İsrail ve İran arasındaki gerginlikler tehlikeli boyutlara ulaştı

İsrail ve İran arasındaki gerginlikler, bölgesel güvenlik için ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. Focus.de için kaleme aldığı makalede, terörizm uzmanı Shams-ul-Haq, bu gerginliklerin nasıl bir savaşa yol açabileceğini değerlendirdi.

Ä°srail ve Ä°ran arasındaki gerginlikler, son dönemde yaÅŸanan geliÅŸmelerle birlikte tehlikeli boyutlara ulaÅŸtı. Uzmanlar, iki ülke arasındaki iliÅŸkilerin “soÄŸuk savaÅŸ” döneminden sıcak bir döneme geçiÅŸe yaklaÅŸtığını söylüyor.

Focus.de’ye konuÅŸan terörizm uzmanı Shams-ul-Haq, Ä°ran’ın bölgedeki güç olma ve Filistinlilerin savunucusu olma çabalarının gerginliklerin ana nedeni olduÄŸunu söylüyor.

Haq, Ä°ran’ın Lübnan’daki Hizbullah’a verdiÄŸi askeri destek ve Gazze çatışması sırasında Ä°srail’i hedef alan roket saldırılarının, bu çabaların somut örnekleri olduÄŸunu belirtiyor.

3 Ocak’ta Ä°ran’ın Kerman ÅŸehrinde gerçekleÅŸen terör saldırısının da gerginlikleri daha da artırdığını söylüyor. Ä°ran hükümeti, bu saldırıdan ABD ve Ä°srail’i sorumlu tutuyor. “Bu suçlama, iki ülke arasındaki iliÅŸkileri daha da kötüleÅŸtirdi ve bir askeri çatışma riskini artırdı” diyor.

Gaza çatışmasının Ä°srail ve Ä°ran arasındaki iliÅŸkileri nasıl etkileyebileceÄŸi sorulduÄŸunda, uzmanlar, iliÅŸkilerin zaten çok kötü olduÄŸunu ve bu durumun “soÄŸuk savaÅŸ” döneminden sıcak bir döneme geçiÅŸe neden olabileceÄŸini belirtiyor.

Hak, “Åžu ana kadar Ä°ran’ın doÄŸrudan Gazze çatışmasına müdahale etmekten kaçındığı, ancak Teheran’ın Ä°srail ve ABD’yi Ä°ran’ı askeri bir çatışmaya sürüklemekle suçladığı ifade ediliyor” diyor.

Bölgesel aktörlerin, Hizbullah ve Husi milislerinin bu çatışmada oynadığı rol sorulduÄŸunda, her iki grubun da Ä°ran’ın bölgedeki Åžii çıkarlarını destekleyen birer uzantısı olarak kabul edildiÄŸi belirtiliyor.

Haq, “Husi milislerinin, Kasım ayında Yemen’den Ä°srail’in Eilat liman kentine roket saldırısı düzenledikleri, o zamandan bu yana da Kızıldeniz’de yabancı kargo gemilerine yönelik roket ve drone saldırıları gerçekleÅŸtirdikleri ifade ediliyor. Hizbullah’ın Lübnan’dan hareketle Kuzey Ä°srail’e saldırılar düzenlediÄŸi ve bu saldırılara Ä°srail ve ABD’nin hava saldırılarıyla karşılık verdiÄŸi belirtiliyor” diyor.

Militarist bir tırmanmanın ne kadar olası olduÄŸu ve olası sonuçlarının neler olabileceÄŸi sorulduÄŸunda, uzmanlar, ÅŸu anda Ä°srail ve Ä°ran arasında doÄŸrudan bir askeri tırmanmanın olasılığının düşük olduÄŸu, özellikle de Ä°ran’ın ÅŸu anda ABD ile her türlü çatışmadan kaçınmaya çalıştığı ve Ä°srail’in Ä°ran’dan yapılan saldırılara karşılık vermesi durumunda ABD’nin müdahalesinin kaçınılmaz olacağı ifade ediliyor.

Haq, “Ancak, hala terör grupları aracılığıyla gerçekleÅŸebilecek vekalet savaşı riski bulunmaktadır ve bu da bölge genelinde ciddi etkilere yol açabilir” diyor.

Diplomatik çözümlerin de-eskale etme açısından neler olabileceÄŸi sorulduÄŸunda, uzmanlar, bu çatışmada her iki tarafça da saygı gören bir arabulucuya ihtiyaç duyulduÄŸu belirtiliyor. Ayrıca, Hizbullah, Husi milisleri ve IŞİD-K gibi farklı grupları kalıcı bir ateÅŸkes konusunda ikna etmek de gereklidir. Ancak, bu zor olabilir çünkü taraflar arasında derin düşmanlıklar bulunmakta ve Gazze’deki savaÅŸ, yıllardır süregelen bir çatışmayı taşıyan bir kavÅŸak noktasına gelmiÅŸtir. Bir arabulucunun rolü, tarafların tamamı tarafından deÄŸer verilen biri tarafından üstlenilebilir” diyor.

Sonuç olarak, İsrail ve İran arasındaki gerginlikler, bölgesel güvenlik için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu gerginliklerin tırmanması, bölge genelinde bir çatışmaya yol açabilir. Bu nedenle, diplomatik bir çözüm bulmak için çabalar artırılmalı ve bölgesel aktörlerin bu çatışmaya dahil olmamaları sağlanmalıdır.

Shams-ul-Haq, makalesinde yer vermediği bu çatışmanın küresel bir savaşa yol açabileceği olasılığını da taşımasıdır.  Çünkü hem İsrail hem de İran, bölgedeki ve dünyadaki müttefikleriyle güçlü bağlara sahip. Örneğin, İsrail ABD, Avrupa Birliği ve Suudi Arabistan ile yakın ilişkiler içinde. İran ise Rusya, Çin ve Türkiye ile stratejik ortaklıklar kurdu. Bu nedenle, herhangi bir tarafın saldırısı, diğer tarafın müttefiklerinin de müdahalesini tetikleyebilir.

Orta DoÄŸu’da patlamaya hazır bu barut fıçısının patlamaması için uluslararası toplumun acil olarak harekete geçmesi gerekiyor. Bu çatışmanın diplomasi yoluyla çözülmesi için tüm tarafların masaya oturması ÅŸart. Aksi takdirde, bölgeyi ve dünyayı daha büyük bir felakete sürükleyebilir.

NHY/ Eda Kaya