Nazan Arısoy ile kitapları üzerine bir söyleşi…

Nazan Arsoy, sayfamızın yeni yazarlarından olduğu için kendisiyle bir söyleşi yaparak hem kitaplarını hem de kendisini okurlarımızla tanıştırmak istedik… Sözü daha fazla uzatmadan sorularımıza verdiği cevaplarla kendisini ve kitaplarını tanımaya başlayalım… 

Nazan Arısoy’u tanıyabilir miyiz?
Göçmen bir ailenin mensubuyum. Ailem üç nesil İstanbul doğumlu. Ben de 1976 da İstanbul’da doğdum. 12 yaşında, Ortaöğretim sıralarında bilindik kompozisyon yarışmaları, hikâye yarışmaları ile başladım. Babamın gazeteci, annemin de edebiyat öğretmeni olması beni edebiyata sürükledi. Üç çocuğumun annesi olmak en kıymetli hazineye sahip olmakla eş değer benim için.

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü, Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklam ve Halkla İlişkiler mezunuyum.

Öğretmen, Eğitmen, Üst düzey yönetici asistanı, Müşteri ilişkileri uzmanı ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü pozisyonlarında görev aldım. Yaşam koçu olarak insanların hayatlarında farkındalık yaratmak hayatlarının rotalarında yollarını şaşırmadan başarıya ulaştıklarını görmek beni çok mutlu ediyor. Beni en çok mutlu eden mesleğim şüphesiz yazmak. Bu yıl 4. Kitabım okurlarla buluştu. Son kitap “Tesadüf Serisi” nin ilki olarak okurlarla kavuştu.

Tesadüf Serisi yaratmanızın amacı neydi?

Hayatın daima tesadüflerle ve şansla yönetildiğine inanarak büyüyoruz. Tesadüfen karşılaşıyoruz ve şans iyi olursa başarılı oluyoruz gibi bir algı var. Oysaki hiçbir oluşum tesadüfe bağlı olmadığı gibi şans da ilahi bir mucize değildir. Hayatın içinde varlığından haberdar olmadığımız ya da teğet geçtiğimiz, paralel hareketimize rağmen göremediğimiz, algılayamadığımız birçok olaylar silsilesi hayatı oluşturur. Biraz hayatın gerçekliğine dikkat çekmek istedim diyebiliriz. Serinin diğer kitapları da tıpkı Ahsen gibi bu düşüncenin gerçekliğini anlatacak.

Tesadüf Serisi’nin ilk çıkış kitabı Ahsen, bize nasıl bir hikâye anlatıyor? Ahsen nasıl bir karakter?

Ahsen, bilinen bir karakter gibi algılansa da kendi içindeki girdaba hapsolmuş, kendini keşif yolculuğu içinde gezindiği düşünülen zihin oyunlarının eseri. İlginç bir karakter. Özgürlük hayali, hevesi olanları okurken yeni dünyalara sürükleyecek, evet artık ben de istediğim gibi bir hayat yaşamalıyım’ arzusu yaratacaktır. Aşktan kaçanları da bir bir avlayarak korkulacak bir şey olmadığını izah edecek, heveslendirecektir.

Kitaplarınızın konularını seçerken beslendiğiniz yerler neler? Konularınızı nasıl buluyorsunuz? Karakterlerinizi nasıl seçip oluşturuyorsunuz?

Kitapların açılımı hayattır. Hayatın içindeki gerçekler neyse o harfler kelimeler ve cümlelerin birleşmesi ile hikâyeleşir. Asıl olan temelde insan ve hayattır. Konu çok. Sabah gözünüzü açtığınız andan itibaren günlük hikâyesiniz. Bir de bunların yıllarca biriktiğini düşünelim. Başka bir ilahi güce ihtiyaç yok işte hikâye oluşturmak için. İyi gözlem, dinleme ve algılama yeteneği, yaratma gücü de varsa ve edebiyatı da seviyorsanız yazar olmak daha kolay olacaktır.

Karakter oluşturmak için çok insan tanımak gerekiyor mu? Romanlarınızdaki karakterlere benzer insanlar tanıdınız mı?

