Savunma harcamaları, gelen tehlikeli on yılın habercisi

14 Şubat 2024

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, İsrail ile Hamas arasındaki çatışma ve Çin’in Güney Çin Denizi’nde artan hak iddiaları, dünyanın gelecekte karşılaşabileceği tehlikeler konusunda ciddi endişelere neden oluyor.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (USAE) tarafından yayınlanan bir rapor, Kuzey Kutbu’nda artan gerilimlerin, Kuzey Kore’nin nükleer silah çalışmalarının ve Afrika’nın Sahel bölgesinde askeri rejimlerin yükselişinin, küresel jeopolitik iklimi kötüleştirdiğini belirtiyor.

USAE, 65 yıldır küresel askeri durumu takip ederek tahminlerini yıllık olarak raporlaştırıyor. Son raporlarında, mevcut askeri güvenlik durumunun “Güçlü olan haklıdır” yaklaşımını çağrıştırdığını ve daha da tehlikeli bir on yılın habercisi olabileceğini vurguluyorlar. Raporda, demokrasilerin ikili ve çok taraflı savunma bağlarını güçlendirmesi gerektiği vurgulanıyor.

Raporda ayrıca, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin, Çin ve diğer askeri güçlü devletlerin komşularına istediklerini dayatma konusundaki endişeleri artırdığı ve bu nedenle küresel savunma harcamalarının arttığı belirtiliyor. Geçen yıl, savunma harcamaları yüzde 9 artarak 2,2 trilyon dolara yükseldi.

USAE’nin tespitlerine göre, Rusya’nın Ukrayna işgalinden bu yana NATO’nun ABD dışındaki üyeleri askeri harcamalarını yüzde 32 artırdı. NATO’nun ülkelerin milli gelirlerinin yüzde 2’sini savunmaya harcama hedefine ulaşan ülke sayısının arttığına da dikkat çekiliyor.

Raporda, Rusya’nın Ukrayna’daki çatışmalarda yaklaşık 3 bin ana muharebe tankını kaybettiği bilgisi de yer alıyor. Bu, Moskova’nın Şubat 2022’de tam işgal başlamadan önce aktif envanterinde bulunan tank sayısına eşit seviyede.

Ukrayna’nın Batılı ülkelerden aldığı mühimmat ve silahlarla güçlendiği belirtilirken, ülkenin Rusya’nın Karadeniz Filosunu etkisiz hale getirmek için gelişmiş deniz araçları kullandığına dair atıfta bulunuluyor.

USAE’ye göre, Ukrayna’daki savaştan alınan dersler diğer ülkelerin askeri planlamasını etkilemeye başladı. Uzun süreli bir savaş durumunda askeri donanım üretiminin artırılması ve daha büyük malzeme stokları oluşturulması gerektiği fark ediliyor.

Bu rapor, dünyanın giderek artan askeri gerilimlerle karşı karşıya olduğunu ve demokrasilerin savunma kapasitelerini güçlendirmesi gerektiğini vurguluyor.