Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, “dezenformasyonla mücadele” adı altında yürüttüğü çalışmalara ayrılan bütçeyi her yıl katlayarak artırırken, bu harcamaların şeffaflığı ve toplumsal karşılığı tartışma konusu olmaya devam ediyor. Muhalefetin, “kamuoyunu yönlendirme” ve “örtülü sansür” mekanizması olarak eleştirdiği Başkanlığın 2025 bütçesi, 880 milyon TL’yi aşan bir maliyetle dikkat çekiyor.
Personel Sayısı 6 Yılda 3 Kat Arttı, Bütçe 17 Kat Yükseldi
BirGün Gazetesi’nden Mustafa Bildirici‘nin habrerine göre, 2018’de “Türkiye markasını güçlendirmek” iddiasıyla kurulan İletişim Başkanlığı, bugün “algı yönetimi” suçlamalarının odağında. Kuruluşunda 584 personelle faaliyete başlayan Başkanlık, Haziran 2024 itibarıyla personel sayısını 1.522’ye çıkararak 6 yılda üç katına ulaştı. Bu genişleme, personel giderlerinde de çarpıcı bir sıçramaya yol açtı: 2018’de 52,1 milyon TL olan personel harcamaları, 2024’te 285,5 milyon TL’yi aştı.
2024’te 611 Milyon TL, 2025’te 880 Milyon TL Harcama Planı
Başkanlığın 2024 performans programına göre, yalnızca bu yılın ilk altı ayında 611,4 milyon TL “dezenformasyonla mücadele” ve “önemli gün/hafta etkinlikleri” kapsamında harcama yapıldı. 2025’te bu kalem için ayrılan bütçe ise 880,8 milyon TL olarak kaydedildi. Söz konusu rakamlar, Başkanlığın “ülke markası” yerine “siyasi propaganda” odaklı faaliyetlerini finanse ettiği yönündeki eleştirileri güçlendiriyor.
Resmi verilere göre, 2024’te “dezenformasyonla mücadele” kapsamında 285 doğrulama faaliyeti gerçekleştirildi. Ancak muhalefet, bu faaliyetlerin “iktidar yanlısı anlatıyı koruma” ve muhalif sesleri susturma amacı taşıdığını savunuyor. Özellikle “kara propaganda” gerekçesiyle yürütülen çalışmaların, eleştirel medya içeriğini hedef aldığı iddia ediliyor.
2025 bütçe planlamasında dikkat çeken bir diğer detay ise “15 Temmuz Demokrasi ve Birlik Günü” gibi etkinliklere ayrılan kaynaklar. Başkanlık, bu tür organizasyonları hem yurt içi hem yurt dışında koordine edeceğini açıklarken, eleştirmenler söz konusu etkinliklerin “siyasi iktidarın tarih anlatısını dayatma” aracına dönüştüğünü öne sürüyor.
Muhalefet Uyarıyor: “Kamu Kaynağı Siyasete Aktarılıyor”
CHP, İYİ Parti ve TİP’li milletvekilleri, İletişim Başkanlığı’nın “devasa bütçesini” TBMM gündemine taşıyarak, kaynakların “siyasi amaçlı kullanımını” sert dille eleştiriyor. Kurumun, “dezenformasyonla mücadele” adı altında sansür uyguladığı ve iktidar partisinin seçim stratejilerine hizmet ettiği yönündeki iddialar, Anayasa’nın “tarafsız devlet” ilkesiyle çeliştiği gerekçesiyle tartışılıyor.
Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik Sınavı
İletişim Başkanlığı’nın her yıl şişen bütçesi, kamu kaynaklarının siyasi iletişim kampanyalarında kullanılması endişelerini besliyor. Muhalefetin, “Başkanlık rejiminin propaganda aracı” olarak tanımladığı kurumun faaliyetlerinin denetlenmesi ve harcamaların şeffaf şekilde raporlanması talebi ise yanıtsız kalıyor. Türkiye’nin “dezenformasyonla mücadele” adı altında küresel sıralamada 180 ülke arasında 165. olan basın özgürlüğü performansı düşünüldüğünde, bu harcamaların toplumsal faydadan çok siyasi kontrolü hedeflediği eleştirileri ağırlık kazanıyor.
Bu haber, BirGün Gazetesi yazarı Mustafa Bildirici’nin araştırmasından derlenerek hazırlanmıştır.