Öğretmenin rehberliği ve yönlendirmesi, öğrenenin motivasyonunun oluşmasında çok önemlidir. Bununla beraber, öğrencilere sınıfta olanlar hakkında bazı tercih ve kontrol yetkilerinin verilmesi, onları derse bağlı tutmada etkili bir yol olacaktır. Aynı şekilde üzerinde çalışacakları problemlerde seçim hakkı tanımak onlara daha fazlasını başarmak için gereken motivasyonu sağlayacaktır.
Ulaşılacak amaç ve hedefler açık ve anlaşılır biçimde belirlenmediğinde öğrenenler için bir ödevi tamamlamak veya sınıfta küçücük bir aktivitede bulunmak bile çok sıkıcı olabilir. Öğrenenler çalışmak için gerekli motivasyonun sağlanması için onlardan bekleneni bilmek isterler ve de açıkçası bilmek zorundadırlar. Bu eksikliğin ortaya çıkaracağı düzensizlik henüz oluşmadan öğrenciler için başından itibaren belli amaç ve hedefler koyulmalıdır. Bu sayede öğrenen, neyi, ne için yaptığının bilincinde ve daha istekli olacaktır.
Öğreneler yaptıkları çalışmaların sonuçlarını bilmek istedikleri gibi, başarılı olamadıklarında da ne ile karşılaşacaklarını bilmek ve buna hazırlıklı olmak isterler. Ancak bu, henüz yapmadığı şeylerin olumsuz sonuçlarını önlerine yığmak demek değildir. Aksine öğretmenler, öğrenenler için güvenli ve onları destekleyen bir ortam hazırladığında onun yapabileceklerine olan inancını artıracaklar bu sayede de öğrenenler çok daha fazla motive olacaklardır. Sonuçta, öğrenenler iletişim içinde oldukları insanların beklentilerini gerçekleştirirler ve her zaman yapamayacaklarına değil yapabilecekleri şeylere odaklanırlar.
Sınıflar, çok güzel öğrenme mekânlarıdır; fakat her gün hem de saatlerce sırada oturmak öğrencilerin gözünde sınıf dolayısıyla okulu sıkıcı bir ortam haline getirebilir. Genel olarak öğrenmeye veya mevcut konuya olan ilgiyi canlı tutmak için öğrenenlerin zaman zaman sınıf ortamından kurtulup zihinlerini toplamalarına müsaade etmelisiniz. Bunu sağlayabileceğiniz birkaç aktivite örneği olarak; doğaya veya görülmesi gereken yerlerin bulunduğu bir mekâna okul gezisi düzenlemek, okula konuşmacı olarak önemli insanları getirerek toplantı salonunda eğlenceli etkinlikler düzenlemek hatta kütüphaneye gezi düzenleyip orada araştırma yapmak vb. sıralanabilir. Unutulmamalı ki, insan beyni alışılmışın dışına çıkıldığında her zaman öğrenmeye daha istekli olacaktır.
Öğrenenlerden derslere aynı şekilde karşılık vermelerini beklemek büyük bir hatadır. Çünkü bazıları için uygulama yaparak öğrenmek daha ilgi çekiciyken bazıları için sessizce okuyarak veya grup çalışması yaparak daha etkili olabilir. Tüm öğrenenleri dersle ilgili tutmak istiyorsak mutlaka dersin gidişatını çeşitlendirmeliyiz. Böylelikle farklı tercihlere sahip öğrenenler zamanlarını kendi sevdikleri yöntemi uygulamak suretiyle öğrenerek geçirecektir. Bu yöntem öğrenenlerin derse olan ilgi ve dikkatini toplamasına da oldukça yardımcı olacaktır.
Rekabet çoğu zaman olumsuz anlamlar yüklenen bir kavramdır. Ancak sınıf içerisinde rekabeti sağlamak her zaman kötü bir şey değildir ve bazı durumlarda rekabet, öğrenene daha fazla çabalama ve diğerlerini geçme çabasını sağlayacaktır. Sınıfta öğrenenlerin kendi bilgilerini göstermelerine olanak sunan grup oyunları yoluyla samimi bir rekabet ortamı oluşturabiliriz. Bunun bir süre sonra bir yarış olmaktan çıkıp birlikte, daha iyiye bir gidiş olduğunu fark edeceksiniz.
Bilindiği gibi her insan ödül almaktan mutluluk duyar. Bundan hareketle öğrenenlere ödüller vadetmekle onların ödülü kazanmak için çabalayacağı bir ortam sağlamak mükemmel bir motivasyon kaynağıdır. Ödüle örnek olarak; sinemaya gitme, yemek ısmarlama ve hatta öğrencinin defterine başarılı olduğuna dair bir stiker yapıştırmak kadar basit bir şey bile verilebilir.
İşte tüm bunlar öğrenenleri hedefleri doğrultusunda ilerleme ve daha fazla çalışma konusunda motive edici bir rol oynamaktadır.
- Köy Enstitülerinin Eğitimdeki Rolü ve Günümüz İhtiyacı - 16 Aralık 2024
- Türkiye’de Bir Yıl İçerisinde En Az 66 Çocuk İş Yerlerinde Hayatını Kaybetti - 7 Aralık 2024
- Erkeklik: Geleneksel Kalıpların Eleştirisi - 30 Kasım 2024