Merkez Bankası’nın net rezervleri son haftalarda hızla eridi. 19 Ocak haftasında net rezervler 5,8 milyar dolara düştü.
Bu, Aralık ayında açıklanan kur korumalı mevduatın (KKM) altında bir rakam. KKM, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini artırmak için kullandığı bir araç. KKM ile bankalar, mevduatlarını TL’ye çevirerek Merkez Bankası’na yatırabiliyor. Böylece Merkez Bankası’nın döviz rezervleri artıyor. Ancak bu aracın etkisi sınırlı. Zira bankalar, KKM’yi kullandıkları sürece döviz alım satım iÅŸlemlerinde Merkez Bankası’nın belirlediÄŸi kura uymak zorunda. Bu da bankaların döviz talebini azaltıyor.
Merkez Bankası’nın net rezervlerinin düşmesinin nedenleri arasında, yüksek cari açık, yabancı sermaye çıkışı, döviz talebinin artması ve TL’nin deÄŸer kaybetmesi sayılabilir. Cari açık, ülkenin ithalatının ihracatından fazla olması demek. Bu durumda ülke, dışarıdan borç almak veya döviz satmak zorunda kalıyor. Yabancı sermaye çıkışı ise, yabancı yatırımcıların Türkiye’deki varlıklarını satıp baÅŸka ülkelere yönelmesi anlamına geliyor. Bu da döviz arzını azaltıyor ve TL’nin deÄŸerini düşürüyor. Döviz talebinin artması ise, hem yurt içinde hem de yurt dışında TL’ye olan güvenin azalmasıyla ilgili. TL’nin deÄŸer kaybetmesi, enflasyonu ve faiz oranlarını yükseltiyor. Bu da ekonomik büyümeyi ve istikrarı olumsuz etkiliyor.
Merkez Bankası’nın net rezervlerinin düşük olması, ülkenin dış ÅŸoklara karşı savunmasız kalmasına yol açabilir. ÖrneÄŸin, küresel bir kriz veya jeopolitik bir gerilim durumunda, ülkenin döviz ihtiyacını karşılamakta zorlanabilir. Bu da TL’nin daha fazla deÄŸer kaybetmesine ve ekonomik krize neden olabilir. Merkez Bankası’nın net rezervlerini artırması için, cari açığı azaltmak, yabancı sermayeyi çekmek, döviz talebini dengelemek ve TL’yi güçlendirmek gerekiyor. Bunun için de ekonomik reformlar yapmak, mali disiplini saÄŸlamak, bağımsız bir para politikası izlemek ve güvenilir bir kurum yapısı oluÅŸturmak ÅŸart.
