“Öğretmene verilen değer, bir toplumun geleceğe bıraktığı en anlamlı mirastır.”
24 Kasım Öğretmenler Günü, öğretmenlerin emeğini takdir etmek için önemli bir gün. Ancak bu özel günde, öğretmenlik mesleğinin değişen algısını ve itibarını sorgulamadan geçmek, bu günü anlamından uzaklaştırabilir. Eskiden öğretmenlik, sadece bir meslek değil, toplumsal bir rol, bir misyon, hatta kutsal bir görev olarak görülürdü. Ne yazık ki, günümüzde bu algı büyük ölçüde zayıfladı. Öğretmenlik artık birçok kişi için son çare olarak seçilen, değersizleştirilen bir meslek haline geldi. Peki, bu değişimin sebepleri nelerdir?
Eskiden öğretmenlik, toplumun en saygı duyulan mesleklerinden biriydi. “Eti senin kemiği benim” anlayışı, öğretmenin otoritesini ve saygınlığını yüceltirken, eğitimin de önemini vurguluyordu. Ancak zamanla bu anlayış, özellikle ailelerin öğretmenlere olan yaklaşımı değiştikçe erozyona uğradı.
Ailelerin, öğretmenlerin işine karışması ve pedagojik yetkinliklerini sorgulaması, öğretmenin otoritesini zayıflattı.
Öğretmenlere yönelik şiddet ve hakaret olaylarının artması, toplumdaki saygı duygusunu daha da sarstı.
Eskiden öğretmenlik, sadece manevi olarak değil, ekonomik olarak da bir refah sembolüydü. Öğretmenler, maaşlarıyla rahat bir yaşam sürebilir, toplum içinde ekonomik açıdan güçlü bir konumda yer alabilirlerdi. Ancak günümüzde bu durum dramatik bir şekilde değişmiştir:
Düşük maaşlar ve artan yaşam maliyetleri, öğretmenlerin ekonomik olarak zorlanmasına neden oldu.
Mesleğin yıpratıcılığı artarken, sunulan özlük haklarının yetersizliği, gençleri öğretmenlik mesleğinden uzaklaştırıyor.
Teknolojinin ilerlemesi ve bilgiye erişimin kolaylaşmasıyla öğretmenlik mesleğinin geleneksel rolü değişti. Öğretmen artık bilgi aktaran değil, bilgiye rehberlik eden bir role evrildi. Ancak bu dönüşüm, mesleğin algısında yanlış anlamalara yol açtı:
Öğretmenler, artık sadece ders anlatan kişiler olarak görülmeye başlandı.
Toplum, öğretmenlerden beklenen büyük sorumlulukları göz ardı ederek onları “daha az önemli” bir konuma koymaya başladı.
Öğretmenlik bölümleri, birçok öğrenci için ilk tercih olmaktan çıkmış durumda. Başka bölümlere yerleşemeyenlerin son çare olarak öğretmenlik bölümünü seçmesi, mesleğe gönülden bağlı bireylerin azalmasına yol açtı. Bu durum, öğretmenlik mesleğini hem içeriden hem de dışarıdan itibarsızlaştırdı.
Bu sorunların çözümü için hem toplumsal hem de yapısal adımlar atılmalıdır:
Öğretmen maaşları ve özlük hakları iyileştirilmeli, meslek yeniden cazip hale getirilmelidir.
Öğretmenlik mesleğinin toplumdaki önemi vurgulanmalı, aileler ve öğrenciler öğretmene saygı konusunda bilinçlendirilmelidir.
Meslek içi eğitimler ve psikolojik destek mekanizmaları geliştirilmeli, öğretmenlerin mesleki motivasyonu artırılmalıdır.
Öğretmenlik, bir toplumun geleceğini inşa eden en önemli mesleklerden biridir. Ancak, itibar kaybı ve değersizleştirme, bu mesleğin taşıdığı misyonu tehlikeye sokmaktadır. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlarken, sadece teşekkür etmekle yetinmemeli, bu değerli mesleğin hak ettiği itibarı yeniden kazanması için çaba göstermeliyiz. Öğretmenlerin saygınlığı, aslında bir toplumun kendi değerlerine duyduğu saygının da aynasıdır.
- Türkiye’de Bir Yıl İçerisinde En Az 66 Çocuk İş Yerlerinde Hayatını Kaybetti - 7 Aralık 2024
- Erkeklik: Geleneksel Kalıpların Eleştirisi - 30 Kasım 2024
- Öğretmenlik Mesleğinin İtibar Kaybı - 24 Kasım 2024