Ağustos 2024 İtibariyle Türkiye’deki Suriyelilere Dair Güncel Veriler

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) tarafından derlenen ve İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı’nın verilerine dayanan en son rapor, Türkiye’deki Suriyeli nüfusun dağılımı ve yoğunluğu hakkında çarpıcı bilgiler sunmaktadır. Rapora göre, Ağustos 2024 itibariyle Türkiye’de geçici koruma statüsüne sahip toplam 3 milyon 103 bin 606 Suriyeli bulunmaktadır. Bu büyük nüfusun önemli bir bölümü İstanbul’a yerleşmiş durumdadır; İstanbul’da 530 bin 217 Suriyeli yaşamaktadır. Bu, İstanbul’un toplam nüfusunun yüzde 3,28′ine denk gelmektedir.

Suriyeli nüfusun İstanbul’da yoğunlaşması, şehrin sunduğu imkanlar ve iş olanakları ile ilişkilidir. İstanbul, aynı zamanda Türkiye’deki en yüksek Suriyeli nüfusa sahip şehir olmasıyla dikkat çekmektedir. Diğer yandan, 430 bin 176 Suriyeli ile Gaziantep, İstanbul’u takip eden ikinci büyük Suriyeli nüfusuna sahiptir. Gaziantep’in Suriyeli nüfusunun yüksek olması, şehrin Suriye sınırına yakınlığı ve savaşın ilk yıllarında yoğun göç almasıyla açıklanabilir.

Bununla birlikte, Türkiye genelinde Suriyeli nüfusun demografik özelliklerine bakıldığında, büyük bir çoğunluğun genç bir yaş aralığında olduğu görülmektedir. Bu durum, gelecekteki eğitim, iş gücü ve sosyal hizmet ihtiyaçlarını doğrudan etkilemektedir. Suriyeli nüfusun dağılımı, Türkiye’nin sosyal ve ekonomik politikalarını da şekillendirmektedir. Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun nüfus, belediyelerin hizmet kapasitesini zorlayabilir ve bu durum, altyapı ve kamu hizmetlerinin planlanmasında kritik bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türkiye’deki Suriyeli nüfusun sayısı ve yoğunlukları, ülkenin demografik yapısını önemli ölçüde etkileyen dinamiklerden biridir. Bu verilerin doğru analiz edilmesi ve stratejik planlamalarda dikkate alınması, Suriyeli nüfusun entegrasyonu ve sürdürülebilir kalkınma açısından büyük önem taşımaktadır.

Düzensiz Göçmenler: 2005-2024 Arası Durum ve 2024 Yılı Rakamları

Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle göç hareketlerinin önemli bir rotası olmuştur. 2005-2024 yılları arasında, toplamda 2 milyon 667 bin 379 düzensiz göçmen yakalanmıştır. Bu rakamlar, Türkiye’nin göç olgusuyla başa çıkma konusunda ne denli zorlu bir süreçten geçtiğini yansıtmaktadır. Düzensiz göçmenlerin büyük bir bölümü geçiş sürecinde bulunmuş ve bunu sonucunda yakalanmıştır. 2024 yılının yalnızca ilk sekiz ayında, 126 bin 766 düzensiz göçmen yakalanmıştır, bu da yıllık yakalanma oranının hızla arttığını göstermektedir.

Düzensiz göçmen profillerine bakıldığında, en fazla Afganistan uyruklu göçmenlerin yakalandığı görülmektedir. Afganistan’dan gelen göçmenleri sırasıyla Suriye, Pakistan ve Irak uyruklu göçmenler izlemektedir. Bu ülkelerdeki politik ve ekonomik istikrarsızlıklar, insanları daha güvenli ve stabil bir yaşam arayışına itmektedir.

Yıllara göre düzensiz göçmenlerin yakalanma dağılımında ise bazı yılların diğerlerine göre daha hareketli olduğu gözlenmektedir. Özellikle Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılından sonra düzensiz göçmen sayısında belirgin bir artış yaşanmıştır. 2024 yılı da bu trendin devam ettiğini gösteren bir yıl olarak dikkat çekmektedir.

En çok karşılaşılan yakalanma sebeplerine gelince, düzensiz göçmenlerin büyük bir kısmı Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışırken yakalanmaktadır. Ayrıca, geçiş sırasında sahte belge kullanımı, illegal yollarla sınırı geçme çabaları ve insan kaçakçılığı ağlarının kullanımı gibi sebepler yaygındır. Bu çeşitlenen yakalanma sebepleri, göçmenlerin umutsuz ve tehlikeli kaçış yollarını tercih etmeye devam ettiğini göstermektedir.

Türkiye, düzensiz göçle mücadelede hem ulusal hem de uluslararası düzeyde çeşitli stratejiler uygulamaktadır. Fakat bu durum, sorunların köklü çözümü için yeterli görünmemektedir. Sürekli değişen ve dinamik göç hareketleri, Türkiye’nin düzensiz göçle mücadele stratejilerini sürekli olarak güncellemesini ve adaptasyon sağlamasını gerektirmektedir.

