Ukrayna Savaşı aşındırma savaşına dönüştü

Rus askerlerinin küçük ilerlemeleri devam ediyor. Zelenskiy, artık müzakereler için zamanın gelip gelmediğini sormalı diye soruyor. Focus dergisinin internet sitesinde yayınlanan bir analizde, Ukrayna kriziyle ilgili son gelişmeler değerlendiriliyor. Avusturyalı siyaset bilimci Gerhard Mangott, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in NATO’ya karşı yeni bir strateji izlediğini ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’i zor bir duruma soktuğunu ileri sürüyor

Mangott’a göre, Putin, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunda Batı’yı ikna etmek için askeri tehdidi artırıyor. Rusya, Ukrayna sınırına 100 bin asker yığdı ve bunun bir tatbikat olduğunu söyledi. Ancak Mangott, bu askerlerin geri çekilmediğini ve Rusya’nın Ukrayna’ya saldırma ihtimalinin hâlâ var olduğunu belirtiyor.

Ukrayna askeri açıdan sıkışmış durumda. Üç ay önce Ukrayna ordusunun uzun cephe hattında bir çıkış yapabileceği umutları dağıldı. Savaş bir mevzi ve aşındırma savaşına dönüştü. Ukrayna, “aktif savunma” stratejisini izliyor. Şimdi öncelik, cephe hattının güvenliğini sağlamak ve Rus ordusunun bir saldırısını engellemek için savunma yapılarını genişletmekte.

Ancak Rus askerlerine küçük ihlaller ve küçük çaplı işgaller başarıyor. Bu ilerlemeler, Rus ordusunun Donetsk bölgesinde, Rusların Avdiivka’yı ele geçirmeye çalıştığı bölgede gerçekleşiyor – ya da savaşta harap olmuş şehirden geriye kalanlar. Ruslar, enkaz şehre giden son bağlantı yolunu ele geçirmek üzere.

İki faktör, Rusların askeri üstünlüğünü belirliyor Harkiv bölgesinde, Rus kuvvetleri Kupiansk şehri çevresinde ilerliyor. Rus ordusu bu yeri işgalden hemen sonra ele geçirmişti, ancak 2022 sonbaharında Ukrayna’ya geri vermişti.

Son olarak, Ruslar, Dinyeper’in doğu yakasındaki küçük bir Ukrayna köprübaşını geri almayı deniyor. Rusların bu bölgelerdeki ilerlemesi, Kremlin lideri Vladimir Putin için acil bir askeri başarı olacaktır. Bu, Rus askerinin moral açısından önemlidir ve Ukraynalı askerlerin moralini düşürebilir.

Rusya’nın askeri üstünlüğü son haftalarda arttı. Bu durumun başlıca nedenleri iki faktöre dayanıyor.

Birincisi, Ukraynalı askerlerin mühimmat eksikliği var, özellikle topçu mermileri konusunda. Rusya bunları çok daha fazla kullanabiliyor; şu anda Ukrayna için Rusya’nın lehine olan oran 5’e 1’dir. İkincisi, Ukrayna silahlı kuvvetlerinin askere alma sorunları var.

Diğer yandan, birçok Ukraynalı asker öldü veya savaşta yaralandı ve savaşa elverişsiz hale geldi. Çoğu asker, rotasyon olmaksızın savaşın başından beri cephe hattında bulunuyor. Savaşın başlangıcında olduğu gibi, artık askere gitmeyi kabul eden çok az gönüllü var. Yeni bir seferberlik gerekli, ancak bu politik olarak tartışmalı, maliyeti çok yüksek ve Ukrayna ekonomisine ciddi zarar verebilir.

Ukrayna mermi, tank ve hava savunma sistemlerine ihtiyaç duyuyor
Görevden alınan Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı, Potansiyel politik rakibi Zelenskiy’den önce, 500.000 erkek ve kadının seferber edilmesini talep etmişti. Ancak Zelenskiy, bunun için politik sorumluluğu üstlenmekte tereddüt ediyor. Ukrayna ordusunun yanı sıra hava savunma sistemleri ile birlikte ek mühimmat, savaş ve zırhlı araçlar, mayın temizleme cihazları ve diğer ekipmanlara ihtiyaç duyuyor.

Nisan ayında Ukrayna, ilk batılı savaş uçaklarını – F-16’ları – Danimarka’dan alacak. Ancak sayıları büyük olmayacak ve uçakların hangi silahlarla donatılacağı belirsiz. Bu uçaklar da savaşta dramatik bir dönüş getirmeyecek.