Çok insan tanımak değil, insanlara, doğaya, hayvanlara önem vermek, iyi gözlemlemek, dinlemek, anlamaya çalışmak yeterli olacaktır. Karakterler biziz. Bizden insanlar. Bizim yaşadıklarımız, bizce, bize göre yaşayanlar aslında. Bu yüzden insanlar okurken karakteri kendi ile özdeşleştirir. Bazen de ‘ben böyle birini tanıyorum’ hissi oluşur.

Son kitabınız Ahsen de de diğer kitaplarınız gibi tarzınız akıcı ve kolay anlaşılır konuşma anlatım dili ile mi yazıldı? Bu bir tarz mıdır, tercih midir?

Tercihtir. Tercihler zamanla tarz şekline dönüşür. Ben içinde yaşadığımı hissetmediğim, okuduğumu anlamadığım, anlamaya çabalamak için hayatımdan vakit çaldığım hiçbir okuma faaliyetinin içinde olmak istemem. İnsanlar hep boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz sorusuna ilk olarak kitap okurum cümlesi ile cevap vererek anlatmaya başlar. Kitap okumak, hayattan hediye olarak kullandığımız vakitlerin en kaliteli şekilde doldurulmasına sebep olan bir eylemdir. Kaliteli zaman geçirirken bunu eziyete çevirmeye gerek yok. Anlaşılır, eşimizden dostumuzdan duyduğumuz dilde, akıcı bir hikâye bize huzur verir. İşte benim tarzım bu. “Hediye zamanları eğlenceli geçirmeyi sağlamak.”

Kitaplarınızın hangi türe girdiğini düşünüyorsunuz?

Aşk ve ilişkiler hakkında; konuşulmaktan çekinilen, dile getirilmeyen duyguları anlatan roman ve hikâyeler yazıyorum. Ne tür derseniz artık…

Kitabımızın birçok okurla buluştuğunu biliyoruz ve sizin birçok yerde imza günü düzenlediğinizi de biliyoruz. Kitap beklenen ilgiyi sizce tam olarak gördü mü? Okuyucularınız Kitabınıza hangi yayın evlerinden temin edebilir?

Ahsen’in kendine has bir sihri olduğunu düşünüyorum. Tahminimden daha iyi okuyucu kitlesi oluştu. Sizin de söylediğiniz gibi yoğun bir şekilde imza etkinlikleri fuar organizasyonları söyleşiler derken Ahsen başta olmak üzere diğer kitaplarım; Piraye’de Nazım olmak, İlginç adamlar ve kadınları, Yağmur’dan sonra Deniz ile birlikte epey seyahat ettik bu yıl. Kitaplarımı okuyucularımız benim sosyal medya hesaplarıma bağlı satış sipariş linklerinden temin edeceği gibi, seçkin kitap marketlerde ve internet üzerinden kitap satışı yapan, D&R, Kitapyurdu, Idefix gibi firmaların internet sitelerinden de temin edebilirler.

Niçin yazıyorsunuz?

Sustuklarımızı yazmak, sessizliğin çığlığı ile biraz olsun hayatı silkelemektir. Susanların, hayallerini konuşamayanların hatta hayal etmekten korkanların sözcüsü olurken kendi içimde biriktirdiklerimi de dışarı akıtıyorum. Bu şahane bir his. Yazmak benim için bir yaşam şekli.

Bir romanın başarılı olabilmesi için sizce olmazsa olmaz koşul nedir?

Okur, anlatılan hayatın içinde gerçek anlamda yaşadığını hissedebiliyorsa, canlandırabiliyorsa, roman başarılıdır.

Yazarlık öğrenilecek bir şey midir?

Teknik olarak evet. Öğrenilecek tek kısmı tekniğidir aslında. Zamanla tarzınız da ortaya çıkar ama yaratmak, öğrenilebilecek bir yetkinlik değildir.

Yeni yazarlara tavsiyeleriniz nelerdir?

