CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, Çanakkale Köprüsü’nün maliyetleri ve araç geçiş garantisiyle ilgili çarpıcı veriler paylaştı. Yap-işlet-devret modeliyle inşa edilen köprüde garanti edilen yıllık 16,4 milyon araç geçişi hedefiyle, gerçekleşen 2,6 milyon araç geçişi arasındaki büyük fark, kamu kaynaklarının etkin kullanımı konusundaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
Araç Geçiş Garantisinin Gerçekliği
Yavuzyılmaz’ın açıklamalarına göre, 2024 yılında köprüdeki araç geçiş oranı garanti edilen rakamın yalnızca %16’sına ulaşabildi. Bu durum, köprüde belirlenen günlük 45 bin araç geçiş garantisinin gerçekçi olmadığını gösteriyor. Yavuzyılmaz, bu tabloyu “AK Parti’nin yüzde 84 hata payı” olarak nitelendirdi.
Araç geçiş ücretlerinin dövize endekslenmesi ve Avrupa Birliği enflasyon oranıyla güncellenmesi, kamu maliyesi üzerindeki yükü artırıyor. Köprü, 28 Mayıs 2034’e kadar özel şirket tarafından işletilecek ve geçiş sayısındaki düşük performansa rağmen garanti ödemeleri yapılmaya devam edecek. Şirketin yapım maliyetini birkaç yıl içinde karşılayacağı, bu tarihe kadar kâr elde etmeyi sürdüreceği öngörülüyor.
Geçmeyen Araçların Bedeli
Yavuzyılmaz, köprüdeki düşük kullanım oranına rağmen vatandaşın geçmediği köprünün maliyetini ödemeye devam edeceğini belirtti. 2025 yılında kamu çalışanları, emekliler ve asgari ücretlilere verilen düşük zam oranlarını hatırlatarak, bu ekonomik sıkıntılar içinde köprü geçiş ücretlerine yapılacak zamların vatandaşın sırtındaki yükü daha da artıracağını vurguladı.
Yap-işlet-devret modeliyle yapılan büyük projelerin, kamu kaynaklarının etkin kullanımına ilişkin uzun süredir tartışma konusu olduğu biliniyor. Çanakkale Köprüsü, yalnızca ekonomik bir sorun olarak değil, sosyal eşitsizliklerin derinleşmesi bağlamında da eleştiriliyor. Özellikle düşük gelirli vatandaşlar, artan geçiş ücretleri ve garanti ödemeleri nedeniyle bu projelerin yükünü hissetmeye devam ediyor.
Köprünün özel sektör tarafından işletilmesi sürecinde kamu kaynaklarından yapılan ödemeler, şirketin maliyetlerini hızla karşılamasına olanak sağlıyor. Ancak köprünün kullanım oranlarının düşük olması, projenin kamu yararı açısından sorgulanmasına neden oluyor. Garanti edilen araç geçiş rakamlarının gerçekçi olmaması, kamu kaynaklarının özel sektör lehine kullanıldığı eleştirilerini güçlendiriyor.
Kamu Yararı mı, Özel Kâr mı?
Çanakkale Köprüsü’nün durumu, Türkiye’deki büyük altyapı projelerinde yap-işlet-devret modelinin etkinliğini sorgulatıyor. Araç geçiş garantileri, döviz bazlı sözleşmeler ve yüksek garanti ödemeleri, vatandaşın cebinden çıkan paranın doğru bir şekilde kullanılıp kullanılmadığı konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor. Özellikle ekonomik krizin derinleştiği bir dönemde, kamu kaynaklarının bu şekilde kullanımı daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirlik gerektiriyor.
Sorulması gereken en temel soru ise şu: Türkiye, bu projelerle gerçekten kamu yararını mı gözetiyor, yoksa özel sektör için garantili bir kâr modeli mi yaratıyor?
- NHY / ANKA
- İstanbul Barosu’na Soruşturma ve Dava: Hukuk ve İnsan Hakları Savunusuna Darbe - 14 Ocak 2025
- Erkek Dehşeti: Eski Polis Kadını Defalarca Bıçakladı - 14 Ocak 2025
- Pexşan Ezîzî’nin İdam Cezası ve Uluslararası Tepkiler - 14 Ocak 2025