Kasım Ayının Kanlı Bilançosu: 32 Kadın Katledildi, 26 Kadının Ölümü Şüpheli

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) yayımladığı Kasım raporu, Türkiye’de kadınlara yönelik şiddetin vahim boyutunu bir kez daha ortaya koydu. Rapora göre, Kasım ayında 32 kadın cinayete kurban giderken, 26 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Kadınların çoğu, hayatlarına dair karar almak istedikleri için katledildi.

Rapora göre kadın cinayetlerinin yüzde 63’ü evlerde gerçekleşti. Bu istatistik, kadına yönelik şiddetin en yaygın olarak kadınların en güvende hissetmesi gereken alanlarda yaşandığını gözler önüne seriyor. Katledilen kadınların yüzde 53’ü ise evli oldukları erkekler tarafından öldürüldü. KCDP, bu verilerin kadınların aile içi şiddete maruz kaldığını ve evlilik bağının dahi bir güvenlik alanı sağlamaktan uzak olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı.

Kadınlar Neden Öldürülüyor?

Raporda, kadınların çoğunlukla hayatlarına dair kendi kararlarını vermek istedikleri için öldürüldüğü belirtildi. Boşanma talebi, ilişkiyi sonlandırma girişimi ya da ekonomik bağımsızlık sağlama isteği gibi gerekçeler, erkekler tarafından katliamların bahanesi haline getiriliyor. Bu durum, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin ne denli acil bir mesele olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Kasım ayında şüpheli şekilde yaşamını yitiren 26 kadın vakası da raporda dikkat çekilen bir diğer önemli nokta oldu. Bu ölümlerin bir kısmının intihar, kazayla ölüm ya da doğal sebepler olarak kayıtlara geçtiği belirtilse de, kadın hakları savunucuları bu vakaların çoğunun cinayet olabileceğine işaret ediyor. KCDP, şüpheli ölümlerin titizlikle soruşturulması gerektiğinin altını çizdi.

KCDP’den Devlete Çağrı: “Kadın Cinayetlerini Durdurmak Devletin Görevidir”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporunda, kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümlerinin önlenmesi için devlete somut çözüm önerileri geliştirme çağrısı yapıldı. Raporda şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye’de kadın cinayetlerini durdurma mücadelemiz 14 yıldır devam ediyor. Kadın cinayetlerini durdurmak için somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi de devletin görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi için ilgili tüm bakanlıkların ve mekanizmaların harekete geçmesi gereklidir. Mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”

Kadın hakları savunucuları, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ve 6284 sayılı kanunun uygulanmasındaki eksikliklerin kadın cinayetlerinin önlenmesindeki en büyük engellerden biri olduğunu savunuyor. Sözleşme, kadınların şiddete karşı korunması için devletlerin alması gereken önlemleri detaylı bir şekilde tanımlıyordu. Ancak Türkiye’nin bu sözleşmeden çekilmesi, kadınları şiddete karşı daha savunmasız bıraktı.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Acil Adımlar Gerekiyor

KCDP ve diğer kadın hakları örgütleri, kadına yönelik şiddetle mücadele için şu acil adımların atılması gerektiğini vurguluyor:

•Kadınların korunması için 6284 sayılı kanunun eksiksiz uygulanması.

•Şiddet faillerine karşı cezasızlığın son bulması.

•Kadın sığınma evlerinin sayısının artırılması.

•Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratacak eğitim programlarının yaygınlaştırılması.

Şiddete Karşı Sessiz Kalma Çağrısı

KCDP’nin raporunda, toplumun her kesimine şiddete karşı sessiz kalmama çağrısı yapıldı. Kadına yönelik şiddet olaylarının çoğunun toplum içinde meşru görülmesinin önüne geçmek için toplumsal bilincin artırılması gerektiği vurgulandı.

Kasım ayı raporu, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin acil müdahale gerektiren bir kriz olduğunu bir kez daha kanıtladı. Kadınların evlerinde, sokaklarda ve iş yerlerinde güvende olmadığı bir toplumda, kadın haklarının korunması için sistematik ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor. KCDP, bu mücadelede devletin ve toplumun tüm kesimlerinin sorumluluk alması gerektiğini ifade ederek, kadın cinayetlerini durdurma mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğini belirtti.