İyi dinleyin. Dinlediklerinizi anlamaya çalışın. İnsanların aynası olmak isterken, insanları aynanız gibi görün. Çok okuyun

Roman yazarlığından başka neler yapıyorsunuz?

Senaristim. Dizi ve sinema filmi projelerim var. Kişisel Gelişim Uzmanı ve Yetişkin Eğitmeniyim. Yaptığım işlerin tamamı birbirini besleyen işler. Bir bütün olarak ben. Avustralya Melbourne de bir film şirketi yapmış olduğum anlaşmaya göre baharda vizyona girecek senaryosunu benim yazdığım, filmimiz “The Regret” için çekimlere Ocak ayında başlıyoruz. “Golden Love” “No comment” projelerimiz sırasıyla yolda. Türkiye’de bilindik bir yapım şirketi ile yeni bir romantik komedi filmi için anlaşmamız var. “Şakacıktan” çok yakında izleyicilerin beğenisine sunulacak. 2017 yılının ikinci yarısında “Şok- Stimulasyon” isimli bir gerilim filmim, gerilim sever izleyicilerimiz ile buluşacak. Bu yıl çok çalışmak lazım.

Kitabınız Ahsen’ i özetlemek istersek bize ne söylemek istersiniz?

Eksik olanlara, eksik bırakanlara, aşktan korkanlara, zihnin arkasında saklanıp sobelenmeyi bekleyen aşk düşkünlerine rehber olacak “Ahsen”, mutluluğunuzu tesadüflere bırakmadığınız cesur bir hayatınız olmasına önderlik edecek aşk kılavuzudur.

En çok hangi yazarları okuyorsunuz? Kimlerden etkileniyorsunuz? Hangi tür kitapları okumaktan hoşlanıyorsunuz? Kitap seçerken belirli bir tarzınız var mı? Kişinin bir tarzı olmalı mı? Yoksa her türden kitabı okumak mı gerekir?

Gabriel Garcia Marquez, Dan Brown, Elias Canetti, Harry Mulisch, Stefan Zweig, Stephan King ve Türk edebiyatçılarının tamamı diyebilirim. Günümüzde okuduğum, ciddi takipçisi olduğum yazar dostlarım da var elbette. Can Yücel, Cemal Süreya ve her biri birbirinden usta şairler, Nazım Hikmet, hayranı olduğum Halil Cibran, Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal Beyatlı, Rıfat Ilgaz, Reşat Nuri Güntekin, Halide Edip Adıvar gibi büyük ustaların kitapları ile büyürken, dünya klasikleri ve Rus edebiyatı örneklemelerini de sırayla okudum.

Edebiyatta etkilenmek için kişilerden daha önemli olan, eserlerin içindeki sürükleyicilik, hikâyenin içine dahil olabilme hissini yaşamaktır. Bir tarzım var diyemem. Okuma konusunda hiç yargım ve etiketlerim olmadı. Kitabın içinde yaşatılan dünyada huzurluysam, okumayı sürdürüyorum değilsem, hediye ederim. Bana hitap etmeyen, başka birinin en sevdiği olabilir.

Diğer Kitaplarınızın isimlerini öğrenebilir miyiz? Yeni bir Kitap geliyor mu?

İlk kitabım “İlginç adamlar ve kadınları” “ Piraye’de Nazım olmak” “Yağmur’dan sonra Deniz” ve “AhSEN” yeni kitabım “Beni Seveceksin” Mayıs’ın ilk haftasında okurlarımızla buluşacak.

“İlginç adamlar ve kadınları” kitabımın devamı merak edilen hikâyeler vardı. Bu sebeple hem o hikâyelerin devamlarının, hem de yenilerinin okurlarıma ulaşması için karşıt bir kitap yazdım. Yakında okuyucularıyla buluşacak olan “İlginç kadınların adamları” kitabımda birbirinden ilginç kadınların hikâyelerine rastlayacaksınız. Herkesin kendinden bir anı bulacağı, bu adamı bir yerden tanıyorum, bu kadın aynı ben diyecekleri hikâyeleri keyifle okumalarını dilerim.