İkamet İzni Sahibi Yabancılar ve Uluslararası Koruma Başvuruları

Türkiye, göçmenlerin ve uluslararası koruma başvurusunda bulunan kişilerin önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. Ağustos 2024 itibariyle, Türkiye’de toplam 1 milyon 109 bin 25 kişi ikamet izni ile yaşamaktadır. Bu kişilerin büyük bir çoğunluğu, 540 bin 969 kişiyle İstanbul’da ikamet etmektedir. İkamet izinleri, belirli süreler ve amaçlara göre farklı kategorilerde düzenlenir. Öğrenci ikamet izni, çalışma izni, aile ikamet izni ve uzun dönem ikamet izni gibi çeşitli türler mevcuttur. Her bir izin türünün kendine özgü başvuru şartları ve kabul süreçleri bulunmaktadır.

İkamet izni sahibi yabancıların büyük bir kısmını Türkmen ve Rus uyruklu kişiler oluşturmaktadır. Türkiye’nin coğrafi konumu ve ekonomik fırsatları, bu ülkelerden gelen kişilerin Türkiye’yi tercih etmelerinde önemli bir etken olmuştur. Yabancıların Türkiye’de ikamet etmeleri, belirli yasal çerçeveler ve prosedürler dahilinde mümkündür. Öncelikle, başvuru sahiplerinin Türk yasalarına uygun olarak başvurularını yapması gerekmektedir. Başvurular, genellikle Göç İdaresi Genel Müdürlüğü aracılığıyla işleme alınır ve değerlendirilir.

2023 yılı verilerine göre, Türkiye’ye 19 bin 17 uluslararası koruma başvurusu yapılmıştır. Bu başvuruların büyük bir çoğunluğu Afganistan uyruklu kişiler tarafından gerçekleştirilmiştir. Uluslararası koruma başvuruları, özellikle savaş, siyasi baskı ve insan hakları ihlalleri gibi nedenlerle ülkelerini terk etmek zorunda kalan kişiler tarafından yapılmaktadır. Türkiye, Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1951 Cenevre Sözleşmesi ve 1967 Protokolü’ne taraf olup, bu sözleşmelere uygun olarak başvuruları değerlendirir.

Başvuru süreci, detaylı incelemeler ve mülakatlarla devam eder. Başvuruların kabul edilmesi durumunda, başvuru sahipleri belirli haklardan faydalanabilir. Bunlar arasında sağlık hizmetleri, eğitim imkanları ve geçici konaklama yerleri bulunmaktadır. Uluslararası koruma altındaki kişilerin Türkiye’de yaşamlarını sürdürebilmeleri için hukuki ve sosyal destek mekanizmaları da mevcuttur.

İstanbul ve Ülke Genelindeki Yabancı Nüfusu

Son dönemlerde, İstanbul’daki yabancı nüfusuna dair farklı iddialar ve bu iddiaların kaynakları kamuoyunda tartışma konusu olmuştur. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da yaşayan mülteci sayısının 2,5 milyona ulaştığını, bu sayıya su tüketim verilerini analiz ederek ulaştıklarını iddia etti. Ancak bu veriler, İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı resmi rakamlarla uyuşmamaktadır.

İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, 2024 yılı itibariyle İstanbul’da toplamda 1 milyon 87 bin 17 yabancı bulunmakta, bu yabancıların 530 bin 612’si geçici koruma statüsündeki Suriyelilerden oluşmaktadır. Bu durum, İstanbul’un nüfus yoğunluğunu ve şehirdeki hizmetlerin kullanımını gözler önüne sermektedir. Farklı kaynaklardan gelen bu veriler, şehirdeki kamu hizmetlerinin planlanması ve yönetimi açısından önem arz etmektedir.

İstanbul’daki mülteci ve yabancı nüfusunun analiz edilmesinde kullanılan yöntemlerin çeşitliliği ve farklı kurumların sunduğu veriler arasındaki uyumsuzluk, şehirde yaşayan bu toplulukların gerçek sayısını tam olarak belirlemeyi zorlaştırmaktadır. Verilerin farklı kurumlar tarafından farklı metotlarla toplanması ve analiz edilmesi, bu uyumsuzlukların başlıca sebebidir. İmamoğlu’nun su tüketim verilerine dayandırdığı iddialar, bazıları tarafından daha güncel ve pratik bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir. Ancak İçişleri Bakanlığı ve diğer resmi kurumların verileri, daha geleneksel ve kapsamlı istatistiksel yöntemler içermektedir.

Ülke genelindeki Suriyelilere dair veriler de İstanbul’daki gibi farklılıklar göstermektedir. Türkiye genelinde 2024 itibariyle 3,6 milyon civarında Suriyeli olduğu düşünülmektedir ve bu rakam İstanbul’un dışındaki bölgelerde de yoğunlaşan bir Suriyeli nüfusun olduğunu işaret etmektedir. Güvenilir ve güncel verilerle desteklenen nüfus analizleri, hem İstanbul’da hem de Türkiye genelinde sürdürülebilir politikalar geliştirilmesi açısından önemlidir.