Cumartesi Anneleri, 1010. Haftada: 43 Yıl Önce Gözaltında Kaybedilen Süleyman Cihan Nerede?

Cumartesi Anneleri, 1995 yılından bu yana Ä°stanbul Taksim’deki Galatasaray Meydanı’nda düzenledikleri oturma eylemleriyle Türkiye’deki zorla kaybetme olaylarına dikkat çekiyor ve kaybolan sevdiklerinin akıbetini soruyorlar. Bu toplumsal hafıza ve direniÅŸ hareketi, gözaltında kaybedilen kiÅŸilerin bulunmasını ve faillerin yargılanmasını talep eden önemli bir sivil toplum hareketidir. Üç nesli kapsayan süreçte, anne ve babalardan çocuklara, torunlara kadar birçok kiÅŸi, kaybolan yakınlarının bulunması ve adaletin saÄŸlanması mücadelesine katılıyor.

Galatasaray Meydanı’nda gerçekleÅŸtirilen oturma eylemleri, sadece gözaltında kaybedilen bireylerin deÄŸil, aynı zamanda kayıp ailelerinin de sesi oluyor. Her hafta düzenlenen etkinlikler, kayıpların ardından ailelerinin yaÅŸadığı acıyı ve boÅŸluÄŸu topluma anlatmayı amaçlıyor. Bu eylemler, kayıp yakınlarının acılı hikayelerini gündeme getiriyor ve mevcut hukuk ihlallerini gözler önüne seriyor. Binlerce insanın katılımıyla gerçekleÅŸen bu eylemler, Türkiye’deki hukuksuzluklara ve insan hakları ihlallerine dikkat çekiyor.

Cumartesi Anneleri’nin 1010. buluÅŸmasında, 29 Temmuz 1981’de gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Süleyman Cihan’ın akıbeti sorgulandı. Bu trajik olay, birçok benzer kayıp vakası gibi, uzun yıllardır çözülememiÅŸ durumda. Cihan’ın bulunamayan akıbeti, adalet arayışında olan diÄŸer kayıp yakınlarına destek ve mücadelenin simgesi haline geldi. Galatasaray Meydanı’ndaki eylemlerde, kayıpların akıbeti sorulurken, sorumluların yargı önüne çıkarılması talepleri yüksek sesle dile getiriliyor. Cumartesi Anneleri, zorla kaybedilen bireylerin unutulmasına izin vermiyor ve adalet mücadelesine kararlılıkla devam ediyor.

Süleyman Cihan’ın gözaltına alınma süreci 29 Temmuz 1981’de, Edirne’den Ä°stanbul’a gelmek üzere bindiÄŸi yolcu otobüsünün Ä°stanbul’a yaklaÅŸtığı sırada baÅŸladı. Otobüs, sivil polisler tarafından durduruldu ve Cihan gözaltına alındı. Gözaltına alındıktan sonra Ä°stanbul Emniyet Müdürlüğü 2. Åžube’ye götürüldü ve ertesi gün Gayrettepe Siyasi Åžube’ye nakledildi.

Ailenin ve Destekçilerinin Adalet Mücadelesi

Cihan’ın gözaltına alınmasının ardından yaÅŸananlar, insan hakları ihlalleri ve hukuksuzluk tartışmalarına yol açtı. Emniyet, Cihan’ın çatışmada öldüğünü iddia etti, ancak bu iddiayı destekleyecek somut veri, tanıklık veya belge bulunamadı. Ä°ÅŸkence altında alınan ifadeler ve yapılan otopsi, Cihan’ın iÅŸkence gördüğünü ve öldürüldükten sonra intihar süsü verilerek cesedinin yüksekten atıldığını ortaya koydu.

Cihan’ın ölümü, bir adli skandala dönüştü. Otopsi raporları, vücudunda çeÅŸitli iÅŸkence izleri tespit etti. Tanık ifadeleri de, Cihan’ın gözaltında maruz kaldığı kötü muamelenin boyutlarını detaylandırdı. Tüm bu bulgular, Cihan’ın ailesi ve insan hakları aktivistleri tarafından kamuoyuna duyuruldu. Bu olay, adalet arayışlarını hızlandırdı ve Cumartesi Anneleri hareketi özellikle Cihan’ın anısına sıkça deÄŸindi.

