Fernas Madencilik işçileri, sendikalı oldukları için işten çıkarılmalarının ardından başlattıkları direnişin birinci ayında, Soma’dan Ankara’ya yürüyüşe geçtiler. Bu yürüyüş, sadece 45 işçinin değil, tüm Türkiye işçi sınıfının mücadelesinin bir sembolü haline geldi. İşçilerin, alınmayan iş güvenliği önlemleri ve düşük ücretlere karşı duruşları, Türkiye genelinde bir dayanışma ve mücadele ruhu oluşturuyor.
Yürüyüşün ilk duraklarından biri, Soma Maden Katliamı’nda hayatını kaybeden 301 işçinin mezarı oldu. Bağımsız Maden İşçileri Sendikası (Bağımsız Maden-İş) Genel Başkanı Gökay Çakır, “Biz buna direne direne kazanacağız. Bu mücadeleyi de kazanana kadar devam edeceğiz. Kazanmadan geri dönmeyeceğiz” diyerek direnişin kararlılığını vurguladı.
İşçilerin Çığlığı
Direniş sırasında yaşanan mobbing ve tehditler, işçilerin dayanışmasını daha da güçlendiriyor. İşçilerden Özay Karakuş, yaşadığı baskıları dile getirerek, “Başımıza bir tane inşaat mühendisi koymuşlar. Madencilik kavramı hakkında hiçbir şey bilmiyor. Her gün küfür ve hakaretlere maruz kalıyoruz” dedi. AKP’li patron Ferhat Nasırlıoğlu’na seslenerek, kendisini ve ailesini tehdit ettiğini de ifade etti.
Bağımsız Maden-İş Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu ise, işçilerin sendikalı olma haklarının ihlal edildiğini belirtti. Aksu, “Şirket yöneticisi diyor ki ‘Evet biz buraya sendika sokmayacağız. Sizi bu yüzden atıyoruz’” diyerek, işçilerin maruz kaldığı baskıyı gözler önüne serdi.
Talepler ve Gelecek
İşçilerin talepleri arasında Soma ortalamasındaki ücretlerin kendilerine ödenmesi, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması ve devletin bu konuda garanti vermesi yer alıyor. Aksu, “Biz 301 gibi olmak istemiyoruz. Ölmek istemiyoruz” diyerek, işçilerin temel güvenlik taleplerine dikkat çekti.
Bu direniş, sadece bir işçi mücadelesi değil, aynı zamanda Türkiye işçi sınıfının birlik ve dayanışma ruhunun bir yansımasıdır. İşçiler, “Kazanana kadar mücadeleye devam” diyerek, haklarını savunmak için yürümeye devam edeceklerini belirtiyor. Bu direniş, bir umut ışığı ve gelecekteki mücadelelerin habercisi olabilir.
- Şeker İthalatı ve Türkiye’nin Yerli Üretim Potansiyeli - 1 Aralık 2024
- Açlık Çığlığı: Susturulanların Sesi Artık Duyuluyor - 28 Kasım 2024
- Gelir Adaletsizliği Büyüyen Türkiye’nin Derinleşen Yarası - 21 Kasım 2024