Selçuk Kozağaçlı Silivri Duvarlarının Ardında Direnen Avukat

Türkiye’de hukukun ayakta kalması için mücadele edenlerin simge isimlerinden biri olan Av. Selçuk Kozağaçlı, bugün Silivri Cezaevi’nden tahliye edildi. Tahliye haberi ilk olarak Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) tarafından duyuruldu. Derneğin resmi X (eski adıyla Twitter) hesabından yapılan açıklamada “Onursal başkanımız Av. Selçuk Kozağaçlı tahliye olmuştur!” denildi.

Bu kısa ama güçlü duyuru, yalnızca bir kişinin özgürlüğüne kavuşması değil, aynı zamanda yıllardır baskı altında tutulan savunma hakkının simgesel bir kazanımı olarak yorumlanıyor. Selçuk Kozağaçlı’nın tahliyesi, Türkiye’de hukukun içinden yükselen bir direnişin dışarıya taşan yankısı niteliğinde.

Kimdir Selçuk Kozağaçlı?

Selçuk Kozağaçlı, Çağdaş Hukukçular Derneği’nin Onursal Genel Başkanı ve uzun yıllardır politik davalarda ezilenlerin, işçilerin, öğrencilerin ve muhaliflerin savunmanlığını üstlenen, kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim. Aynı zamanda Uluslararası Demokrat Avukatlar Derneği’nin (IADL) da üyesi olan Kozağaçlı, avukatlığın yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda bir mücadele biçimi olduğuna inanan bir hukukçu olarak tanındı.

Kozağaçlı, 2017 yılında “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla tutuklanmış; hakkında yürütülen dava, ÇHD ve Halkın Hukuk Bürosu’na (HHB) yönelik büyük bir operasyonun parçasıydı. Uluslararası hukuk örgütleri, Kozağaçlı’nın yargılanmasını hukuk dışı bulmuş, tutukluluğunu siyasi nitelikte değerlendirmişti.

Yargılamadaki İhlaller: Uluslararası Hukuk Ne Dedi?

Kozağaçlı’nın davası, Avrupa Barolar Federasyonu (FBE), Uluslararası Barolar Birliği (IBA), Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) gibi pek çok kurum tarafından izlenmiş ve raporlanmıştı. Gözlemciler, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, Kozağaçlı’nın yalnızca mesleki faaliyetleri nedeniyle cezalandırıldığını vurgulamışlardı.

Savunmalarında sık sık “savunma hakkının yargılandığını” belirten Kozağaçlı, mahkeme salonlarını da bir mücadele alanına çevirmişti. Mahkeme heyetine hitaben yaptığı konuşmalar ve cezaevinden yazdığı mektuplar, Türkiye’de savunma mesleğinin nasıl kuşatıldığını belgeleyen ifadeler olarak hukuk tarihine geçti.

Tahliye Ne Anlama Geliyor?

Bugün gerçekleşen tahliye, Kozağaçlı açısından bir özgürlüğe kavuşma değil; yürüttüğü siyasi ve hukuki mücadelenin yeni bir evresine geçiş olarak okunuyor. Tahliyenin hukuki dayanağı henüz detaylandırılmasa da, kamuoyundaki yoğun baskı, ulusal ve uluslararası hukuk çevrelerinin uzun süredir süren çağrıları ve AYM kararlarının bağlayıcılığı yönündeki tartışmalar, bu kararda etkili olmuş olabilir.

Bu gelişme, Türkiye’de özellikle siyasi davalarda yargı bağımsızlığının ve savunma hakkının ne kadar büyük bir kriz içinde olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Kozağaçlı’nın özgürlüğü, yüzlerce avukatın, hak savunucusunun ve yurttaşın taleplerinin sesi olarak yankı buluyor.

Çağdaş Hukukçular Derneği’nden İlk Açıklama

ÇHD, kısa süre sonra daha ayrıntılı bir açıklama yaparak, Selçuk Kozağaçlı’nın yalnızca bir kişi olarak değil, savunmanın temsilcisi olarak serbest kaldığını belirtti. Dernek açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Onursal Başkanımız Av. Selçuk Kozağaçlı’nın tahliyesi, yıllardır yürüttüğümüz onurlu mücadeleye bir umut olmuştur. Selçuk yalnız değildi. Bugün özgürlüğüne kavuşan yalnızca o değil; savunma mesleği, adalet arayışı ve halkın sesi de tahliye edilmiştir.”

Selçuk Kozağaçlı’nın tahliyesi, halen cezaevinde tutulan diğer ÇHD’li ve HHB’li avukatlar için de bir umut ışığı olabilir mi? Türkiye’de savunma hakkının sistematik biçimde baskı altına alınmasına karşı hukuk camiasının yeniden örgütlü bir tepki verip veremeyeceği ise bir başka kritik soru.

Ancak bir gerçek var ki; Kozağaçlı’nın tahliyesi, susturulmak istenen savunmanın yeniden söz aldığı bir güne işaret ediyor.