Ukrayna Genelkurmayının, mevcut cephe hattını korumayı ve belki de 2025’te yeni bir taarruz girişiminde bulunmayı planladığı hedefi, masif batı askeri yardımı olmadan mümkün değil.

Politik olarak harcamaları artırmaya yönelik irade eksikliği
Avrupa’daki askeri yardım, hem ikili teslimatlar hem de Avrupa Barış Kolaylaştırma Fonu aracılığıyla silah sağlanması yoluyla gerçekleşecek. Bu yıl için bu yardımın en fazla 25 milyar avro olması bekleniyor.

Ancak birçok Avrupa ülkesinde harcamaları artırmaya yönelik politik irade eksikliği var, çünkü Avrupa ordularının donatılması için de çok para gerekiyor. Ayrıca, ABD’den gelebilecek daha fazla askeri yardım olasılığı da belirsiz – belki de Kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerinden önce, Kongre’nin devam eden engellemeleri nedeniyle, ya da en geç, Donald Trump’ın tekrar başkanlık görevine gelmesi halinde.

Rusya ve Ukrayna şu anda müzakereye hazır değil. Ukrayna’nın müzakere pozisyonunun bu yıl daha da kötüleşebileceği beklentisi var. Bu nedenle, ateşkes müzakerelerinin başlaması acil olarak düşünülmelidir.

Putin’in bu hamlesinin arkasında birkaç neden olabilir. Birincisi, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı askeri bir müdahalede bulunma ihtimalinin düşük olduğunu fark etmesi. Batılı ülkelerin Ukrayna’ya verdiği siyasi ve askeri destek, Rusya’yı caydırıcı bir etki yaratıyor. Ayrıca, Rusya’nın kendi iç sorunları da var. Ekonomik kriz, koronavirüs salgını ve muhalif lider Aleksey Navalni’nin tutuklanması sonrası artan protestolar, Putin’in otoritesini zayıflatıyor. Bu nedenle, Rusya’nın Ukrayna’yla sıcak bir çatışmaya girmesi hem maliyetli hem de riskli olurdu.

İkinci neden ise, Putin’in Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçı bölgeleri tanımak istememesi. Bu bölgeler, Rusya tarafından desteklense de, tamamen bağımsız değiller. Ekonomik ve sosyal açıdan zor durumdalar. Rusya’nın bu bölgeleri ilhak etmesi de kolay değil. Çünkü bu, uluslararası toplumun tepkisini çekecek ve yaptırımları artıracaktır. Bu yüzden, Putin bu bölgeleri Ukrayna’yla paylaşmak istiyor. Böylece, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü bozacak ve Batı ile olan ilişkilerini zedeleyecek.

Üçüncü neden ise, Putin’in Zelenskiy’i zor durumda bırakmak istemesi. Zelenskiy, Ukrayna halkının büyük bir kısmının desteğini alarak seçildi. Reformcu ve Batıcı bir çizgi izliyor. Ancak, Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçı bölgelerin statüsü konusunda kararlı bir tutum sergilemiyor. Bu da hem kendi içinde hem de Batılı müttefikleri arasında eleştirilere neden oluyor. Putin, Zelenskiy’e doğrudan görüşme teklif ederek onu ikilemde bırakmak istiyor. Eğer Zelenskiy kabul ederse, Ukrayna’nın egemenliğini tehlikeye atacak ve Batılı ülkelerden uzaklaşacak. Eğer reddederse, barışçıl bir çözüm için fırsat kaçırmış olacak ve Rusya’yı haklı gösterecek.

Bu durumda, Zelenskiy kendine şu soruyu sormalı: Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçı bölgelerin statüsü ne olmalı? Bu sorunun cevabını vermeden, Putin’in teklifine yanıt vermesi zor olacaktır. Zelenskiy’in seçenekleri şunlar:

– Ayrılıkçı bölgeleri tamamen kaybetmek ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden vazgeçmek.
– Ayrılıkçı bölgelerle federal bir yapı kurmak ve onlara geniş özerklik vermek.
– Ayrılıkçı bölgeleri Ukrayna’nın bir parçası olarak kabul etmek ve onlara sınırlı özerklik vermek.
– Ayrılıkçı bölgelerin statüsünü belirsiz bırakmak ve çatışmanın dondurulmasını sağlamak.

Her seçeneğin avantajları ve dezavantajları var. Zelenskiy, Ukrayna halkının çıkarlarını gözeterek, en uygun olanı seçmeli. Ancak, bunu yaparken, Putin’in oyununa gelmemeli ve Batılı müttefikleriyle işbirliğini sürdürmeli. Ukrayna’nın geleceği, büyük ölçüde Zelenskiy’in vereceği karara bağlı.

  • NHY/ Focus