Mahfi EÄŸilmez’in ErdoÄŸan’ın Ekonomi Planına EleÅŸtirisi

Son zamanlarda Türkiye’nin ekonomik manzarası yoÄŸun bir tartışma ve incelemenin konusu oldu. CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan tarafından izlenen geleneksel olmayan ekonomik politikalar, dünya çapında ekonomistler ve finans analistleri arasında tartışmalara yol açtı. Bu tartışmalardaki seslerden biri de, bu politikaların enflasyon ve ülkenin genel ekonomik saÄŸlığı üzerindeki etkileri konusunda sesini yükselten ekonomist Mahfi EÄŸilmez’dir.

EÄŸilmez’in eleÅŸtirisi, özellikle 2023 Mayıs seçimlerinden önce Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından uygulanan agresif faiz indirimleri gibi geleneksel ekonomik modellerden önemli bir sapmayı merkezine alıyor. Bu indirimler, politika faizini yüzde 8,50’ye kadar düşürdü, bu hamle ErdoÄŸan’ın uzun süredir yüksek faiz oranlarına karşı olan duruÅŸuyla uyumlu, ki kendisi sık sık faizi Ä°slami ‘faiz’ (nas) kavramıyla iliÅŸkilendiriyor.

Bu politikanın arkasındaki mantık, Erdoğan tarafından sıkça dile getirilen, yüksek faiz oranlarının enflasyonun nedeni olduğuna dair inançtır, bu görüş geleneksel ekonomik bilgeliğin aksine, faiz oranlarını enflasyonu dizginlemek için bir araç olarak gören bir görüştür. Bu ortodoks politikalardan sapma, tarihi zirvelere ulaşan enflasyon oranları ile işaretlenmiş ekonomik bir türbülans dönemine yol açtı.

Seçimlerin ardından, ekonomi yönetiminde Mehmet ÅžimÅŸek’in Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanmasıyla bir deÄŸiÅŸiklik yaÅŸandı. ÅžimÅŸek’in geliÅŸi, göreve baÅŸlama konuÅŸmasında ima ettiÄŸi gibi, faiz indirimi döneminin sona ermesine iÅŸaret eden daha rasyonel ekonomik politikalara potansiyel bir dönüşü iÅŸaret ediyor.

EÄŸilmez’in analizine göre, eÄŸer TCMB faiz oranlarını azaltmak yerine artırmayı tercih etmiÅŸ olsaydı, Türkiye’nin enflasyon oranı önemli ölçüde daha düşük olabilirdi, muhtemelen yüzde 10 civarında olabilirdi. Onun hesaplamaları, yüksek faiz oranlarının enflasyon akıntısını durdurabileceÄŸi varsayımına dayanıyor, TCMB’nin izlediÄŸi yola karşıt olarak. Faiz oranlarındaki düşüşe yanıt olarak Türk lirasının deÄŸer kaybı, para birimini stabilize etmek için döviz korumalı mevduatların tanıtılmasına yol açtı. Ancak, EÄŸilmez’e göre, bu hamle Merkez Bankası için önemli kayıplara yol açtı ve finansal gerilemeler yaÅŸamaya devam ediyor.

Durum, Türkiye’nin ekonomik yönetimi için karmaşık bir meydan okumayı temsil ediyor. Geleneksel olmayan politikaların takibi, sadece ülkenin enflasyon oranları için deÄŸil, aynı zamanda para istikrarı ve uluslararası ekonomik itibarı için de uzun vadeli etkilere sahip oldu. Yeni yönetim göreve baÅŸlarken, odak noktası ülkeyi ekonomik denge durumuna geri getirebilip güveni yeniden tesis edip edemeyeceÄŸine kayıyor.

EÄŸilmez’in içgörüleri, kurulu ekonomik prensiplerden sapmanın sonuçları üzerine düşündürücü bir perspektif sunuyor. Bunlar, ekonomik politika yapımında korunması gereken hassas dengenin ve bu denge bozulduÄŸunda ortaya çıkabilecek potansiyel sonuçların bir hatırlatıcısı olarak hizmet ediyor. Türkiye ilerledikçe, bu dönemden alınan dersler, yıllar boyunca ekonomik stratejilerini ÅŸekillendirecek.