Cihan’ın gözaltında kaybolması, ailesi ve destekçilerinin yıllardır süren adalet mücadelesini tetikledi. Cihan’ın 29 Temmuz 1981 tarihinde gözaltına alınmasının ardından maruz kaldığı iÅŸkenceler ve yaÅŸamını yitirdiÄŸi gerçeÄŸi uzun süre aydınlatılamadı. Yaklaşık 85 gün sonra, Cihan’ın cesedinin Zindanarkası Mezarlığı’nda “kimliÄŸi meçhul kiÅŸi” olarak gömüldüğü tespit edildi. Bu süreçte, ailesi ve gazeteci KürÅŸat Ä°stanbullu, emniyet güçlerinin yoÄŸun tehditleriyle karşı karşıya kaldı ve hukuki giriÅŸimler sonuçsuz kaldı.

Bilinen faillerin cezasızlıkla korunmuÅŸ olması, adaletin saÄŸlanmasını daha da zorlaÅŸtırdı. Cihan ailesi, bu cezasızlığa karşı kararlılıkla mücadele etmeye devam etti ve 2012 yılında Kadıköy Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı’na baÅŸvurarak yeni deliller sundu. Aile ve avukatları, bu deliller ışığında kamu davası açılmasını talep etti, ancak bu talepler de sonuçsuz kaldı. Yıllarca süren adalet arayışı sürecinde, ortaya konan deliller ve aile fertlerinin ısrarı, Cihan’ın öldürülmesinden sorumlu olanların yargı önüne çıkarılması için yeterli olmadı.

Ailenin ve destekçilerinin adalet arayışı, sadece Cihan’ın kaybediliÅŸi için deÄŸil, aynı zamanda benzer durumdaki tüm insanlara karşı iÅŸlenen suçların aydınlatılması için de devam ediyor. Bu süreçte karşılaşılan zorluklar ve adaletsizlikler, Türkiye’deki insan hakları ihlalleri konusundaki derin sorunları bir kez daha gözler önüne seriyor. Cihan ailesinin ve destekçilerinin bu kararlı mücadeleleri, insan hakları savunucuları için önemli bir sembol hâline geldi.

Adalet Arayışında Devam Eden Mücadele

Süleyman Cihan’ın iÅŸkence altında öldürüldüğünü kanıtlayan ek deliller, CerrahpaÅŸa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Åžebnem Korur Fincancı tarafından hazırlanan bir raporla desteklendi. Bu raporda, Cihan’ın ağır iÅŸkenceye maruz kaldığı ve apartmanın altıncı katından atılmadan önce öldürüldüğü detaylı ÅŸekilde belgelenmiÅŸtir. Ancak, savcılığın bu bulguları kabul etmesine raÄŸmen, dosya zamanaşımı nedeniyle kapatılmış ve failler bir kez daha cezasız kalmıştır.

Cumartesi Anneleri, Süleyman Cihan ve diÄŸer kayıplar için adalet arayışından vazgeçmemiÅŸtir. Her hafta Galatasaray Meydanı’nda toplanarak, devletin hukuk normlarına uyması gerektiÄŸini hatırlatmış ve adalet taleplerini tekrar tekrar dile getirmiÅŸlerdir. Bu mücadelenin, geçmiÅŸte yaÅŸanan insan hakları ihlallerine karşı olduÄŸu kadar, gelecekte benzer olayların yaÅŸanmaması için de toplumsal bilinç oluÅŸturma gayreti taşıdığı açıktır. Prof. Dr. Åžebnem Korur Fincancı’nın raporunda yer alan bulgular, insanlık dışı muamelelerin tüm detaylarını gözler önüne sermekte ve faillerin yargı karşısında hesap vermemesi, hukuk normlarının iÅŸletilmemesi durumunda toplumsal adaletin saÄŸlanamayacağına dair güçlü bir örnek teÅŸkil etmektedir.