” iddiasıyla çelişen bir tablo ortaya koyuyor. Özellikle İngiltere ve ABD ile derinleşen savunma sanayii iş birliği, Türkiye’yi Batı koalisyonunun “arka bahçe aktörü” haline getirirken, Moskova ile ilişkilerde gerilim riskini artırıyor.
Bayraktar Droneları: Diplomasi mi, Provokasyon mu?
Türkiye’nin Ukrayna’ya Bayraktar TB2 ihracatı, Rus medyasında sıklıkla gündeme getirilen bir diğer tartışma konusu. Kiev’in bu droneları cephede etkin şekilde kullanması, Ankara’nın “barış elçisi” imajını zedeliyor. Zira Türkiye, bir yandan “diyalog” çağrısı yaparken, diğer yandan savaşın şiddetini artıran silahları tedarik etmekle suçlanıyor. Bu ikili tutum, Rusya nezdinde güven erozyonuna yol açarken, Batı’nın da Ankara’yı kendi çıkarları için kullandığına dair eleştirilere zemin hazırlıyor.
Moskova-Washington Arasında Sıkışan Ankara
Türkiye’nin riskli denge politikası, ABD ve Rusya ile ilişkilerde belirsizlikleri de beraberinde getiriyor. Trump’ın, Türkiye’ye yönelik tavrının nasıl şekilleneceği bilinmezliğini korurken, Kremlin’in sabrının tükenme ihtimali ise Ankara için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Uzmanlar, Rusya’nın Türkiye’nin “çatışmayı uzatma” stratejisini açıkça tehdit olarak algılaması durumunda, ikili ilişkilerde geri dönüşü olmayan kırılmalar yaşanabileceği uyarısında bulunuyor.
İki Ateş Arasında Bir Ülke
Ankara’nın Ukrayna politikası, geleneksel “komşularla sıfır sorun” retoriğinin aksine, derin çelişkiler barındırıyor. Hem Batı’nın askeri desteğini alıp hem Rusya ile ekonomik iş birliğini sürdürmeye çalışan Türkiye, bu kırılgan dengeyi korumakta giderek zorlanıyor. Savaşın uzamasından kısa vadeli kazanç elde etme hedefi, uzun vadede hem bölgesel istikrarsızlığı körükleyebilir hem de Ankara’yı uluslararası arenada yalnızlaştırabilir. Rusya’nın tepkiselliği ve ABD’nin değişken dış politikası düşünüldüğünde, Türkiye’nin bu “tehlikeli oyun”dan ne ölçüde kârlı çıkacağı ise şüpheli.